Dolar (USD)
32.22
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2465.24
BIST 100
10319.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Haziran 2018

Başkan Erdoğan'ın yüksek hatrına

Son 4 yılda 5. seçimi geride bıraktık, 6. seçim olacak mahalli seçimlere doğru yelken açtık. Her ne kadar sık sık yapılan seçimler hem ruhumuzu hem de ülke olarak cebimizi yorsa da "siyasetçiler de halk da galiba sandığı çok seviyor, sandık ortaya geldi mi işi-gücü bırakır sandığa koşar, demokrasiye ve iradesine de rekor düzeyde sahip çıkar" ki 24 Haziran seçimlerinde katılım rekor düzeyde olmasa da çok yüksekti. Suruç'taki elim hadiseyi dışarıda tutarsak çok şükür seçim büyük bir olgunlukla, kavgasız-gürültüsüz, demokrasi şöleni halinde geçti. Ancak Suruç olayı halen de kamuoyunu ve vicdanları tatmin edecek bir açıklığa kavuşturulmamış, olayın ortaya çıkış sebebi, şekli, gelişimi, ölümlerin nedeni ve failleri tam ortaya konmamış. Ki diliyorum ve umuyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi sorumlular net ve tam bir şekilde ortaya çıkarılacak; vahim iddialar, kirli bilgi ve algılar ortadan kalkacak, sorumlular kim olursa olsun hukuk devleti gereği yargı önünde yaptığının hesabını verecektir. Ne olursa olsun adil bir hukuk devleti "tüm yapı ve gruplara eşit mesafede durmalı, tüm yapı ve grupları da bir birine eşit mesafede tutmalı."

Bütün partilere mesaj vardı

Tarihi seçimde seçmen öyle ince bir ayar çekti ki aynen bıçak sırtı. Doların fırlamasına, altının çıldırmasına, pazarın yangın yerine dönmesine rağmen seçmen "İstikrar ve istikbal, itibar ve itimat, tecrübe ve birikim dedi, çözerse yine Erdoğan çözer, yaparsa yine Erdoğan yapar" dedi. Ortaya çıkan sonuç tüm partiler için ne bir mutlak zafer, ne de bir hezimet. "%52 civarındaki sonuç" sadece Anayasal meşruiyeti sağladı. Muhalefeti iflasa götürmedi. Halkın bütün partilere verdiği "kendine çekidüzen verme, düşünme, özeleştiri yapma, sorgulama, yenilenme" mesajları vardı. Özellikle AK Parti'nin payına düşen mesajda: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güvenimiz tam ancak AK Parti'ye destek ve güvenimiz azalıyor, listelerde ciddi sorunlar vardı; içinizde kötüleri ve kötülükleri barındırmayın, sizi oraya getiren halkı da unutmayın. AK Partili görünüp de AKP'li olanlara kapının yolunu gösterin; halkı sömüren asalakları, ihale ve rant peşinde koşanları, her güçlü devrin adamı olanları, menfaat ve koltuk sevdalılarını, korkak ve yalakaları tek tek tasfiye edin. Kibir abidesi ve halka tepeden bakan teşkilatlarınızı, belediye başkanlarınızı ve bürokratik kadrolarınızı yenileyin. Hatalarınızdan ders çıkarın, eksikliklerinizi tamamlayın ve yolunuza "ilk günkü aşkla ve ilk günkü heyecanla" daha güçlü devam edin " ikazları vardı.

Sizi oraya getiren halka kulak verin

Seçimler bitti, sonuçlar ve ikazlar ortada, artık rahat rahat herkes eteğindeki taşı dökebilir, seçim boyunca yapılan yanlışlar hakkında eleştiri hakkını davaya ihanetle suçlanmadan rahatlıkla yapabilir. Bakın terör ve anarşinin adeta Kürtlere yüzyılın trajedisini yaşattığı, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş acılarını tattırdığı geçmiş hendek ve çukur terörüne maruz kalan Diyarbakır'da hükümetin normalleşmeyi sağlayacak, yaraları saracak, istihdamı artıracak onca yatırımlarına rağmen AK Parti'nin aldığı oy oranı yüzde 21 civarında yani 1 Kasım seçimlerinin altında. Halbuki AK Parti Diyarbakır'da adayların seçiminde ve sıralamasında "yerelin sesine, dengesine, demografik yapısına, emek, ehliyet, liyakat ve rengine kulak verseydi, seçim sonuçlarına göre AK Parti'nin yüzde 17 civarında bir oy aldığı orta ölçekli bir ilçeden 3 adayı, yine AK Parti'nin 500-600 oy aldığı küçük bir köyden akraba iki adayı listeye koyma, AK Parti'nin oy deposu dediğimiz diğer ilçeleri adaysız bırakma hatasına düşmeseydi, BBP'nin Maraşlı genel başkan yardımcısını Maraş, Sivas, İzmir, Kayseri gibi illerden değil de Diyarbakır gibi çok hassas ve kritik bir ilde ki adayın istek ve bilgisi dışında listeye sokma yanlışına düşmeseydi, denenmiş ancak tutmamış, hatta büyük tepki çekmiş, hiçbir karşılığı da olmamış bazı isimleri listeye dayatmasaydı tecrübe, gözlem ve duyumlarıma göre AK Parti'nin Diyarbakır'da yüzde en az 33-35 civarında oy ve 5 vekil çıkarma olasılığı çok yüksek olacaktı. "Diyarbakır'da hiç mi anket çalışması yapılmadı, hiç mi kamuoyu neyi ve kimi istiyor diye sorulmadı? "Dua etsinler Başkan Erdoğan Diyarbakır'a geldi, halktan listeye destek istedi yoksa sonuç çok daha büyük bir fiyasko olacaktı, oylar Erdoğan'ın hatrına verildi?" şeklinde isyan ve itirazlar çok var.

Başkanlık sihirli bir değnek değildir

Seçim hatrına katlanılan siyasi gerginlikler artık bitmeli, tehlikeli boyutlara tırmanan yüksek tansiyon artık inmeli. Bırakmalıyız CHP'de kaynayan kazanı, HDP'ye oy verenleri. Bu hassas ve duygusal millet, bu tehlikeli kutuplaşma ve kamplaşmayı daha uzun süre kaldıramaz. Artık iktidarı ve muhalefetiyle normalleşmeyi sağlayacak, toplumsal dayanışmayı güçlendirecek adım ve söylemlere acil ihtiyaç var. Yeni hükümet sistemi de tek başına, tüm sorunlarımızı çözecek sihirli bir değnek olmayacak, çözüme giden zorlu, meşakkatli ve hayırlı bir patika yol olacaktır. Ekonomiyi canlandıracak, demokrasi ve hukuk devleti çıtamızı yükseltecek, yargıyı daha bağımsız ve saygın kılacak yapısal reformlara da acil ihtiyaç var. İstihdamı nasıl artıracağız? Katma değeri yüksek malları nasıl dünyaya ihraç edeceğiz?" gibi önümüzde duran gerçek gündeme ve dağ gibi duran sorunlara acilen odaklanmamız lazım.