Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.61
Gram Altın
2381.16
BIST 100
10166.39
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Ekim 2020

Biz değişirsek dünya güzelleşir

Sonbahar kapımıza geldi, postacı misali iki defa çaldı zilimizi. İçeriye buyur etmemizi bekliyor, lakin yaz bir türlü kalkmak bilmiyor oturduğu yerden. Git desen olmuyor, kal desen sıcaklığı bunaltıyor içimizi. Gelen mevsim gitmek bilmiyor ve dengesi şaştı iklimimizin. “Her şey yerinde ve zamanında güzeldir.” sözü yitirmeye başlıyor anlamını. İnsan deminde yaşamak isterken hayatı, hayat kaynamayı unutmuş su misali...

Öyle bir dünyanın sabahına açıyoruz ki gözümüzü, bir yanımız bahar iken kavruluyor diğer yanımız. Sabah serin bir rüzgâr esip yeryüzünü kirlerinden arındıracak yağmurların habercisi olacak derken daha vakit öğlene varmadan ne esen rüzgârdan ne de serinlikten eser kalıyor havada. Bunaltıcı sıcaklar fırsat kolluyor tepemizde. En yoğun anımızda, en çaresiz halimizde pusuya düşürmeye hazır bir şekilde bekliyor bizi.

Alçak basıncın etkisinde kalan ruhumuz bir sonbahar hüznüne dahi kapı aralayamaz oluyor bu vakitlerde.

Ağaçlar kahverengi elbisesini gardıroptan çıkarıp ellerine aldılar, ancak üstlerine giymekte tereddüt ediyorlar. Yeşilliği solmaya yüz tutmuşken, üstünü değiştirmeye fırsat bulamıyor mevsim. Sonra hep bir şeylere yarım kalmışlığımız gerçeği çepeçevre kuşatıyor dört tarafımızı...

Eylül sonbaharın ilk ayı diye kitaplardaki yerini almışken şimdilerde yazın son ayı olarak kendini güncellemeye hazırlanıyor. İklim değişiklikleri arafta kalmış ruh misali mevsimleri arada bırakıyor.

Bu değişikliklere kendi dışımızda sebepler ararken Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'in yüzümüze vurduğu gerçeğe üç maymunu oynayarak kulak tıkayıp, gözümüzü yumup anlamsızlaştırmaya çalışıyoruz zihnimizi.

“Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” (Şûrâ Suresi, 30. Ayet)

“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rûm Suresi, 41. Ayet)

Yüce Allah, başımıza gelen her ne ise onun kendi elimizle yaptıklarımız nedeniyle olduğunu açık bir şekilde bize bildirirken, biz ise hala kendi dışımızda sebeplerle avutuyor ve kandırıyoruz kendimizi. Hatayı kendi dışımızda aradığımız müddetçe de doğruyu asla bulamayacağız.

İçinde bulunduğumuz ve bizim için yaşanabilir olan dünyayı teknoloji adına, bilim adına, sanayi adına ve daha da kötüsü çağdaşlık adına yaşanmaz bir hale getirmek için birbirimizle yarışır hale geldik. Dünyayı kirletmede ve dengeyi bozmada birbirimizle amansız bir savaşın içerisine girdik.

Sonuç olarak da elimizde küresel ısınma adı altında buzulların erimesi, vakitli vakitsiz fay hatlarının kırılması nedeniyle depremlerin oluşması, süper hücre yağışları, tsunamiler, kasırgalar, her gün maalesef ki sayısı artan orman yangınları gibi doğal afetler kaldı. Bunun en bariz sonucu olarak da mevsimlerin ötelenmesine şahit oluyoruz.

Âlemi denge üzerine yarattığını bize birçok ayetiyle açık ve net bir şekilde bildiren Rabbimiz, bu dengenin bozulmaması gerektiğini "Göğü O yükseltti, denge ve ölçüyü O koydu ki dengeden sapmayasınız; Ölçüyü düzgün tutasınız ve eksik tartmayasınız." Ayetiyle de bizi bildirmektedir. Dengeyi bozduğumuz zaman bundan sadece evren veya doğa değil, bütün canlılar olumsuz yönde etkilenecektir.

Durum böyle olunca bize düşen en önemli görev ise birilerinden beklemeden kendi üzerimize düşen görevi hakkıyla yerine getirmektir. Dünyamızı güzelleştirmek adına kendimizi değiştirmekle yola koyulmalıyız.

Bizden geçti demeden çocuklarımız için ve bütün insanlık için yapalım bunu. Yarın çok geç olmadan şimdi, şu an başlayalım lüksümüzden tasarruf etmeye.

Biz başlarsak dünyayı güzelleştirmeye o bizden önce atılacaktır öne. İyilik yapmak isteyene bütün badireler fırsat olur, külfet olarak düşündüğü her şey ülfet olur. İyi olmak, insanın içine dönük, özünü keşfetmesidir. İnsanın özünde her dem güzellik ve iyiliğin var olduğu bir ülke vardır. Bu ülkeyi keşfetmek dünyanın güzelleşmesine vesiledir.

Unutmayalım ki, biz değişirsek dünya güzelleşir.