Dolar (USD)
32.21
Euro (EUR)
35.06
Gram Altın
2472.96
BIST 100
10158.63
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

11 Aralık 2018

Bayramiç''e selam

Geçen hafta Mehmet Akif Ersoy merhumun doğduğu evi ziyaret ettim. Ev aslına göre yeniden diriltilmişti. Evden merhum şairin babasının imamlık yaptığı camiye doğru yürüdük. Taşköprü’nün hemen yanı başında yine aslına göre canlandırılmış, yeniden hayata döndürülmüş bir cami idi.

Mehmet Akif’in İstanbul Fatih’e gelinceye kadar doğup büyüdüğü toprağın huyu barışçıl bir huy. Söylendiğine göre ilçe insanlarında; karşılıklı saygı, hayatı “ümran” tadında yaşamayı bilme yani ömrü mamurluk için gayret ve tabii ki sonuç olarak nazlanmadan geliveren yaşama sevinci var. Kendi kendime acaba bir toprağın hafif sapa olması; onun için “bozulmadan saklanmış olma” anlamında bir nimet midir, şeklinde düşünürken Ayazma tarafına gittik. Kaz dağlarında bir orman evinde kuzinede ne yenirse onları yedik, içtik. Söylemesi ayıp değil. Öyle olsa yaşaması da ayıp olurdu.

Tabii ki ilçe içinde bir iki söyleşiden sonra. Yine gençler kıpır kıpırdı. Kocaman ruhlarını dal inceliklerine sığdırmaya çalışıyor gibiydiler. Hani canını koyarsın içine. Çıkar senden izinsiz. Bir daha koyarsın, kilitlersin tenini. Yok. Sığamaz. Bir daha çıkar ya. Tıpkı onun gibi.

Onlarla “büyüyünce insan olma”yı konuştuk. Dedik ki büyüyoruz tamam. Fakat insan olmaktan başka her şey olabiliyoruz. İnsanın bir takım konumlara erişmek istemesi, işi, gücü, kazancı, mesleği, kariyeri… Onun insanlık makamından etmesin, dedik. Kötü mü ettik?

Bir de; “Mesleğimizle geçiniyoruz tamam, fakat mesleğimiz bizimle geçimli mi?” dedik. Yani tabiatımızda tohumu olan bir meslek tutturalım da mesleğimizle sadece maddi kazanç elde etmiş değil, bir de mutluluk ta elde etmiş olalım istedik. Öyle ya maddi anlamda ayakları üstünde durmak yetmez bir insan için, manevi anlamda kalbi üstünde durmak ta gerek…

Buna vesile olan ise tanışmış olmakla şükrettiğim Bayramiç Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmeni Aykut Aksoy idi. Mübarek bir ruh.

Ayrıca okul müdürü Zekeriya Bey’in tabiliği, hürmeti, meslek dersi hocaları ve diğer değerli hocaları, okulun diğer görevlileri ile birlikte güzel saatler geçirmek nasipte var imiş. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün duyarlılığı ve katkıları da aynı şekilde…

Böyle tertemiz bir okulu, kıpır kıpır ve mutlu bir gençliği, insanı ve anlamı anlamak için eğilmiş tevazuu gördüğümde onlara karşı büyük hürmet duygularıyla Çanakkale Bayramiç’ten ayrıldım. Ayrılırken satırlar düştü yine iç sayfalara…

Nuh’un mirası gemi su almış olabilir, kimilerine göre. Fakat gemi harika tayfalarla dolu. Orada birbirinden değerli öğretmenler var. Orada yeşermiş bir fidanlık var. Bu şahitliğim beni çok memnun etti ve ümitli olmamın haklı gerekçelerle yeniden süslendiğini hissettim. İnsan daha fazla sorumluluk hissiyle ayrılıyor böyle insanların yanından. Daha doğruluyor. Yapageldiği işleri sorgulayıp sağlamasını yapıyor.

Selam olsun Bayramiç’li insanlara.