Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.53
Gram Altın
2410.72
BIST 100
10045.74
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

28 Kasım 2016

Biraz da AB düşünsün

Biz ilk günden bu yana diyoruz, vazgeçmeyecekler. Üst aklın maşaları Türkiye'yi diz çöktürmek için her yolu deneyecekler. Ancak birleşen yürekler kirli operasyonların karşısında dik durarak yeni süreci de atlatacak. Yeni süreç, sivilleşme, normalleşme, geleceğe odaklanıp, özgürlükleri kuşanarak 2023 yolculuğuna güvenli adımlarla ilerleme...

Oslo görüşmelerini sızdırarak kardeşliğimizi hedef aldılar,

7 Şubat krizinde güvenliğimize gözlerini diktiler,

Gezi'de iç huzurumuzu bozmaya kalktılar,

17/25 Aralık'ta meşru hükümeti devirmeyi denediler,

MİT TIR'larına yaptıkları operasyonla Türkiye'yi itibarsızlaştırmayı amaçladılar,

Ankara, İstanbul, Gaziantep, Diyarbakır saldırıları ile iç savaş çıkartmayı, hendekler ile ise geleceğimizi hedef aldılar.

Hiç biri tutmayınca 15 Temmuz'da topyekun birleşip tüm kazanımlarımızı yok etmeye, ülkemizi işgal etmeye yeltendiler. Ancak yine kazanamadılar.

Tüm lobilerini devreye soktular...

Yeni hamleler denediler.

Terörün şiddetini tırmandıralar. Sınırlarımızda ameliyat yapmaya kalktılar. Ekonomik kriz çıkartmak için faiz lobisiyle yeni stratejiler geliştirdiler.

Derken Neo-Con medyasını devreye soktular.

Türkiye'yi medyaları üzerinden hedefe koydular.

İnsanları etkileme, yönlendirme ve zihinlerini karıştırma metodunu kullanarak Türkiye'ye karşı asimetrik bir savaş başlattılar. Tezlerini Türkiye medyası tek tek çökerttiğinde Avrupa Parlamentosuyla karşımıza çıktılar.

Demokrasi maskeli parlamenterler üzerinden algı operasyonuna yeltendiler. Oysa onlar için demokrasi sadece çıkarları. Onlar için özgürlük sadece kendi bireysel özgürlükleri. 15 Temmuz gecesi tüm özgürlükler rafa kaldırılmak istendiğinde susan parlamenterler, Türkiye'yi manipülatif gündemlerine mahkum etmeye, sanal dünyalarına hapsetmeye kalktılar. Yakasını karanlık lobilere kaptıran AP, kendi çıkmazlarının içinde boğuşup dururken, art niyeti yüzünden dağılmaya yüz tutan sürecini unutup bir kez daha kargaşadan yana taraf oldular.

Siyasi mahiyetli ve hukuken bağlayıcılığı olmayan kararlarını önce hükümet, sonra millet paketleyip iade etti.

İlginç olan şu ki; AB Türkiye halkını halen tanımamış. Halen 57 yıl oyaladıkları gibi bir 57 yıl daha oyalayabileceklerini düşünmüş. Oysa sonuç hiç öyle değil. Önümde bir vakıf tarafından hazırlanan rapor ve anket sonucu var. Rapora göre, halkın % 22'si Avrupa Birliği'ne evet derken, hayır diyenlerin oranı % 64 olarak ortaya çıktığı görülüyor. % 14'lük bir kesimde bu konuda bir fikrinin olmadığını belirttiği araştırmada yerini alıyor. Demek ki AB Türkiye'nin gönlünü kırmış ve tahribatı düzeltmek yerine halen ısrarla hata yapmayı tercih ediyor. Bu hatada ısrar ederse AB, sadece sınırlarımızı açmamıza neden olmaz, referandum sürecinin de önünü açar. Türkiye halkı da önce AB'nin meşrutiyetini oylar, sonra da skandal karara cevabını en yüksek sesle sandıkta söyler. Öyle ya biraz da AB düşünsün!