Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Ekim 2019

Barış Pınarı’nda huzur akacak mı?

Türkiye Barış Pınarı operasyonu başladıktan sonra, Batı medyası kasıtlı olarak, Türkiye’nin Kürtlere karşı bu operasyonu başlattığını ileri sürerek bir algı oluşturmaya çalışıyor. Hâlbuki 1984’ten beri PKK’nın eylemlerinin neden olduğu sorunlar ve işlediği cinayetlere bakılırsa, bu örgütün en çok Kürtlerin başına bela olduğu çok net görülecektir.

Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’nin terör örgütlerine karşı daha etkin mücadele etmesi ve terör örgütlerinin gittikçe etkisini kaybetmesinden çok ciddi rahatsız oluyorlar. Bu rahatsızlığın arka planındaysa, bu bölgeyi terör örgütleriyle kontrol etme amaçları yatmaktadır.

Türkiye, kaynaklarını ekonomiye, bilime, sanata, sanayi ve teknolojiye harcayabilseydi nelerin olabileceğini düşünen egemen güçler, terör örgütünü destekleyerek bir kara delik açıp sürekli kaynaklarını heba etmesinin sürmesini istiyorlar.

Sorunu tespit etmek önemlidir ama herkesin merak ettiği ‘’Peki, çözümü nedir?’’ Her şeyden önce eğer bir sorun varsa mutlaka bir çözümü de vardır. Türkiye’nin ve bölgenin istikrarını sağlamak için farklı çözüm önerileri geliştirilebilir ama bana göre şu üç husus sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır.

Bir, Türkiye güvenlik güçleriyle iç barışını bozan terör örgütleriyle mücadele ederken, bu bölgenin merkez ülkesi olduğunu sürekli hatırlamalı ve toplumsal barışı güçlendirecek kuşatıcı bir dil geliştirmelidir. Kendi içinde güçlü olan toplumları dış etkenler fazla zarar veremez. Aramızdaki farklılıkları çatışmanın aracı değil, kendimizi fark etmemizi sağlayan önemli bir değer olduğunu görüp birbirimize saygı göstermeliyiz.

İki, Türkiye, dış politikada da daha etkin diplomatik ilişkiler geliştirmelidir. Bir ülkenin dünya siyasetindeki etkisi, sahip olduğu ekonomik ve askeri gücün yanında kurduğu diplomatik ilişkiler de bir o kadar önemlidir. Ayrıca, Batı’da da yaşayıp Batı’nın sömürgeci anlayışını eleştiren ne kadar akademisyen, yazar ve aydın varsa hepsiyle iyi ilişkiler kurup onlarla birlikte hareket etmelidir. Böylece Batı’nın çifte standart tutumu Batı halkının görmesini sağlayarak hükümetleri üzerinde baskı kurulması sağlanmalıdır.

Üç, Türkiye, Asya, Afrika ve Avrupa kıtasının merkezinde bulunması önemli coğrafi bir güçtür. Ancak sahip olduğunuz coğrafyayı jeopolitik bir açıdan yorumlayabildiğiniz ölçüde coğrafya size bir güç kazandırabilir. Yorumlar zamana ve şartlara göre değişse de coğrafyanın fiziki varlığı olduğu sürece o ülkenin gücüne katkısı asla değişmez.

Dört, Türkiye, memleketine gönülden bağlı ne kadar yetişmiş insanı varsa, siyasi farklılığına bakmaksızın bu ülkenin birikimi görmeli ve onların birikiminden mutlaka istifade etmelidir.

Sonuç

Türkiye, çok kutuplu bir dünyanın güçleri arasındaki dengelerde etkili rol oynayacak bir coğrafyaya sahiptir. Bizler Türküyle, Kürt’üyle, Fars’ıyla, Arap’ıyla bu coğrafyanın çocuklarıyız. Enerjimizi birbirimizi tüketme yerine, kanımız ve kaynaklarımız üzerinde saltanat kuran güçlere karşı harcamalıyız. Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı bu bölge halkının huzur ve refahına yönelmiş tüm terör örgütlerine karşı verilen haklı bir mücadeledir. Bunu fark ettiğimiz gün pınarlarımızda kan yerine huzur akacaktır.