Dolar (USD)
32.19
Euro (EUR)
34.98
Gram Altın
2504.77
BIST 100
11062.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

12 Temmuz 2020

Ayasofya’mız Kurtuldu, Sırada Ailemiz’i Kurtarmak Var!..

Ne vakittir, “Hayır canım, açamazlar, göze alamazlar!” itirazlarına aldırmaksızın “A-çı-la-cak, hem de bu sene!” diyorduk…

2020.

Bir yanda 1934 Ruhu var, diğer yanda 2020 Ruhu.

İkisi de vazgeçmeyecek!..

Muhterem Recep Tayyip Erdoğan bu icraatıyla, “ATALARIM” dediği, dediğimiz bütün mübareklerin, Fethin Sembolü Ayasofya’nın zincirlerine baktıkça ağlayan milyonlarca vatan evlâdının hayr dualarını aldı.

Kahpe Batı’dan ve içimizdeki “Batıcı”lardan gelen tepkiler yapılan işin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor.

Batı’nın İslâm Dünyası için istediği ne varsa kötü ve karşı çıktığı ne varsa iyidir!

Bundan sonra Külliye’den diğer adımları da “ivedilikle” bekliyoruz.

Cedaw’ından, İstanbul Sözleşmesi’ne kadar ne kadar “Batı üretimi zararlı” varsa, hepsini bir kalemde silip atmak, Ayasofya’yı ibadete açmak kadar zor işler olmasa gerek.

Bize ait olan bir “Eğitim Modeli”ni hayata geçirmek de öyle.

Yedi Düvel’in baskı ve tehditlerine rağmen sınır ötesi operasyonlarını kararlı bir şekilde sürdüren, Libya’daki oldu bittiye tek başına direnerek dengeleri değiştiren Türkiye, istikbalini ve istiklâlini birebir ilgilendiren temel meseleleri daha fazla geciktiremez!..

CHP-HDP ORTAKLIĞI’NDAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE TAM DESTEK!

Siyasi İktidarın her yaptığına kafadan karşı çıkan CHP-HDP Ortaklığı, İstanbul Sözleşmesi’ne de, 6284’e de tam destek vermişti.

Bugün de, “AK Parti çevrelerindeki” İstanbul Sözleşmesi ve 6284 savunucularını canı gönülden desteklerken, bizim gibi dâhili ve harici güç odaklarının tepkilerini göze alarak “Çöpe atın şunları!” diyebilen az sayıdaki gazeteciyi hedefe yerleştiriyor CHP-HDP zihniyeti.

Biliyorum ki, mesleklerini daha doğrusu “pozisyonlarını” sürdürebilmeleri Külliye’ye çok yakın “görünmelerine” bağlı olan çoğu meslektaşımız bizim gibi düşünüyor…

Onlar da “ailemizin” tahrip edilmesinden rahatsızlık duyuyor ama…

Ah şu “lüküs hayatlar.”

Ne yapsınlar ki, “mevkilerini” kaybetmekten çok korkuyorlar ve tabii alıştıkları yeni “lü-küs” hayat standartlarının gerisine düşmekten!..

Bundan dolayı da seslerini pek çıkartamıyorlar.

Hatta zaman zaman “İstanbul Sözleşmesi Lobisi”ne “servis” yapmak suretiyle yerlerini sağlamlaştırmak isteyenleri görüyoruz…

Derdi dünya olanın dünya kadar derdi oluyor işte!..

ÇÖPE ATIN ŞUNLARI!

Efendim…

Bendeniz, Ayasofya’yı “kapalı” tutmaya çok itiraz edenlerdenim, bugün de “Oh bee, şükürler olsun.” diyenlerden…

“Aileye Dinamit” niteliğindeki düzenlemelere de, elimdeki kısıtlı imkânlarla “hayır” diyorum.

“Bir an evvel çöpe atılsınlar” istiyorum.

Yüzlerce, belki de 1000’in üzerinde yazım var konuya ilişkin.

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” adı altında, “Eşcinselliğin Meşrulaştırılmasına” kapı aralayan,

İslâm’a ve İslâm’a uygun geleneklerimize savaş açan,

“Kadın beyanını esas almak suretiyle” aile ve ülkeye kast eden “ayrımcı” düzenlemelere karşıyız diye bize yapılanları bir biz biliriz...

Biliriz de “düşmana malzeme vermeme” hassasiyetiyle dile getirmeyiz!..

Efendim;

Ayasofya’nın “Cami” olarak yeniden ibadete açılmasına karar verilmesinin mutluluğunu yaşadığımız böyle bir günde…

Ayasofya’nın “Müze”ye çevrildiği günlere geri dönmemek için atılması gereken en önemli adıma dikkat çekmek istedim.

Bu belki de “Aile elden gidiyor!” feryâdının dile getirildiği binbirinci yazıdır.

Bin kez yazdık, duyuldu, duyulmadı.

Bu bin yazılık süreçte, evlenmeler çok azaldı ve boşanmalar çok arttı.

Salt, şu berbat “Süresiz Nafaka” uygulamasından dolayı dolayı “Aman aman, evlenip de başıma dert mi alayım!” diyen nice vatan evlâdı var.

Öte yandan;

Aile içindeki sıkıntıların çoğunun çözüme kavuşmasını sağlayan “büyükler” devre dışında kaldı, geleneği dağıtırsanız böyle olur, aileyi küçültürseniz büyüklerin sesi kısılır!..

Avukatlık alanını en çok meşgul eden işler de “boşanma davaları” olur.

Bebekken “batı müfredatına” tabi tutulan insanımız gençliğini “okullarda, üniversitelerde” tüketiyor; ‘iş buldu, para biriktirdi’ derken…

Yaş otuz, evlen evlenebilirsen!..

Evlenmek isteyenlerin çoğunun evlenemediği bir düzende, çoğu yuva da “faizli ihtiyaç kredisi” ile kuruluyor, zeminleri böylesine çürük!..

Bir yanda, evlenebilecek durumda olsalar da evlenmeyenler…

Diğer yanda, evlenmek isteyip de evlenmeyi geciktirmek mecburiyetinde kalanlar…

Hepsinden acısı da yıkılan yuvalar ve esas sıkıntıyı çeken çocuklar…

Ayasofya açıldı, sevinçliyiz.

Ailemiz bitiyor, endişeliyiz.

Ayasofya’nın “Müze”ye çevrildiği günlere geri dönmemek için atılması gereken adımlara dikkat çekmek isteriz.

Ayasofya’yı açmak kadar güç değil ya, Cedaw’ı, İstanbul Sözleşmesi’ni filan çöpe atmak!,,

 
TDV kurban