Bir Kelime Analizi

Bu ara bu kelam 'istikşafi'den sonra en çok tekrarlanan söz oldu. Nerdeyse her cümle onunla başlıyor onunla bitiyor. Hatta bu kelime olmadan cümle kurmak imkansız hal aldı. Terör kadar etkin ve yetkin oldu. Giden her canın bedeli insanlıktan gidiyor edebiyatını bir kenara bırakırsak ortada yüreği yanan insanların üzerinden 'siyasi rant' derdindeki 'şeref' tartışmalarından ibaret 'maalesef' kaldı.

Maalesef, Arapça terkip 'mea' ve 'esef'ten mürekkep 'üzüntü-ile' manasında ve tamamen kullanım itibariyle kişiye özeldir. Kastını ancak şahsın bildiği anlamdadır.

Barış çağrısıyla savaş çığırtkanının birbirine karışması işte tam da bu sebeptendir. Yani insanın kişiliğinin belirleyicisidir desek tam da yerli yerine oturur.

Burda söylem ve tutumlarında gerek MHP ve gerek HDP için aynı 'maalesef' geçerlidir işte. Her iki parti de barış konusunda samimiyet testini hükümet koalisyonu içinde gösterdi ve her ikisi de 'yan' çizdi! HDP terör örgütü güdümünde, Öcalan'ı bile pasifize ederek tamamen PKK'ya teslim oldu. Bu, bu kadar böyledir ki Selahattin Demirtaş'ın gözlerinde bu çaresizliği, bu acıyı rahatlıkla okuyabilirsiniz!

Öte yandan MHP de Bahçeli'nin şahsi hırsına teslim olmuş durumda. 2000'lerin başında yaşadığı travmatik koalisyon deneyiminin acısını milletten 'çatır çatır' çıkarırken bir taraftan olası erken seçimde oylarını artırma hesabında.

Hep demokrasilerden bahseden partilerimizin, siyasi partilerin amacının 'iktidar' omaklığını unutmuşa benzerliği bir tarafa bunların halkın menfaatini güttüğünü söylemek mümkün mü! İktidara bu kadar yakınken masadan kaçmak ve ne yakın ne uzak gelecekte yeryüzünün hiçbir yerinde hiçbir seçimde tek başına iktidar olamayacağını da bilerek neyin siyaseti yapılabilinir. Sırf siyaseti 'Erdoğan düşmanlığına' dayandırmak ne Türk ne de Kürt milliyetçiliğinin adı veya siyaseti olabilir.

Seçim olalı 2 ay geçmiş ve kesinlikle PKK'nın 3 yıllık kandırma sonucu Suruç patlamasını bahane edip hiçbir eylemin içinde olmayan masum polisleri, askerleri kalleşçe şehit etmesiyle hem süreci baltalaması hem de karşılığında gördüğü acı kuvvete Demirtaşı memur edip ağlaması ve Erdoğan'ı suçlamasına 'barış' ve yahut 'siyaset' denmez alçaklık denir!

Keza Bahçeli'nin 'geometri' dersi de karpuzcunun 'kesmece bunları' kadar kıymet arzetmiyor! Nitekim karpuzu kesince ne çıktığı ortadadır.

Geriye kalan seçenekte CHP-AKP zorlama/dayatmasından ne çıkar bekleyip göreceğiz. Ve fakat AKP'nin herne olursa olsun 'kararlı ve istikrarlı' şekilde davranması elzemdir.



@yusufserce twitter.com/yusufserce