Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ağustos 2018

'Bela' eksik olmaz başımızdan!..

ABD elbette "her istediğini yapabilecek" durumda değil, artık başka büyük ve etkili güçler de varu2026

Bu doğru.

Bir başka doğru da şu:

ABD'yi dengelemek için "ittifak" halinde olduğumuz, olacağımız devletleri de birer "kurtarıcı" olarak göremeyiz ve elbette hiçbirine güvenemeyiz!..

Kurtuluşumuz, yükselişimiz bizim çabalarımıza bağlıdır.

Sağlam durur, "Kur'an'ı Yaşayan Müslümanlar" olursak, bu iş olur.

Saldırılar yaman, dağ fare doğurmayacak, epeyce başımız ağrıyacak.

"Bela" gelecekse gelir, hayat böyledir, önemli olan, "bela" geldiğinde ne yapmak gerektiğini bilmektir.

Öncelikle, "dualarımızı" eksik etmeyeceğiz.

Merhum İstiklal Şairimiz'in ifade ettikleri gibi;

"Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete ram ol,
Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. '

Fiili dualaru2026

Öncelikle, "birlik ve beraberliği" temin için elimizden geleni yapacağız.

Bunun için güzel imkanlar ortaya çıkıyor aslında.

Bazı muhalefet partilerinde yaşanan "yönetim krizleri, bunlara destek veren vatandaşların bir bölümünü uyandırmış olmalı.

Genel Merkez önündeki "koltuklu" eylemin de vurguladığı gibi, bu yönetimlerin "memleketi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkartmak gibi" bir dertleri yok.


Partilerinde iktidar olmayı yeterli gördükleri, oralarda kalabilmek için yapmayacakları çok az şey olduğu yönündeki kanaat, bugüne kadar oralara destek verenlerde de yerleşiyor.

Çok olumlu bir gelişme bu.

Bugüne kadar söylediklerimize kulak asmayanlar, yönetimlerdeki berbat halleri gördükçe bize hak vermeye başlıyorlar!..

Ülkeyi yönetenlerin, "bir kısım muhalefet"teki gelişmeleri çok iyi okumaları ve oralarda çok geniş "ittifak" alanları olduğunu görmeleri gerekiyor.

"Bir ve beraber" olunabileceklerin sayısını arttırmak, çerçeveyi mümkün olduğunca ve tabii çok dikkatli bir şekilde genişletmek mühim.

Efendim,

ikinci meselemiz, çok daha hızlı işleyen, çok daha güvenilir bir yargı atmosferini oluşturabilmek.

Üçüncüsü, her ikaz, her eleştiri karşısında hemen kaşları kaldırıp, 'Ne yani!' moduna geçen sözde aydın özde "menfaatçi" takımının "etki alanı"ndan çıkabilme meselesi!..

Her şeyi alkışlayanlara ve her şeye karşı çıkanlara kulak asılmamalı.

Her ikisinin de halleri kötüdür ve her ikisi de "işler değiştiğinde" aynı noktada birleşecektir!..

Dördüncüsü, sıralamaya bakmayın siz, en önemlisi:

Memleket evlatlarına, "Yerli ve Milli" değerleri özümsemelerine, dünyanın her yerindeki meslektaşlarıyla rekabet edebilecek güce ulaşmalarına imkan verecek "eğitim" imkanları sunulmalı!..

Bunca gecikmeden sonrau2026

Bunca ihmalden sonrau2026

Lütfen!..

*****

GÖSTERİŞ, KONFOR, TÜKETİM ÇILGINLIĞI!.. OLMAZ!

Beşinci mesele, bir önceki maddeyle de alakalı:

İçinde bulunduğumuz "israf batağı"nın kurutulması için gerekenler yapılmalı.

Yemiyor, içmiyor, el oğlunun ürettiği malları edinebilmek için adeta yarışıyoruz!..

Hale bakınız lütfen:

10 yılda, 142,4 milyon adet cep telefonu ithal etmişiz!..

Bunun için el oğluna tam 23 milyar 708 milyon 146 bin Dolar kaptırmışız!..

Kaç devasa köprüye, kaç İstanbul Yeni Havalimanı'na denk gelir sadece "ithal" cep telefonuna verdiğimiz para, varın siz hesap edin!..

Nice vakit kullanabileceğimiz, işimizi daha uzun süre görebilecek evsaftaki cep telefonlarını yenileriyle değiştirmeye bayılıyoruz.

Sadece o değil, eline en küçük bir imkan geçenlerin hatta imkanı olmayanların "banka kredisi-faiz" yoluyla, ne otomobiller aldıklarına şahitlik etmekteyiz.


Bugüne kadar yabancı otomobile, memleketi "sıkıntıya" sokacak miktarda para kaptırdık!..

Bunların ne kadarı gerçek ihtiyaçtan ne kadarı "özenti"den ve "hava atma" ihtiyacından...

Vicdanlarımız cevap versin!..

"El-alem ne der!" ruh halinden bir kurtulabilsek ne iyi olacak!..

Memlekette gerçekten geçim sıkıntısı çeken çok sayıda vatan evladı var ama, "Bu değirmenin suyu nereden geliyor arkadaş!" dememize yol açacak kadar "bol harcayanları" da görüyoruz.

"AVM"lerdeki süpermarketlerin çıkışlarına bakın, sepetler binbir çeşit kalemle dolu.

Allah daha fazla versin, gözümüz yok dau2026

Alışverişlerin kahir ekseriyeti "kredi kartı"yla olmasa!..

Sigara hesabı da berbat bir hesap, sağlık elden gittiği gibi -günde 1 paket, 30 yıl hesabıyla- "bir daire" parasını havaya üfleyenlerimiz çok.

Bu illet, sağlımızı, sağlık harcamalarımızı ve tasarruflarımızı patlatıyor!..

Çoğu anne-baba, evin rızkını duman ediyor!..

Hava atmayı da çok seviyoruz, okuduğumuz kitaplar, edindiğimiz ilimler değil de, gösterebildiğimiz "tüketim"ler tarif ediyor bizi.

"Hane Halkı" borçluluk oranının hızla artmasının en önemli sebepleri arasında, "israf" ve "gösteriş" merakı da var maalesef!..

Hayatlarımızı şöyle bir gözden geçirelim:

Bugüne kadar "gerçekten ihtiyacımız" olmadığı halde edinmek için para harcadığımız kaç "kalem" var?

"Olmasa da olur!" diyebileceğimiz nelere ve niçin para verdik?..

Efendim, bunları yazdık ya, bize kızanlar olacaktır mutlaka.

Diyeceklerdir ki mesela:

"Ekonominin bütün yükünü bize yükledin, faturayı yine bize kestin!"

Hayır, fatura kesecek adam aramıyorum.

Hepimiz, daha "tasarruflu" davranmayau2026

Çoğunu ithal ettiğimiz ürünleri tüketirken, boynumuza geçirdikleri ve atmaya uğraştığımız zinciri biraz daha kalınlaştırdığımızı bilmeye, ona göre hareket etmeye mecburuzu2026

Sadece bunu söylüyorum!..

"Günde beş milyon ekmeği israf eden bir ülkenin insanları olarak, kendimize çeki düzen vermeye mecburuz!"

Bunu söylüyorum!..

"Bize elimizdeki telefondan, bindiğimiz arabadan dolayı kıymet verecekler varsınlar kıymet vermesinler!.. "

Bunu söylüyorum!..

Kaynaklarımızı, lükse, gösterişe, israfa değil de,

"bilgiye" ve "üretim"e yönlendirmeliyiz!..

Bunu söylüyorum!..

Türkiye, büyük işgal operasyonlarından kurtulacaku2026

Türkiye, dünyanın en güçlü birkaç ülkesi arasına gireceku2026

Bunlar da, rahatımızdan, konforumuzdan taviz vermedenu2026

Bu tüketim kalıplarıylau2026

Bu "gösteriş" merakıylau2026

Bu "mazrufa" değil de "zarf"a dikkat kesilen bakış açısıyla olacaku2026

Bu kadar az "bilgi üretimiyle" olacaku2026

Bu kadar az çileyle, bu kadar az çalışmayla olacaku2026

Öyle mi?..

Böyle diyorsak eğer, Türkiye'nin işinin çok kolay olduğunu zannediyoruz demektir!..

O kadar kolaysau2026

Bütün işi "bir veya birkaç kişinin sırtlarına" yıkarak halledebiliyorsaku2026

Az çalış ve çok harca Türkiye!..