Dolar (USD)
32.53
Euro (EUR)
34.79
Gram Altın
2442.31
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 May 2023

​Asıl karar veren millettir

Siyaset, tüm hayatı şekillendiren ve anlamlandıran kurumların başında geliyor. Giyim kuşamınıza, sakal bıyığınıza kadar rutininizden, çevre sorunlarından tutunuz da siyasi sorunlara, dini meselelere, terör belalarına, iktisâdi problemlere kadar her konuda her şeyinize kadar karar veren ve uygulatan başlı başına siyaset kurumudur.

Tüm bu şekillendirme, neresinden bakarsanız bakın siyasetçinin kendi zaviyesini oluşturan ideal ve ideolojileri, kabul ve ret ettiği doğru-yanlış mülahazalarından oluşan ahlakı üzerinden olur.

Siyasetçilerin ahlaklı olanlarının ne pahasına olursa olsun toplum ve ülkesi için mutlaka yapacağı şeyler vardır. O da şunlardır:

1. İnsan, doğuştan hata yapmaya meyillidir ve hatadan münezzeh olan sadece Yüce Allah’tır. Eğer siyasetçi, hata yaparsa yanlış yaparsa asla “Yanlış yaptım, hata yaptım” dememezlik etmez. Milletinden özür ve Allah’ından bağışlanmayı diler.

2. Bugünü ve yarını; yaşadığı zaman ve mekânın mevcut şartlarına göre değerlendirip millet ve ülkenin geleceğini asla tehlikeli sulara sokmaz, ateşe atmaz. Gerekirse kendi siyasi geleceğini ateşe verir de milletini ve ülkesini selâmete erdirir.

3. “Ülkenin birlik ve beraberliği için iktidar karaciğerse muhalefet mide demektir” kaidesini adı gibi bilir. Bildiği gibi siyasi geleceği için ne iktidardayken ne de muhalefetteyken doğru ve yanlışları ters yüz etmez, ettirmez. Gerek iktidarda gerekse muhalefette neye denk geldiyse doğruya “doğru” yanlışa da “yanlış” der.

4. Seçmenlerin akıl ve ahlakıyla asla oynamaz, tercihlerinden dolayı onlara asla hakaret etmez. Asıl karar verenin millet, siyasetçilerinse emanetçi olduğunu bilir. Seçmenlerin tenkitine kulak verir. Verdikleri haklı tepki ve reylerine saygı duyar. Bunlardan dolayı seçmenleri cezalandırmayı aklından bile geçirmez.

5. Milletinin ahlak ve akıl sıhhati için bir an bile boşluğa mahal vermeden toplumsal nefsleri (kültür) kontrol eder. Toplumda herhangi bir ahlaki ve akli bozulma yaşatan zihinlere koza ördüren durumlara müdahale eder. Toplum, ayrılık ateşiyle birbirine düşüp yabancılaşmadan önlem alır. Eğer bunları yapmazsa toplum ve ülkesini kaybedeceğini çok iyi bilir. Toplum ve ülkesinin geleceğini kaybetmektense kendi siyasi geleceğini kaybetmeyi yeğler.

6. Seçilmek için kendi siyasi menfaatlerini, hırslarını değil toplum ve ülkesinin âli menfaatlerini, birlik ve dirliğini, refah ve huzurunu önceler. Siyasi menfaat ve ihtirasları yüzünden toplumu ve ülkeyi ateşe atmaz. Gerekirse inatlaşma ve önyargıdan uzak kendi siyasi hayatını riske atar da asla milletin gönül birliğini korur.

7. Ülkedeki yasa ve kanunları; millet vicdanını, merhamet ve azametini yaralayıcı hale getirmez. Eğer böyle yasalar varsa kanun yapıcılar olarak derhal değiştirir. Gerekirse suçlulardan tevbe edenler hariç hırsızlık yapanın kolunu keser, ülkeyi kana bulayan teröristi ya idam eder, ya çaprazlama kol bacağını keser. Böylece adaleti tecelli etmiş, toplumsal barışı sağlamış olur.

Bir ekini tarlada bırakmak bir tarafa, bir hastayı ameliyat masasında bırakmak bir tarafa, koca bir ülke ölüm kalım konumundayken koca bir toplum uçurumun kenarındayken siyasi ihtiras, siyasi menfaat ve siyasi anlaşmazlıklar asla affedilemez. Ne yazık ki bunlar yüzünden nice devletler tarih olmuş, nice milletler helak olmuştur.

Ahlaklı bir siyasetçi, konumu ne olursa olsun ülkenin geleceği için kendi millet ve devletine saldıran dini, zihni ve fiziki terörden ayrışmayı, işlerin doğru ve isabetli olanlarında da uzlaşmayı, olmazsa olmaz ahlakının gereği sayar. Yoksa geri kalanını millet ve tarih, bomboş bir iş yazar.