Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2392.15
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

07 Ekim 2020

Barışı Zora Sokan Barış

Bugün adına ‘’Ortadoğu’’ dedikleri coğrafya, İtilaf Devletlerinin Birinci-İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında verdiği kararlardan doğduğu herkesçe bilinmektedir. Alınan bu kararların neden ve nasıl, hangi umut ve korkuların, sevgi ve nefretin sonucunda alındığı İsrail’in izlediği politikalarda gizlidir.

Siyonistler, tarih boyunca Filistin’de bir ‘’İsrail devleti’’ kurma hayalini kurdular ve Batılı güçlerin himayesinde bu hayallerini de gerçekleştirdiler. Ancak kurulduğundan bugüne İsrail’in işlediği cinayetleri anlatmaya kelimeler kifayet etmez. İsrail’in Filistin’de sergilediği vahşet, insanlık vicdanını kanatmaktadır.

Batı’da veya Doğuda olsun ne zaman İsrail’in bu hukuk tanımaz politikaları eleştirilirse, hemen ‘’Anti-Semitizim’’ yapmakla mahkûm edilir. Siyonistler, Faşizmi sadece Klasik İtalyan ve Nazi formlarında ‘’süper ırk’’ ideolojisi ile eleştiriler. Hâlbuki kendileri de ‘’seçilmiş kavim’’ olduklarını düşünürler. Mevcut dünya ülkeleri içerisinde dünyanın en faşist ülkesi İsrail’dir.

İsrail, neyi eleştirirse biliniz ki kendisi onu yapmaktadır. Örneğin, sürekli İran’ı nükleer silaha sahip olmaya çalışmakla suçlar ama kendisi nükleer silaha sahiptir. Avrupa’yı ırkçılıkla suçlar ama kendisi de ırkçı bir devlettir. Şimdi de Türkiye’yi yayılmacılıkla suçluyor ama kendisi Filistin, Ürdün ve Suriye topraklarını işgal etmiş durumdadır.

Bütün bu gerçekler ortadayken, geçtiğimiz günlerde İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz: ‘’Türkiye’nin bölgeyi istikrarsızlaştırdığını ve barış çabalarına karşı çalıştığını iddia’’ etti. Stratejisini kargaşa ve zulüm üzerine kurmuş İsrail, stratejisini barış üzerine kurmuş Türkiye’yi suçlayabilir mi?

İsrail, Körfezdeki bazı Arap ülkeleri yanına alarak sözde ‘’barış’’ süsleriyle işlediği vahşeti gizlemek için Türkiye’ye çamur atmaya çalışmaktadır. Ne yaparsa yapsın çıplak gerçek şudur ki; İsrail, bencil, zorba ve cinayete yatkın bir ülkedir.

Peki, İsrail neden Türkiye’yi hedef alıyor? Bu sorunun birçok nedeni olabilir ama bu yazıda üç maddenin altını çizmek isterim.

Birincisi, Türkiye, İsrail’in Filistin’de uyguladığı vahşeti açık bir şekilde eleştirmesi, İsrail’i rahatsız etmektedir.

İkincisi, Türkiye, Netanyahu’nun bazı Arap liderlerini manipüle edip bölgede barışı zora sokan barış imzalamasını eleştirmesi, İsrail’i rahatsız etmektedir.

Üçüncüsü, Türkiye, bölge huzurunu bozan terör örgütlerine karşı etkin mücadele etmesi İsrail’i rahatsız etmektedir.

Çözüm nedir?

Her şeyden önce bir sorun varsa çözümü de mutlaka vardır. Benim aklıma şu hususlar geldi siz bunu çoğaltabilirsiniz.

Bir, İsrail’in bölgede bölücü ve çatıştırıcı politikalarına karşı Türkiye, barışı ve bütünleşmeyi sağlayacak stratejiler üzerinde kafa yormalıdır. İsrail, bir Türk-Arap çatışmasını planlamaktadır.

İki, farklı siyasi partilere sahip olmamız aramızdaki kardeşlik, akrabalık, komşuluk hukukuna zarar vermemelidir. Toplumsal dayanışmamızı güçlendirmemiz hayati bir öneme sahip olduğu asla unutulmamalıdır.

Üç, Türkiye, barış ve adalet temelinde bütün ülkelerle iyi ilişkiler geliştirmek için diplomatik alanda Türk Büyükelçiliklerini daha çok çalıştırmalıdır.

Türkiye’nin önü açıktır. Yeter ki tüm siyasi kadrolar, ufkun ötesine bakarak İsrail’in bölgede ‘’barışı zora sokan barış’’ ile tekerleği hangi yönde döndürmek istediğini görecek vizyona ve sezgi gücüne sahip olsunlar.