Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

23 Nisan 2023

Buruk geçen bir bayram

İSLÂM alemi, bir yandan "onbir ayın sultanı" rahmet, bereket ve mağfiret ayı Ramazan’ın ardından bayrama kavuşmanın sevincini yaşarken, bir yandan da bayramı; yaşanan büyük afetlerin gölgesinde geçirecek olmanın burukluğunu yaşıyor.

Son yıllarda bayramları ağız tadı ile yaşayamıyoruz. Birbiri ardına yaşanan depremler, salgın hastalıklar, sel felâketleri ve yangınlar derken son olarak da 6 Şubat tarihinde meydana gelen ve asrın felâketi olarak nitelendirilen Kahramanmaraş Depremleri ile “en buruk bayramlar ülkesi” haline geldik.

Bayram sevinçlerin, mutlulukların paylaşıldığı ve başka bir anlam kazandığı özel günlerimizdir.

Ne yazık ki, bir yönüyle sevinç getirirken diğer yönüyle hüzün de getirir bayramlar…

Bayramlar bir yönüyle hep eksik gelir.

Özellikle günümüzdeki bayramlar hüzünlüdür…

Bu bayram tüm ülke eksik ve buruk bir bayram geçiriyoruz. Deprem ve sel felaketi sebebiyle hüzünlüyüz. Benim kuşağımdakiler için bayram başka bir hüznü daha taşır.

Bayramların bizim gelenek ve göreneklerimizde çok ayrı ve önemli bir yeri var. Artık günümüzde o bayram ruhunu anılarımızdaki gibi yaşayamasak da, geçmiş bayramlardan zihinlerimizde kalan anılar eşliğinde, her evde istinasız eski bayramlar konuşulur anılara, geçmişe yolculuk edilir.

Anılarımızda yer alan bayramları bugün var etmek, yaşamak çok zor olsa da olabildiği kadar bayramlarımızı kutlamak, çocuklarımıza aktarmak, gelecek nesillerin gelenek ve göreneklerimizi bilmesi açısından çok değerli buluyorum.

Bayramlar, mahalle ve köy kültürü içinde aile sıcaklığının yaşandığı yılları içten öpülen elleri, cömertçe verilen harçlıkları, hep özlenen ve ama ulaşılamayan geçmişi hatırlatır. Çocukluğumuzun ve masumiyetimizin tek mirası, gönüldeki saklı hazinemiz, hatıraların en kıymetlisi bayramlar.

Hasreti çekilenlere kolay kavuşulmayan ya da ulaşılması imkânsız sevdiklerimiz, keşke o da olsaydı dediğimiz ve pişmanlıklarımızın doruğa çıktığı günler olup çıkar bayramlar.

Büyüğün, küçüğün sayılıp sevilmesinin vesilesidir bayramlar…

Kaynaşmak, paylaşmak ve kavuşma zamanıdır bayramlar…

Sofrada bir araya gelmek, sevinci çoğaltmaktır bayramlar…

Allah’ın hatırı ve büyüklüğüdür bayramlar…

Kin ve nefretin, ayakların altına alınmasıdır bayramlar…

Vuslat, sıla-i rahim ve dayanışma günleridir bayramlar…

Kısaca bir yönüyle hep buruktur bayramlar…

Bayramı bayram yapanlar, yaşanamayan bayramlar ve bayramı yaşayamayanlar aslında. Bayramın kadrini, kıymetini, değerini en çok bayramı yaşayamayanlar bilebilir ve bildirebilirler bize o yüzden.

Rabbim’den bayramı yaşayamayanların kalplerine inşirah vermesini, kendilerine sabır vermesini ve ihsanını, lütfunu, şefkatini esirgememesini diliyorum…

Umarım, bu bayram ve sonraki bayramlar barışın, kardeşliğin ve huzurun dillendirildiği ama ardından yine kalındığı yerden devam edilen bayramlar olmaz.

Umarım, bu bayram ve sonraki bayramlar köklü muhasebelerin yapıldığı, aynı yanlışların tekrarlanmadığı, kırılan kalplerin onarıldığı ve yaraların sarıldığı bayramlar olur.

Umarım, bu bayram hataların, yanlışların, kirlenen duyguların, acıların, kinlerin silindiği, yeşeren umutların arttığı ve bir sonraki bayrama resetlenerek giren insanlığın, kadim coğrafyamızın ve ülkemizin bayramı olur.

Bu duygu ve düşüncelerle, tüm inananların bayramını kutlar, sağlık, esenlik, huzur, bereket ve barış dolu günler dilerim.

Eid mubarek, Cejna Remezanê pîroz be.