Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.02
Gram Altın
2466.63
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Ekim 2019

Bu telaş neden?

Dünyayı velveleye veren Siyonizm’in medyunları 9 Ekim’de başlatılan Barış Pınarı Harekâtı’ndan öyle paniklediler ki 18 Ekim’de ABD’nin iki numarası, Dışişleri Bakanı ile birlikte bir apar topar Ankara’ya geldi.

9 Ekim’de Türkiye’ye tehdit mektubu gönderenler dokuz gün sonra pabucun pahalı olduğunu anlayabildiler. Yüz yirmi saatlik ( beş gün) sürede teröristlerini Güvenli Bölge’den çekeceklerine söz(!) verdiler.

Süre, 22 Ekim Salı akşamı doluyor.

Türkiye; ABD ( PKK/ YPG) bölgeyi terk etmezse harekâta kaldığı yerden devam edeceğini açıkladı.

Diğer taraftan ise bu beynelmilel terör örgütü Münbiç ve Aynel Arap’ta Rusya’nın ( Beşşar Esad) ayaklarına kapanmış durumda.

Barış Pınarı Harekâtı, içte ve dışta kimin ne olduğunu ortaya çıkardı, maskeleri düşürdü. ABD, bu terör örgütü adına hareket ettiğini ilk defa belgeleriyle itiraf etti. Ancak algı oluşturmaya da devam ediyor.

İran, Suudi Arabistan ve Arap Birliği’nin bazı üyeleri de gerçekleri karartma, perdeleme ve Türkiye’yi oyalama telaşındalar.

22 Ekim’de Soçi’de Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Putin ile Güvenli Bölge’yi ele alacak. Putin, Türkiye’nin katil Esad ile diyalog kurmasında ısrar edecektir. Çünkü bunu Türkiye’deki Esad müntesipleri ısrarla istiyorlar.

Yani;

“ Özür dileriz, Bay Esad!…

Özür dileriz ey Firavunlar, Nemrutlar!..

Söz, bir daha ‘çağdaş’ dünyadan başka bir yerde doğmayacağız. Öpüp koklamaya kıyamadığımız ciğerparelerimizi karakuş gibi alıp gitmelerinize karşı çıkmayacağız. Bir eli yağda bir eli balda, ağzı kanlı çağdaş Neronlara itiraz edenleri, evlatlarını terör örgütlerinin elinden kurtarmaya çalışan anneleri hain ilan edeceğiz.” dememizi bekliyorlar.

Sıcacık ekmek kokan evleri ateşe verenlerle el sıkışmalıymışız.

Şehirleri yok ettiler.

Milyonları hayattan, doğup büyüdüğü topraklardan kopardılar.

Bebek gülümseyişinden katil türetenlerle barışmalıymışız.

Esad, orada durduğu sürece Suriye’ye hiçbir sığınmacı dönmek istemez.

Esad, terör örgütlerinin çatı kuruluşudur.

Şehirleri harabeye çeviren bu Esad değil mi?

Terörü, Esad ailesi beslemiyor mu?

Kırk yıldır terörle mücadeleyi sabote edenler şimdilerde yine aynı metotlarla devredeler.

Türkiye’de ve Orta Doğu’da eş zamanlı işgaller, darbeler, cinayetler…

Algı operasyonları…

Alaska’da zifte batmış karabataktan 17 Ocak 1991’de Irak işgaline gerekçe oluşturanların DEAŞ maskesiyle yeni işgalleri artık mümkün değil.

31 Ocak 1990’da Muammer Aksoy, 24 Ocak 1993’te Uğur Mumcu gibi toplumun belli kesimini temsil edenleri katlederek Türkiye’yi içe döndürenler, 2 Ekim 2018’de de Cemal Kaşıkçı’yı da katlederek aynı tuzağı kurmuşlardı. Üstelik, Kaşıkçı’nın uluslararası temsil niteliğinin de olması tuzakçılar için bulunmaz fırsattı.

O günlerde kitleleri sokağa dökenler bugün Esad/ terörseverler, kırışa kırışa geziyor, malum mahfillerde gerdan kırıyorlar.

Hiç pişman değiller…

2013’te Geziciler, Erdoğan’ın kararlı, dik duruşunu ‘fevri’ bulmuşlardı!..

Bugün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'nin kuzeyinde Güvenli Bölge kurulması için başlattığı Barış Pınarı Harekâtı’nı ABD Savunma Bakanı Mark Esper ağzıyla "fevri" buluyorlar.

Komşu komşu!/ Huuu!...

Oğlun geldi mi? /Geldi. / Ne getirdi? / İnci boncuk./Kime kime? / Sana bana. / Başka kime? / Kara kediye. / Kara kedi nerede? / Ağaca çıktı. / Ağaç nerede? / Balta kesti. / Balta nerede? / Suya düştü. / Su nerede? / İnek içti. / İnek nerede? / Dağa kaçtı. / Dağ nerede? / Yandı, bitti kül oldu...

Hayır, böyle değil!

Her şeyin hesabı sorulur.

Terör örgütlerinin sonu geldi. Terör artıklarına, İran, BAE ve Suudi Arabistan vatandaşlık verip onları ‘rejim muhafızları’ olarak istihdam edecektir.

Başka nereye gönderebilirler ki?...

Yolun sonu bu.