Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2403.00
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Temmuz 2023

​Bugün 15 Temmuz

Bir çizgi, bir darbe girişimi ve hatıralar... Yedi yıl önce darbe girişiminde Tahran’daydım. O gün, o gece yaşadıklarımı yedi yıl önce bir köşede yazmıştım. Hala hatıralar, canlı ve diri…

15 Temmuz 2016 tarihinde menfur darbe girişiminde yurt dışındaydım. Her vatan evladı gibi ben de ülkemi, vatanımı korumak adına sağa sola aramalar yapıyordum. Hele yurt dışında bir misyon görevinde iseniz sizin sorumluluğunuz bir kat daha artıyor.

15 Temmuz 2016’da Tahran Yunus Emre Enstitüsünde kültür sanat koordinatörü olarak çalışıyordum. Tahran’a ilk gittiğimde ajandamda şiirin resmini çizen adam olarak anılan usta kalem Hasan Aycın'ın eserlerini de İran'da açılacak bir sergiyle sanatseverlerle buluşturmayı düşünmüştüm.

Darbe girişiminden bir gün sonrasıydı. Yunus Emre Genel merkezimiz “OHALDE DEVAM” sloganıyla farklı konseptlerde kültür faaliyetleri yapmamızı istiyordu. Bu faaliyetlerimizde ülkemizde menfur darbe girişimini ve darbecileri de ifşa etmemizi istiyordu. Çünkü İran medyası daha doğrusu yurt dışında medyanın çoğu İngiliz- Amerikan merkezli haber ajanslarına bağımlı olduğu için tutuklanan askerleri ve diğer FETÖ elemanlarını masum insanlar olarak gösteriyordu.

Yıllık programımızda olmamasına rağmen Hasan Aycın karikatür sergisini yapmak isteğimi o dönem enstitü müdürümüz olan Turgay Şafak Beye iletmiştim. Kıymetli müdürümüze 16 Temmuz günü Hasan Aycın’ın “Darbeye hayır” adlı çizgisini de göstermiştim. Kendisi de bu olaya çok sevinmişti. Ve programı hemen yapmamızı istemişti. Bunun için gerekli alt yapı çalışmasını yaptım. Türkiye’den İz Yayıncılıktan çıkan “Bucurgat” kitabının resmini istedim. Ülkemizin ali menfaatlerini gözettiğimiz için İz Yayıncılık alicenaplık gösterip bizden telif istememişti.

"Sessizliğin Dili" isimli programımız 2 gün sonra Tahran’ın en görkemli salonu Havza-yi Hüneri Kültür Merkezinde olacaktı. Davetiye ve föyler hazırlandı. Büyükelçimiz Hakan Rıza Tekin, daha önce Lefkoşa büyükelçimiz olan ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) Genel Sekreteri görevine yeni başlayan Halil İbrahim Akça Beye, Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği Kültür Tanıtma Müşaviri Doç. Dr. Nuri Şimşekler Beye davetiyeleri götürmüştüm.

Bu arada üstadımız Hasan Aycın ile telefon görüşmesi yaptım. Kendisi uçak yolculuğu yapmıyormuş. Programın yapılacağı zamana da yetişmesi mümkün değildi. Tablolar hazırlanmıştı. Ama darbe girişimini engelleyen kahraman milletimizi anlatan son çizgisi “Darbeye Hayır” (karikatür demeye gönlüm varmıyor) bizde yoktu. Bu son çizgisi ertesi gün Yeni Şafak gazetesinde yayımlanmıştı. İnternet ortamında çizginin çözünürlüğü yüksek değildi. Bu yüzden daha belirgin bir resmi lazımdı. Öylece föye yaptırabilelim. Yeni Şafak Gazetesi’nden Yusuf Kaplan, İbrahim Karagül abiler dâhil kimseye ulaşamadım. Yönetim merkezi de cevap vermiyordu. Hemen Gazetemiz Milat'a dönüş yaptım. Orada çalışan arkadaşlarımı aradım. O zamanlar gazetenin muhabiri ve internet servisiyle de ilgilenen Enes Babacan ile sürekli görüşüyordum.

Enes Babacan kardeşimizi arayıp Yeni Şafak gazetesine ulaşmasını ve üstadın son çizgisi olan “Darbeye Hayır” resmini göndersin diye. Enes Babacan’ı kaç kez aradığımı hatırlamıyorum. Program saati de yaklaşmıştı. Bütün tabloları sergi salonuna gönderttim. Ama “Darbeye Hayır” çizgisi yoktu. Onu da serginin en başına koyacaktık. Enes kardeşimiz az sonra sesli bir mesaj bana gönderdi. Gözyaşlarına hazırlıksız yakalandım.

“Kıymetli ağabey, ben senin bu isteğini başım gözüm üstüne yapardım. Yeni Şafak Gazetesi’nde de arkadaşlarım var. Lakin ben dün gece Atatürk Havalimanında Cumhurbaşkanımızı karşılamaya giderken darbeciler tarafından vuruldum. Arkadaşlar Beni Hastaneye getirdiler. Ameliyattan çıktım. Çok şükür iyiyim. Az önce sayın başbakanımız Binali Yıldırm Bey beni ziyarete geldi, o yüzden cevap veremedim bağışlayın...”

Enes Babacan vurulmuştu ben de beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Ne yapacağımı bilemiyordum. Bir yandan hicap duyuyor bir yandan da onların vurulmuşluklarını bütün dünyaya anlatmak istiyordum. Herkes bu tabloyu bekliyor. İran’ın ve diğer ülkelerin üst düzel kültür temsilcileri, büyükelçiler, sanatseverler bizi bekliyordu. Yanımdaki asistanım apar topar ajansa internet ortamındaki “Darbeye Hayır” çizgisini yaptırıp yola çıktık. Tabloyu en baştaki yerine koyduk.

Ziyaretçilerin en çok ilgi duyduğu çizgi “Darbeye Hayır” tablosuydu.