Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2391.19
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Eylül 2014

Alternatif tatil mi?

Peygamberimizin bir hadisi var. "Sizden evvelkileri öyle takip edeceksiniz ki karış karış, kulaç kulaç onların yolundan gideceksiniz. Hatta onlar başlarını bir keler deliğine soksalar siz de aynı şeyi yapacaksınız." Sahabe, sizden evvelkiler cümlesinden kastedilenin Hıristiyan ve Yahudiler mi olduğunu soruyor. Allah Resulu, "Başka kim olabilir ki" buyuruyor. (Buhari, Enbiya 50, İ'tisam 14; Müslim, İlim 6; İbn-i Mace, Fiten 17.)

Türkiye'de tatil kültürü 1980 lerde başladı ve yaygınlaştı. Daha önceleri gerek ekonomik seviyenin yetersizliği, gerekse tatil kültürünün olmaması nedeniyle sahillerde tatil bilinmezdi. Başka şehirlerdeki eş, dost, ebeveyn, akraba ziyaretleri tatil sanılırdı.

Zannedersem sadece "Beyaz Türkler" Florya ve benzeri yerlerde denizle haşir neşir olurlardı.

Özal'ın, 80' li yıllarda, turizm ekonomisini keşfetmesi ve yabancı turistlerin ülkeye gelişini teşviki ile birlikte iç turizm de patladı.

Sahiller hızla yazlıklar ve otellerle dolmaya başladı. Türkler de sahillere akın ettiler. Sahillere gitmek, plajlara uzanmak, plaj kıyafetleri taşımak da ne alakaysa "Laikliğin Şartlarından(!)" sayıldı.

Plaj sefası öyle bir tutku haline geldi ki "ülkede dini bir yönetim kurulur da plaj sefası elimizden alınırsa" paranoyası bile başladı.

Bu arada "Beyaz Müslümanlar" da plajlara ilgi duymaya başladılar. İskenderun'dan Çanakkale'ye kadar tahminen 2.000 kilometrelik Akdeniz-Ege sahilleri plajlara-otellere tahsis edilirken, bu 2000 km' nin sadece 200 metresi örtülü hanımlara ayrılınca kıyamet koptu. Şeriat alameti sayılarak elitlerin medyası olanca hiddet ve şiddetiyle saldırıp bu 200 metreyi örtülü hanımlara dar etti.

Bir de madalyonun öbür yüzü vardı.

Batılılar ve Türk Elitleri sahillerde kendilerine has şekilde tatil yaparlarken acaba dindar insanlaraynı tatil tarzını tekrar etmeli mi idiler?

1400 yıllık İslam tarihi boyunca böyle bir tatil tarzı yokken bu taklitçilik sağlıklı mıydı?

Elbette dindar insanların da tatil ihtiyacı olacaktı.

Ancak kendi tarzlarını oluşturamazlar mıydı?

Tatilde insanlar illa sahillerde, illa 40-45 derece güneş altında pişmekzorunda mıydılar?

Denize girmek, yüzmek şart mıydı?

Açık büfe israfını kaçınılmaz mıydı?

Alternatif tatil, dağların zirvelerinde, ormanların içlerinde göllerin kenarlarında, bedeni olduğu kadar ruhu da dinlendiren, insanı tefekküre, muhasebeye sevk eden, tatil köylerinde olamaz mıydı?

Açık büfe yerine, Sudanlılardan, Somalililerden utandırmayan, "açlıktan karnına taş bağlamış bir Peygamber"in ümmetine de daha çok yakışacak mütevazi yemekler olamaz mıydı?

İlla da yüzmek gerekiyorsa buralardaki havuzlarda yüzülemez miydi?

Kıyafetinde İslami hassasiyet göstermeyen insanlarla sahilleri kapışmak, hem onların hem de kendinin huzurunu kaçırmak şart mıydı?

Hem, her şeyi ile aynı tatil tarzını yaşayıp, hem de adına "Alternatif Tatil" demenin bir anlamı var mıydı?

Alternatif Tatil , "Batı' lı Tatil" e alternatif olacaksa, İslam Medeniyeti'nin süku00fbnetini, tefekkürünü, estetiğini, zarafetini, sessizliğini, adabını taşıması gerekmiyor mu?