Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2464.46
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Şubat 2017

Bir CHP Klasiği

Bir yerlerde okumuştum. "Liderlik" diyordu "bireylerin ortak yaratılan vizyona dönük olarak bir araya gelmesini, istekli ve coşkulu olarak ortak hedefleri benimsemesini ve bu hedeflerin gerçekleşebilmesi için güçlenerek bütün varlıkları ile katkıda bulunmasını sağlayan enerjik bir süreçtir." Liderlik, bir süreçtir.

Yukarıdaki tanım, Türkiye'nin aramış olduğu liderin veya liderliğin portresidir. Lider bahsedilen enerjik sürecin yöneticisidir. Orkestranın şefi gibidir. Lider enerjik olabilirse diğer bireyleri ve ardından gelen geniş kitleleri kolaylıkla harekete geçirebilen güçtür. Bundan dolayı siyasette başarının ön şartı, doğru lider veya liderlik olsa gerek.

Aslında tüm bu açıklamayı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu referandumdan hayır çıkması durumunda değişen bir şeyin olmayacağını söylemesi üzerine yapıyorum. Bir konuşmasında Sayın Kılıçdaroğlu; "Değişen bir şey olmaz. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Parlamento yerinde kalır, herkes yetkilerine sahip olur. Geçmişte nasıl gidiyorsa benzer şekilde yolumuza devam ederiz."

Kılıçdaroğlu'ndan duymuş olduğum bu cümleler beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü Parlamenter sistem, 16 Nisan referandumundan çıkacak olan evet oyu ile değişmeyecek. Bu düzen, 2007 yılında CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesiyle zaten değişti. Hatırlayınız, dönemin CHP'sinin Genel Başkanı Deniz Baykal, oylamalara katılmayacaklarını ve 367 tartışmalarının ciddiye alınması gerektiğini söylemişti.

Bunun yanı sıra toplum, siyaset üzerinden kutuplaştırılmaya da çalışılmıştı. Seçim dönemine, başörtüsü ve laiklik tartışmalarıyla gelinmiş ve ülkenin farklı yerlerinde "Cumhuriyet Mitingleri" adıyla bürokratik vesayetin devamını hedefleyen gösteriler düzenlenmişti. İktidar partisi olan AK Parti'nin, kendi siyasal çizgisinden bir ismi sadece eşi başörtülü olduğu için cumhurbaşkanlığına seçmesi engellenmek istenmişti. "Sakın ha" diye haykıran, Ak Parti'ye ve bu partiye destek veren kesimlere parmak sallayan Baykallı CHP, siyaseti tıkamıştı.

Kısacası CHP; her zaman yaptığını yapmış, sistemi tıkamış, Anayasa Mahkemesi'ne koşmuş ve istediği kararı çıkarmıştı. Gelinen nokta hepimizin malumuu2026 Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; CHP başkanlık sisteminin arkasındaki mimardır.

Baykal, yeniden sahnelerde ve yine "sakın ha" demeye devam ediyor. Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi'nde CHP'lilere hitap Baykal; "Bu oy çok kıymetli, bu oyunuzun kıymetini bilin. Sakın ha tapuyu kaptırmayın. Hem gecekondunun tapusunu, hem de devletin tapusunu" demiş. Oysa Baykal, halkın 2007 yılında elde ettiği demokratik kazanımını geri istemeliydi.

Hülasa CHP'nin yeni bir lidere ve güçlü liderliğe ihtiyacı var. "Sakın ha" diyerek sistem değişikliğine dur denilemez.