Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.69
Gram Altın
2392.94
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Ekim 2014

BÜTÇE AÇIĞI HEDEFİN ALTINDA KALACAK

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ocak-eylül dönemi merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçları ile 2015 bütçe kanunu tasarısı detaylarını açıkladı.

Eylülde bütçenin 9,2 milyar lira, ocak-eylül döneminde ise 11,9 milyar lira açık verdiğini söyleyen Şimşek, yılın 9 ayında bütçe giderleri yüzde 10,5 artışla 325,4 milyar lira, gelirleri ise yüzde 8,1 artışla 313,5 milyar lira olduğunu ifade etti.

Bu yıl bütçe açığının 24,4 milyar lira ile hedefin altında kalacağını kaydeden Şimşek, bütçe açığının da GSYH'ya oranının yüzde 1,9 yerine yüzde 1,4 olarak gerçekleşebileceği müjdesini verdi.

Türkiye'nin 2015 yılı bütçe giderlerinin 472,9 milyar lira, bütçe gelirlerinin 452 milyar lira, bütçe açığının ise 21 milyar lira olarak öngörüldüğünü bildiren Şimşek, 2015'te bütçe açığının GSYH'ya oranını yüzde 1,1'e indirmeyi hedeflediklerini de belirtti.

Hiç şüphe yok ki hükümetin ekonomi alanında en başarılı olduğu alanlardan biri bütçe.

Sıkı maliye politikasından taviz verilmeyerek bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 1'lere düşürülmesi takdire şayan bir durumdur.

Yalnız küçük bir eleştirimizi yeri gelmişken tekrarlayacağız.

Bütçede bu başarılı performans sergilerken vergi gelirlerindeki çarpıklığın da düzeltilmesi gerekiyor.

2015 bütçe gelirlerini incelediğimizde şu manzara ile karşılaşıyoruz:

Mali güce göre alınan ve bu yüzden adaletli diye tanımlanan Gelir ve Kurumlar Vergisi'nin vergi gelirleri içindeki payının sadece yüzde 30 olması üzücü.

Geri kalanı, yüzde 70'i fakir fukaraların da ödediği dolaylı vergilerden oluşuyor.

Yıllardır bu tablo değişmiyor.

Ama daha vahimi 82 milyar olarak tahsil edilmesi öngörülen Gelir Vergisi'nin yüzde 95'ini ücretlilerin ödeyecek olması.

ENFLASYON BİRİNCİ ÖNCELİK OLACAK

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, birinci önceliğin Orta Vadeli Program ile yüzde 5,3'ten yüzde 9,4'e revize ettikleri enflasyonu daha makul seviyelere çekmek olduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Yüzde 9'larda dolaşan bir enflasyon Türkiye için hayırlı olmaz. Dolayısıyla bundan sonraki dönemde enflasyonu daha makul oranlara çekmek birinci önceliğimiz, hem hükümet olarak hem de tabii ki asıl görev alanı fiyat istikrarı olan Merkez Bankası olarak. Politikalarımızı uygularken mutlaka enflasyonu dikkate alan, enflasyonu daha da düşük ve tek haneli seviyelere indirmeye çalışan bir perspektifimiz, OVP'de zaten var. 3 yıl boyunca da bu perspektifi koruyacağız."

Babacan, enflasyonla mücadelede hem hükümetin hem de Merkez Bankası'nın belirli görevleri olduğunu ifade ederek, "Sıkı maliye politikaları ve düşük bütçe açığı hükümet adına enflasyona verilebilecek en büyük destek" diye konuştu.

Büyüme ile ilgili de görüşlerini açıklayan Babacan, tedbir alınmadığı takdirde büyüme hızının yüzde 3'te kalacağını vurgulayarak,''Sıhhatli ve sürdürülebilir bir büyüme ancak ve ancak Türkiye'de yapısal reformların gerçekleştirilmesiyle mümkün" dedi.

Aynen katılıyoruz.

Yapısal reformları gerçekleştirmeden cari açık ve enflasyon illetinden kurtulmamız zor.

[email protected]