Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Temmuz 2017

Biz Olmadık, Biz Olamadık

Sakin olalım. Üzülmeyelim. Her çağ, biraz öyle biraz böyle. Işıkla karanlığın oyunları bunlar. Bazen ışığın kurbanı insan. Bazen karanlığın telef ettiğiu2026

Kitab'a, hikmete yaklaşımımız Kitab'ın öğrettiği gibi değil. Bütün iyilik ve güzellikleri tevhid eden bir Kitab'ın adı altında olabildiğince kötü ve çirkin tartışmalar, kavgalar, tarafgirlikler, kamplaşmalarla iç barışı çok gerilerde bırakıyoruz. Tevhid; bizden ne kadar yüksekte, bizdeki ayrılık ne kadar derindeu2026

Akla, bilime yaklaşımımız büyük dert ve mesela teknolojiyle tanışmalarımızdaki problemden bile çıkarabiliriz bunu. Tıpkı köyümüze aniden bir velesbitin (bisiklet), derken dört tekerleğin tozutarak girmesindeki ilk şaşkınlık gibiu2026O "hayret makamsızlığını" hayal edebiliyor musunuz?

Evvelce değindiğim bir hatıradır. Dedem rahmetli, radyoya gavur icadı olarak bakardı. Çoğu dedeler gibi. Şu an torunların gavur icatlarına tapıyor olduğunu görse ne eder bilemiyoruz diyemeyiz. Çünkü bu hareketin başlatanı onlar. Gavur icadı tamlaması herhangi bir hakaret içermiyor. Kendilerini gavur hissedenler alınganlık yapmasınlar lütfen. Hakikaten de genellikle gavur icat ediyor teknolojiyi. Yalan değil. Bizler daha çok icat ilmihalini yazma kısmında mahiriz. İcat etmenin dinen yasak olmadığın sahih delilleriyle ispat etme aşamasındayız. Fakat edilen üzerine konuşur da konuşuruz. Yapmayan, yapamayan eleştirir derler ya, o cinsten. -Ol bu alet ü edevat icat edilmeli mi, edilmemeli mi, iyi icat edilmiş mi edilmemiş mi, nihayet günah mı, değil mi, bizi cehenneme götürür mü, götürmez mi- gibi kısımlarıyla meşgul görünürüz. Hem kendi inancımıza, felsefemize göre icat etmez, hem de bu bize göre değil diye ellerin icatlarını eleştirir dururuz. Nasıl bir ahlaktır bu? Anlayabilmiş değilim. Anlayan varsa bana ulaşabilir ve anlatabilirse, anlamak isterim.

Dedem rahmetliye dönersek sadece radyo için bile ailemize çok eziyet etmiştir. Şöyle ki gavur icadı diye radyonun alınmasını uzun süre engellemiştir. Ondan gizli eve alınan ve arka odaya gizlenen radyo, uzun süre dilsiz yayın yapmıştır. Neden sonra aile radyo başında enselendiğinde salona, baş köşeye alınan radyo, o günden sonra dedemin biricik aşkı oluvermiştir. Bir dergiye hecelemiştim bunu hatta. Önceleri o kadar kem bakan ve sonra kendini radyoya kaptıran dedemin bu huyu, biz Müslümanların "ilme, fen ve tekniğe" teknolojik gelişmelere bakışımızı özetliyor. Geriye, asla doğru gidersek, akla, akıl yürütmelere, bilimsel bakışa dau2026

Vahyi; İlahi Yüce akıl olarak görmüyoruz. Vahiy kelimesi ile akıl kelimesi yan yana duramıyor bizde. Vahyi görünce aptal bir aşık gibi, aklımızı yitirmemizle meşhuruz. Vahiy akla, akıllı olana hitap etmekteyken böyle bir çelişkiyi nasıl yaşayabiliyoruz, pes doğrusu. Allah akıllı aşık isterken bu akılsızlığımızla O'nun karşısında ne duruma düştüğümüzü düşünün. Derken bilim de öteleniyor. Bilim de bizim imanımız, felsefemizle doğru dürüst ele alınmaktan mahrum kalıyor. Dünya da..Ahlaklı bir bilime aç bi'l aç yaşamaya çalışıyor. Elbette uzun bir süredir icat etmiyoruz. Ana temel ihtiyaç teknolojisini kendi yaşam felsefemize uygun olarak üretmiyoruz. Batının kendi hayat tarzına göre ürettiklerini hem "dinen" kem bakarak, hem de acayip bir sonradan görmelik içinde, bir hurra kültürüyle, pop tüketmeye son gaz devam ediyoruz. Tosladığımız şey: dine kaykılmış koca bir tembellik. Arkasında da Allah'ı yanlış anlamamızu2026Başka bir şey değil. Dünyaya da yanlış anlatmamız; anlayamadığımızıu2026

Pişmanız; bu çağdaki kendimizden. Yerli, milli değiliz. Yersiz ve gayri milliyiz; yaşamımızda. Çünkü ilmi ve hikmeti hakkıyla değerlendiremedik. Farklı bakışlarımızı ortak bir paydada tevhid edemedik. Daima tartışmada, daima cedelleşmede kaybettik bütün kayda değer kuvvelerimiziu2026Enerjimiz heba oldu. Telef ediyoruz birbirimiziu2026

Neden düşündük bunları? Son günlerde, dinimizce yasaklandığı halde adeta "bir horoz dövüşü"ne ve daha biz neredeyiz, nerede tökezleyip düşüp kalmışız'ın manzarasına tanıklık etmemizden ileri gelmiş olabilir.