Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2401.40
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Bir garip Orhan Veli

Ülkemiz edebiyatının en önemli isimlerinden birisi Orhan Veli’dir. Otuz altı yaşında hayatını kaybeden Orhan Veli’yi (13 Nisan 1914-14 Kasım 1950) doğumunun yüzonuncu yılında anıyoruz. Şiirde Garip akımının kurucusu olarak bilinen Orhan Veli, günlük hayatımızı şiirleştiren kişidir. Onun bazı mısraları herkes tarafından kullanılmaktadır. “Yazık Oldu Süleyman Efendi'ye” mısrası, toplumun bütün kesimlerinde popüler oldu. Nurullah Ataç, bu mısranın “vapurlara, tramvaylara, kahvehanelere kadar" girdiğini söylemektedir. “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı", "Gün olur alır başımı giderim" mısraları da hala dilimizden düşmemektedir. Otuz altı yıllık ömrüne birçok eser sığdıran Orhan Veli, herkesin hayatına girmeyi başarmış unutulmaz bir isimdir.

Orhan Veli’nin kim olduğunu gene en iyi Orhan Veli anlatmaktadır: “1914’te doğdum. 1 yaşında kurbağadan korktum. 2 yaşında gurbete çıktım. 7’sinde mektebe başladım. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak sardım. 13’te Oktay Rıfat’ı, 16’da Melih Cevdet’i tanıdım. 17 yaşında bara gittim. 18’de rakıya başladım ve şarkı söylemesini çok sevdim. 19 yaşından sonra da avarelik devrim başlar. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 25’te başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok âşık oldum. Hiç evlenmedim. Ben Orhan Veli. “Yazık oldu Süleyman Efendiye” Mısra-i meşhurunun yazarı… Duydum ki merak ediyormuşsunuz, hususi hayatımı, Anlatayım: Evvela adamım, yani sirk hayvanı falan değilim. Burnum var, kulağım var, pek biçimli olmamakla beraber. Bir evde otururum, Bir işte çalışırım. Ne başımda bulut gezdiririm, ne sırtımda mühr-ü nübüvvet. Ne İngiliz kralı kadar mütevazıyım, ne de Celâl Bayar’ın ahır uşağı gibi aristokrat. Ispanağı çok severim, puf böreğine hele biterim. Malda mülkte gözüm yoktur. Vallahi yoktur. Oktay Rıfat’la Melih Cevdet’tir en yakın arkadaşlarım. Bir de sevgilim vardır pek muteber; ismini söyleyemem. Edebiyat tarihçisi bulsun. Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım, meşgul olmadığım ehemmiyetsiz, sadece yazarlar arasındadır. Ne bileyim, belki daha bin bir huyum vardır. Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya? Onlar da bunlara benzer.”

Orhan Veli için şiir kafiye ve aruz gibi kalıplara sığdırılmayacak bir faaliyettir. O, insana ve hayata dair her şey hakkında şiir yazmanın önemli olduğunu söylemektedir. Orhan Veli, yazılacak bir şey olduğu sürece kalıpların ötesinde şiir yazmanın gerekliliğini şöyle ifade etmektedir: "Şiir kafiyeli de kafiyesiz de vezinli de vezinsiz de bol resimli, hiç resimsiz de bağırarak da fısıldayarak da yazılabilir. Yeter ki yazılacak şey olsun." Orhan Veli, hep yazılacak şeyler bulduğu için otuz altı yıllık yaşamına birçok eser sığdırmıştır . Cemal Süreyya’nın Orhan Veli hakkında yaptığı şu değerlendirme onun şiiri ve hayatını birleştirdiğini tespit etmesi açısından önemlidir: "Yeni şiirimizin, işlev olarak kurucusu olan bu adam kuramını yazılarıyla değil, başka iki şeyiyle yaptı: Hayatıyla ve şiirleriyle..."

Orhan Veli, hayatın birdenbireliğini, aniliğini ve doğallığını Birdenbire isimli şiirinde şöyle anlatmaktadır: “Her şey birdenbire oldu. Birdenbire vurdu gün ışığı yere; Gökyüzü birdenbire oldu; Mavi birdenbire. Her şey birdenbire oldu; Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan; Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire. Yemiş birdenbire oldu. Birdenbire, Birdenbire; Her şey birdenbire oldu. Kız birdenbire, oğlan birdenbire; Yollar, kırlar, kediler, insanlar... Aşk birdenbire oldu, Sevinç birdenbire.”

Şiiri dar bir kesimin tekelinden çıkaran Orhan Veli, şiiri sivilleştirmiştir. Orhan Veli, hepimize şiiri sevdiren kişidir. Şairaneliğe karşı isyan eden Orhan Veli, günlük hayatın didişmeleriyle boğuşan hepimizi şiirin kendisi haline getirmiştir. Yaşama coşkusunu yaşamanın kolay olmadığını bize Yaşamak şiiriyle çarpıcı ve sade bir şekilde anlatan Orhan Veli’yi saygıyla anıyorum.

“Biliyorum, kolay değil yaşamak, Gönül verip türkü söylemek yar üstüne; Yıldız ışığında dolaşıp geceleri, Gündüzleri gün ışığında ısınmak; Şöyle bir fırsat bulup yarım gün, Yan gelebilmek Çamlıca tepesine... Bin türlü mavi akar Boğaz'dan- Her şeyi unutabilmek maviler içinde

.Biliyorum, kolay değil yaşamak; Ama işte Bir ölünün hala yatağı sıcak, Birinin saati işliyor kolunda. Yaşamak kolay değil ya kardeşler, Ölmek de değil; Kolay değil bu dünyadan ayrılmak.”