Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2388.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Temmuz 2021

'Ben bu çağdan nefret ettim'

"Diri diri gömülen kız çocuğunun, hangi günahtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman..." Tekvir Suresi, 8-9. Ayetler

Bu sureyi okurken tüylerim diken diken olur ve her nedense Mekke’deki cahiliye toplumunun en habis âdeti olan kız çocuklarının diri diri gömülmesi gözümün önüne gelir. Ne kadar berbat bir uygulama. Berbat kelimesinin dahi anlamından utanacağı kadar facia derecesinde bir gelenek.

Hz. Ömer'den rivayet edilen bir olayda kendisi cahiliye döneminde yaptığı iki uygulamayı anlatırken birine çok gülermiş, diğerine ise hıçkıra hıçkıra ağlarmış.

Hz. Ömer, Müslüman olmadan önceki döneminde putlara taparmış ve yolculuğa çıkacağı zaman yanında bulundurmak üzere helvadan put yaparmış. Puta ibadet ettikten sonra acıkınca da helvadan yaptığı putunu yermiş. Bu olayı Müslüman olduktan sonra her hatırladığında gülermiş.

Diğer olay ise cahiliye döneminde kız çocuğunun olmasını utanılacak bir durum olarak gördüğü için kız çocuğu olduğunda onu diri diri gömmeye götürüp toprağı kazdığında sakallarına toprak gelince kızının "Babacığım, sakallarına toprak bulaşmış, onları temizleyeyim." deyip minicik elleriyle babasının sakallarındaki kumları temizleyişini her hatırladığında ise hıçkıra hıçkıra ağlarmış. Kendisi kızını biraz sonra diri diri gömecekken kızı ise babasına duyduğu sevgiden sakallarındaki toprağı temizlemeyi kendine dert edinmiş. Hani “baba yüreği” derler ya, işte bu deyimin iflas ettiği an... Evlat yüreği baba yüreğinden daha büyükmüş aslında. Bu olayı her anlatışımda gözlerimden süzülen damlalara engel olamıyorum.

Bu hafta başka bir yazı kaleme almıştım, ancak medyada geniş yankı bulan ve vicdanları sızım sızım sızlatan bir olaya hepimiz üzülerek şahit olduk. Adalet vicdan ile değil de avukat beyanları ile karar verdi. Sonuç ise tam bir facia. Neresinden tutarsan tut, elinde kalan ve elimizde patlayan bir bomba oldu bu karar.

Adaletin sustuğu yerde hakikat kör kalır. Hakikat kör ise her neyi görüyorsan gör, kesinlikle gördüğün şey yanıldığının resminden başka bir şey değildir.

Burada tutup da en afili kelimelerle laf cambazlığı yaparak bu durumun fecaatini anlatmak istesem de hangi acıya tercüman olabilirim ki? Bir çocuk bile acısını kelimelerle değil de ancak resimlerle anlatabiliyorsa hangi kelime teselli eder bu acıyı?

Cahiliye döneminde diri diri gömülen kız çocuğunun hangi günahtan ötürü gömüldüğü hepimize sorulduğunda verecek bir cevabımız yok iken, şimdi ise bu adeti kaldıran Peygamberin ümmeti olarak gerine gerine ortalıkta gezinip de çağımızda diri diri öldürmesek de, ölümden beter hale getirdiğimiz çocukların ahlarıyla vicdanımız dahi sızlamıyorsa hangi inancın, hangi insanlığın gölgesine sığınacağız ey insanoğlu?!

Zulmün, zalimin beraat ettiği yerde adalet ayan beyan hangi delilin arkasından karar verir?

Çocukların sessiz çığlıklarıyla harlanan ateş hepimizi yakar, bilesiniz!

Cahit Zarifoğlu'nun "Biliyor musunuz? Ben bu çağdan nefret ettim. Etimle, kemiğimle nefret ettim" dediği yerdeyiz şimdi. Hangi açıdan ve hangi bakışla bakarsak bakalım, bu çağ bizi kendinden hep nefret ettiriyor. Bugünümüz bu kadar nefretle doluyken yarının hangi umudunu bırakacağız çocuklara, çocuklarımıza?

Bütün ideolojilerimizi, izm'lerimizi, maske diye yüzümüze taktığımız her ne var ise hepsini çıkarıp atarak, insanlık denen elbiseyi üzerimize giyinerek bütün çirkefliklere, rezilliklere, insanlığın önünde duran engellere karşı durmak için başımızı alıp ellerimizin arasına düşünmek gerekiyor. Ne yapmalıyız? Önce insan, hakikî insan olarak yola çıkmaktan başka bir çaremiz kalmadı ey insanoğlu!

Çünkü "Bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundayız..."