Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Ağustos 2020

Biz gibi Karadeniz

Bin sene önce iki genç birbirlerini sevmişler ve evlenmişler. Nikahlarının kıyıldığı ilk gecede hanımı kocasına bir soru sormuş. Kocası “Bilmiyorum” diye cevap vermiş. “Tamam” demiş hanımı, “Madem bilmiyorsun, git öğren. Sen öğrenip gelinceye kadar ben seni burada sabırla beklerim.”

Sabah olunca genç adam yola çıkmış. Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Birçok köy, birçok kasaba aşmış. Sonunda ilmi öğrenebileceği yere varmış. Bir değil, beş değil, tam yirmi yıl ilim tahsil etmiş. “Tamam” demiş hocası, “sen oldun, artık evine dönebilirsin.”

Başlamış dönüş yolculuğu. Üç gün, beş gün, yarı süvari, yarı piyade aylarca yol almış.

Evinin bulunduğu kasabaya yakın bir yerde mola vermiş. Burada bir âlimle tanışmış, olanları ona da anlatmış. Âlim kişi, “Oğulcağızım! Senin ilmin eksik kalmış, gel bir sene de benim yanımda tahsil gör” demiş. Bir yıl da o âlimden akıl ve sabır dersi almış.

Yirmi bir yılın ardından, adeta koşar adımlarla evinin yolunu tutmuş. Devir eski devir. Cam yok, pencere yok. Hanımı eyvanda oturuyor ve genç bir erkekle öpüşüp koklaşıyormuş. Adam dona kalmış. Gördüklerine inanamamış. “Nasıl olur da söz verdiği halde beni beklemez, bana bu ihaneti yapar?”

Çılgına dönmüş. Hemen elini beline atmış ve hançerini çıkarmış. Koşacak, saldıracak ve yirmi bir yılın acısıyla ikisini de paramparça edecek.

Bir adamın evlerine doğru yaklaştığını fark eden kadın, hemen kendisini öpmekte olan gencin elinden tutmuş ve çığlığı basmış. “Koş, oğlum baban geldi.” Çocuk bir çırpıda babasına ulaşmış ve boynuna sarılmış.

“Ah babacığım, seni ne kadar özledim. Annem, her gün seninle ilgili bana hikâyeler anlatırdı. Senin ne kadar iyi bir insan olduğundan söz ederdi. Kendisi sana âşık, beni de sana âşık yetiştirdi. Ne kadar sevindiğimi bilemezsin.”

Adamın gözlerinden yağmur gibi yaşlar boşalmış ve olduğu yere yığılıp kalmış.

Ben ne yapacaktım, sabretmeseydim ben ne yapacaktım?

Son olarak ders aldığım hocamın “Oğlum! Gerçeği görmeden asla bir işe başlama, duygularına yenik düşüp bir eylem yapma” dediğini hatırlamasam ben nasıl iki sevgiliyi, beni deli gibi seven iki insanı nasıl parçalayacaktım?

Hikâyemiz burada bitiyor.

Ülkeyi hem de tüm insanlarını ilgilendiren olaylara, işlere duygusal bakan ve değerlendiren her daim kaybeder ve kaybettirir. Her insanın her siyasetçinin duyguları ve duygusallığı mutlaka vardır. Ancak milleti ve ülkeyi ilgilendiren hangi mesele olursa olsun asla duygusal bakılamaz. Sadece ve sadece akıl üzerinden bir değerlendirme yapılabilir.

Dağı güzel, denizi biz gibi Karadeniz bize her daim yâr olsun. Deliye de veliye de yarar, namerdi de yiğidi de iyiyi de kötüyü de ısıtır Karadeniz doğal gazı için Allaha’ hamd olsun. Vesile olup irade gösteren, cesur karar alan siyasetçilere de teşekkür ve selam olsun.