Dolar (USD)
32.30
Euro (EUR)
34.66
Gram Altın
2382.56
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Eylül 2019

Bugün Günlerden Eylül

Yazdan geçip sonbahara attık ilk adımımızı. Havaların durumu çok önemli değil. Bugün günlerden eylül. Güz, sonbahar, hazan, son hazan, hüzün, sarı yapraklar, devrimler, isyanlar, darbeler ve daha neler neler. Öyle Ahmet Hâşim duruşuyla bir göl kenarına çekilerek hüzün şiirleri söylemekle geçmez vakit.

Eylül deyince insan kendine bir çeki düzen vermek istiyor. Montumun yakasını kaldırmak, geç kalmış göçmen kuşlara selam vermek, güz güllerini koklamak, Müslüm’den acısı bol bir şarkıyı dilime dolamak, bir kahvenin ahşap masasının üzerine düşmüş sarı yapraklar eşliğinde kuşburnu çayımı yudumlamak ve “bırak eylül desinler şu ağrıyan yanıma” diye bir şiire başlamak gibi mülteci isteklerim olacak.

Durup durup kalbimi yoklayacağım. Ritmini bulmuş. Öyle güzel atıyor ki. Buna da eyvallah.

Yazdan kalma yorgunluğu üzerinden atan şehrin kalabalığına tekrar alışmak istemesem de bu olacak. Şehir yine bir gürültüyle uyanacak. Okul önleri dolup taşacak. Anneler sımsıkı tutacak çocuklarının elinden. Servisler cirit atacak şehrin sokaklarında.

Ben yeni bir şiire başlayacağım sanki ilk defa şiir yazıyor gibi. Haberlere hiç bakmadan, ne olacak Galatasaray’ın hali demeden oğluma, önümüzdeki maçlara bakmanın umudunu hiç yitirmeden, bir sevdaya tutulur gibi tutulacağım bir denizin serinliğine.

Bugün günlerden eylül. Tatiller çabuk geçer kuralı hiç değişmiyor. Bir süre daha tatil muhabbeti devam edecek. Yapılanlar, yarım kalanlar, seneye ertelenenler, okunması planlanan ama yaz rehavetine kapılarak geleceğe ertelenen kitaplar, gidilecek şehirler, sevilecekler, terk edilecekler, yeni açılan kapılar, kapının ardında kalanlar…

Dergiler gelecek yazdan kurtulan, bir yazı daha atlatan dergiler girecek kapıdan içeri. Her dergi bir umut diyerek çevrilecek sayfalar. Eylül nasıl başlarsa bütün yıl öyle gider kuralı değişmeyecek. Eylül dergileri benim olacak daha çok.

Ve bugün günlerden eylül. Buyrun. Kalbinize emanet edin bir sarı yaprağa.

Bülent Özdemir’den Hiç ve Her Şey

Yaz okumalarımdan geriye kalan kitaplar tek tek düşecek köşeme. İlk kitap; Bülent Özdemir’in ilk kitabı; Hiç ve Her Şey. Şule Yayınları arasından çıkan bir kitap. Özdemir, adresi belli şairlerden. Karabatak’ta yayınlıyor şiirlerini.

Yirmi altı şiir var kitapta. İnsanın var oluş hikâyesini hissettim şiirlerde. Hz. Adem’den başlayıp günümüze kadar insan serencamını anlatıyor Özdemir. Şiirinin bir hikâyesi ve akışı var.

“Ademden hemen sonra yaratıldım ben / Evet, kimsenin bilmediği ikinci adam”
“İnkâr edemeyeceğim kadar insanım / Ve toprağın kabul edeceği kadar çamurlu”
“Adem’den daha çıplak kalamazsın / Adem olsan secde edeceğin melek yok”

Zorlama dizeler yok şiirlerde. Anlam bütünlüğü şiirleri diri tutuyor. Dize bütünlüğünden ziyade art arda dizeler tamamlıyor şiiri.

“Kan kan olmaktan çıkıyor / Her tarafı aynalı bu sokakta”

Şairin öznesi kendisi. Zaten her şair kendi şiirini yazıp dünyaya armağan eder. Özdemir bunu birinci tekil şahıs ile yapıyor. Özelden genele bir sesleniş var şiirlerde.

“Önündeyim göçmenlerin arkasındayım”, “Taş ocağım tüter sabrım bal mumundan”, “Sevgimdir ölümle birlikte anılan”

Şiirlerine mistik bir hava yüklemek istiyor Özdemir. Dili ve anlatımı çok rahat. Uç sınırlarda gezen anlatım ve imgeleri de var. “Gel mezarlıkta öpüşelim istersen korkma!” derken; birden bire “Şimdi bu secdesiz namazdan sonra / Üç rüzgâr eser kıbleden / İman sessizliğinde rastlantı / İzlersin” dizeleriyle de karşılaşabiliyorsunuz. Şair kitabının adının hakkını veriyor şiirlerinde; Hiç ve Her Şey.

Beğenerek okudum Bülent Özdemir’in şiirlerini. Dizelerinde bir atölye hassasiyeti kendini hissettiriyor. Bir ilk kitap olarak şairinin yüzünü ağartacak kitaplardan dediklerimin arasına rahatlıkla girer Hiç ve Her Şey. Şairin yolu açık olsun. Bir dua niyetine son söz Bülent Özdemir’den: “İz bırakması emredilmiş şaire / Bütün kuşları yakmış / Ve üçe indirmiş mevsimleri”

Bülent Özdemir / Hiç ve Her Şey / ŞuleYayınları