Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Ağustos 2019

Bir yıldız daha kaydı!

“Al abdestini, kıl namazını, tut orucunu kimsenin işine karışma” derdi rahmetli babam. Korkutulmuş, sindirilmiş bir toplum haline getirilmiştik 80 ihtilali sonrası. Çok acılar yaşadık Konya sokaklarında. Okul kapısından dışarı çıkınca ikiye ayrılmış sokaklarda, çocuklarımız kurban olmasınlar diye annem okulun iç babam ise dış avlusunda beklerlerdi.

Bir gün abim eve gelmedi. Daha sanırım lisedeydi. Çay bahçesinde yan masada yasak dergilerden ötürü askerler içeri almışlar. Annem babam günlerce mücadele ettiler. Ancak abim eve gelince rahatladık. O günler için “gitsin bir daha gelmesin” diye dualar edildi.

İşte o günlerin içinde baskı ile büyüdük. Bir yanda öğrenme heyecanı diğer yandan korkular...Huzursuzluğun üst düzeyde olduğu günlerde “huzur sokağı” ile bize bir umut olan, yeni kapılar açan bir ablayla tanıştım. Mücadelesine çok önce başlamış, verdiği konferanslarla yüzbinlere ulaşmış, baş örtüsü davasının örnek ismi olmuş, bir çok hanımın dünya bakışı üzerinde etkisi olmuş, ŞULE YÜKSEL ŞENLER...

Gözlerim hep onu arar olmuştu. Yeniden dirilişin bir ismi olarak karşımızdaydı. “Erkeklerin bile çekinip korktukları o günlerde kellesini koltuğunun altına alıp konferanslar veriyor” diye gıpta ile seyrederdim. Bir Zeynep el- Gazali, bir Emine Şenlikoğlu, bir de “sahneden mabede” kitabı ile hayatını anlatan Canan Ceylan bizim hayatımızda yer etti o günlerde.

Şimdi ise acı tatlı bir çok anılar bırakarak bir yıldız kaydı aramızdan. Ölümü ile verdiği mücadeleler yeniden canlandı ve tarihe bıraktıkları tekrar gündeme düştü. Son anlarını hastanede geçiren değerli büyüğümüz yalnızlığını şu kelimeler ile dile getirdi: “Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben hâlime; titrerim mücrîm gibi baktıkça istikbâlime.” Bu sözü söylediğinde artık ne gazetede yazıyor ne de konferanslar verebiliyordu.

Hayata özne olmuş Şule ablamız, yazıları ve konferansları ile, kıyafeti ve baş örtme şekli ile bir çığır açmıştı. Kimi tesettürünü beğenmese de bir çok bahaneler söylese de baş örtü davasının öncüsü olmuştu. Gençliğin imanının artmasında büyük rol oynamıştı.

Her ne kadar o da cumhuriyet kadını tarafından yetiştirilse de kendi kimliğini bulmuş, bizlere örnek şahsiyet olarak hayırla anılacaklar listesinde yer etmiştir.

Önemli olan arkada hoş seda bırakmak değil midir?

Alemlere rahmet Allah Resulü; “Kim islam da iyi bir çığır açarsa açtığı çığrın ecri ve kendisinden sonra, onunla (o çığırla) amel edenlerin ecirleri, sevaplarından hiçbir şey eksilmeden ona aittir. Kim de islam da (müslümanlar içinde) kötü bir çığır açarsa, açtığı çığrın günahı ve kendisinden sonra onunla amel edenlerin günahları, günahlarından bir şey eksilmeden ona aittir.” Buyurarak hayata özne olanla durağan olanı aynı tutmamıştır.

Doğduğum yıllarda açtığı çığırla arkasında yürümeye çalıştığımız, örnek aldığımız ablamızın arkasından, bizler de hayırla yad edilinceye kadar , onun davasını dava edinecek ve onun açtığı yoldan devam edeceğiz inşallah. Bizleri de hayırla yad edenler bırakana kadar.