Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Ayaşlı Hasreti

Yakın tarihimizin önemli şahitlerinden biri olan romancı yazar Münevver Ayaşlı, unutulmaması gereken abide şahsiyetlerimizdendir. Gazetecilik yaptığım dönem içinde en çok ziyaret ettiklerim arasında Münevver Ayaşlı da vardı. Beylerbeyi'ndeki yalısı, alimlerin, şairlerin, yazarların, fikir ve sanat erbabının adeta buluşma mekanıydı. O meclislerde tarih konuşulur, tasavvuftan bahsedilir, medeniyet sohbeti edilirdi.

Birbirinin devamı üç ayrı kitaptan oluşan Pertev Bey romanüçlemesi ileOsmanlı'ya hüzün dolu muhabbet ve selamlarını gönderdi. Roman, Ayaşlı'nın, çok istedikleri halde İstiklal Harbi'ne katılamayan Osmanlı paşalarına saygı duruşu mahiyetindedir. İşittiklerim, Gördüklerim ve Bildiklerim'de, köklü aile yapısı ve eşinin bulunduğu önemli devlet hizmetleri sayesinde tanıma imkanı bulduğu şair, yazar ve devlet adamları hakkındaki duygu ve düşüncelerini, sözünü sakınmadan kağıda döktü. Rumeli ve Muhteşem İstanbul'da, kaybettiğimiz toprakların ve insanlarımızın hayat hikayesini anlattı. Osmanlı'yı da, Birinci Cihan Savaşı'nı da, Milli Mücadele'yi de görmüş olan Ayaşlı, Geniş Ufuklara ve Yabancı İklimlere Doğru kitabında ise kendi şahsu00ee macerası ile birlikte büyük bir medeniyetin tarihine ışık tuttu.

Necip Fazıl bir gün Münevver Ayaşlı'ya, "Ben vatanseverlik ölçüsü olarak bir test buldum. En koyu vatansever görünenlere soruyorum: 'Abdülhamid Han'ı sever misiniz?' Böylece onu sevenlerin gerçek vatansever olduğunu anlıyorum. Ayaşlı'nın karşılığı zarif ve anlamlıdır: "Ben de bu teste bir ilave daha yapmak istiyorum. 'Necip Fazıl'ı sever misiniz?' diye sormak lazım. Verdikleri tepkiye göre vatanseverlik ölçülerini tespit edebilirim."

1980 yılında tanıdığım ve vefat ettiği 1999 yılına kadar zaman zaman ziyaret ettiğim Ayaşlı, çok değerli şahsiyetlerle dostluklar kuran, mühim tespitleri ve teklifleri olan, ismiyle müsemma gerçek bir münevverdi. 'Son Osmanlı'lardandı. 1985'te kendisiyle uzun bir röportaj yapmıştım. Ayaşlı, Osmanlı'nın son dönemini yaşamış, geçirdiğimiz felaketlere şahitlik etmişti. Siyasi kargaşalıkları, idari hataları acıyla ve hicranla seyretmişti. O hasbihalde bazı şairlerimizi sormuştum. Abdülhak Hamit Tarhan, Yahya Kemal Beyatlı ve Asaf Halet Çelebi hakkındaki değerli fikirlerini ve hatıralarını bizimle paylaşmıştı. Tarihçi İsmail Hami Danişmend'e hürmeti büyüktü. Hatıralarında anne ve babasından çok sevgi gördüğünü, özellikle babasının kendisine düşkün olduğunu ve "Münevverim" diye hitap ettiğini anlatan Ayaşlı, Avrupau00ee Osmanu00ee Rumeli ve Muhteşem İstanbul kitabında babası Tayyar Bey'den Allah'ını, peygamberini, dinini ve vatanını sevmeyi öğrendiğini söylüyordu. Henüz 10-11 yaşlarındayken babasından Muhiddin-i Arabu00ee Hazretleri'ni duyduğunu, Şeyhü'l Ekber'e büyük hürmet etmeye başladığını minnet ve şükranla yad ediyordu.

Vehbi Vakkasoğlu, Münevver Ayaşlı'yı bir gün yalıda ziyaret eder. Muhteşem salonda neredeyse her köşede 'Edep Ya Hu!' levhalarını görür ve sorar: "Efendim, niçin bu kadar çok 'Edep Ya Hu!" Ayaşlı'nın cevabı, yaşadığı son döneme bir serzeniş, bir sitemdir adeta: "Edebin yokluğundan."

Münevver Ayaşlı'yı yalısında ziyaret eden şahsiyetler arasında Yahya Kemal, Refet Paşa, u00c2saf Halet Çelebi, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Muzaffer Ozak, Nazım Kıbrisu00ee, Osman Kemalu00ee gibi isimler de var. Ayaşlı'nın Ayşegül Nadir ile bir muhaveresi ilgi çekicidir. Nadir bir gün Ayaşlı'yı ziyaret eder ve yalıda nasıl yaşanması gerektiğini sorar. Ayaşlı şu cevabı verir: "Yalının kapısı ve sofrası açık kalmalıdır. Yalıda oturamayan fakir-fukaranın bu imkanlardan faydalanması gerekir. Eğer kapınızı onlara açamayacaksanız, o yalıda oturmamalısınız."

Ayaşlı yazarlara değer verir ve "Bu memleketin yatırı çoktur ama yazarı azdır." derdi. Mevlevu00ee, Melamu00ee, Kadiru00ee, Nakşu00ee gibi tarikatların büyüklerine, Bediüzzaman gibi maneviyat öncülerine vefa gösterir ve hepsine hürmet ederdi. Vefalı bir insandı, hizmet etmiş bütün Müslümanları kucaklardı. Mehmed u00c2kif'i ve Eşref Edib'i ahlak, fazilet ve istikamet adamları olarak görür, Ali Fuad Başgil'i takdir ederdi. En çok beğendiği iki muharrir Refi Cevad Ulunay ve Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu'ydu. Samiha Ayverdi ile dostluğu vardı. Ertuğrul Gazi, Fatih Sultan Mehmed, Abdülhamid Han ve Sultan Reşad hayranı olduğu sultanlar. TRT yıllar önce yazarımızın Pertev Beyin Üç Kızı adlı eserini dizi yapmıştı. Aslında hatıralarından da çok güzel belgeseller yapılabilir. Timaş, Ayaşlı'nın külliyatını kültür hayatımıza kazandırıyor. Ayaşlı'nın adının yeni nesiller tarafından yaşatılması için adına bir "Makale Yarışması" açılmalı ve her yıl tekrarlanmalıdır. 12 Mayıs Salı günü saat 17.00'de Ali Emiri Kültür Merkezi'nde yazarımızı yad edeceğiz. Allah'tan kendisine rahmet diliyorum.