Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2454.33
BIST 100
10218.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Kasım 2015

BÜTÜN GÜNLER ÖĞRETMENLERİN

Memleketimizde kutlanan günlerden haftalardan geçilmediği gerçeğine az çok herkes aşinadır. Belki kulaktan dolma bilgilerle belki birebir işin içinde olanlar, bu kutlama günlerini bilir ya da yaşar. Özellikle mesleği benim gibi Türkçe u2013 edebiyat öğretmeni olanlar için böyle zamanlar daha bir anlamlıdır(!) Çünkü okullarda böyle programların bütün yükü bu branş sahiplerinin omzundadır. Program hazırlamak, sunuculuk yapmak, sınıf ve okul panolarını donatmak yegane görevleri arasında.

Böyle zamanların değişmez bir cümlesi vardır. "Sevdiğimiz insanları sadece senenin bir gününde değil üç yüz altmış beş gün hatırlayalım. Onların yanında olalım. Onlar bizim her şeyimizu2026." Anneler Günü, Kadınlar Günü, Yaşlılar Haftası, Gaziler Günü vs. Günleri saymakla bitiremeyiz. Yeter ki kutlamaya gör.

Bu günlerin en meşhurlarından biri de Öğretmenler Günü'dür. Ben de işin içinde olduğumdan iyi bilirim ki bugünde okulda programlar yapılır, panolar donatılır, eğer organize ruhlu arkadaşlar varsa okul personeli ile birlikte bir yerlerde yemekler yenir. Yani senede bir gün de olsa öğretmenler hatırlanılmaya çalışılır. Hem de hiç unutmama vaatleri arasında.

Gününü haftasını bilmem ama şu bir gerçek ki öğretmenlik toplumun temel taşını oluşturan bir meslektir. Malzemesi insan olan, yapılan hataların bir insan ömrüne bedel olduğu bir meslektir. Yıllar sonra derin ah! çekerek söylenen; "Benim temelim yok. Öğretmenimiz hiçbir şey anlatmazdı kiu2026" tarzındaki suçlamaların odağında hep öğretmenler vardır. Hem de kendinde hiç suç aramadan, sadece öğretmenleri suçlayarak.

Dünyada insanın vicdanı ile baş başa kaldığı en önemli meslek öğretmenliktir. Sınıfa giren öğretmenin ne yapacağını sadece kendisi bilir. Sınıfta geçireceği kırk dakikadan tek mesul öğretmendir. O dakikaları boşa da geçirebilir, dopdolu yaşatmayı da bilir. Böylesine vicdani başka bir meslek var mıdır bilmem. Öğretmenin anlatacağı her sözcük çocukların geleceğine koydukları bir tuğla gibidir.

Hepimizin hayatından öğretmenler geçti. Bunca öğretmenin arasından bir tanesi vardır ki o bizim hayatımızı değiştirmiş, dünyadaki duruşumuza endam vermiştir. Yıllar geçse de okulla ilgili her şeyi unutsak da o öğretmenimiz aklımızdan çıkmaz. Önemli olan böylesine hatırlanacak bir meslek hayatını yaşayabilmektir. Öğretmenler sadece müfredatı anlatıp sınıftan çıkan ve tek görevi konuları yetiştirmek olan kişiler değildir. Mesleğine bu gözle bakan kişiler sadece kitapta anlatılanları öğrencilere aktaran aracı olurlar. Ötesini beklemek de imkansızdır böylelerinden. Öğretmen hayatı da öğreten olmalıdır.

Öğretmenin hayatta istediği tek şey öğrencilerine faydalı olmaktır. Onlara kitap okuyun derken, dürüst olun derken, okuyun ve faydalı insan olun derken gözettiği tek nokta öğrencilerin yetişmedir. Ötesi ne olabilir ki? Yıllar sonra okuyup da bir meslek sahibi olmuş öğrencilerini görünce yaşadığı mutluluğun ötesinde, öğretmen zaten başka bir şey beklemez. Fakat günümüzde bütün başarısını kendi çabasında görüp, iyi bir yerlerde okumaya başlayan öğrencilerin bir yerlerde öğretmenlerini görünce görmezden gelmeye çalışması da kaybolup giden değerlerimizin bir parçası olarak bir köşeye kaydedilmeli. Daha üniversiteyi kazandığında bir merhabayı esirgeyenden ne beklenir ki varın gerisini de siz düşünün.

Öğretmenler Günü'ne fazla da kutsallık atfetmeye gerek yok. Çünkü Öğretmenler Günü bize 80 darbesinin bir armağanı. Yani Kenan Evren'in öğretmenlere bir hediyesi.

Aslında bu günün her şeyi bir dert. Öğretmenler bile böyle bir günden son derece rahatsızlar. Bütün yıl boyunca hatırlanmayan, inceden inceye eleştirilen, itilip kakılan öğretmenlerin hoş sözlerle gönüllerinin alınması ne kadar kalplere ulaşır bunu da düşünmek gerek.

Öğretmenler Günü'nü kutlamayı istemeyenler, sesini yükseltenler ve "Biraz daha ilgi ve dikkat lütfen" diyenler çoğaldı. "Kutlamayacağız." diyenleri de anlamak mümkün değil. Sanki bundan önce Öğretmenler Günü'nü çılgınca kutluyorduk da bu yıl kutlama yapılmayacak anlamı çıkıyor ortaya.

Öğretmenler meslekleri icabı zaten en önemli görevi üstlenen insanlardır. Onların senenin bir günü hatırlanmaya, ekonomik vaatlerle gönüllerinin hoş edilmeye ihtiyacı yok. Onlar, malzemesi insan olan bir görevi yerine getirmeye çalışmaktalar. En büyük armağanları dosdoğru yetişen öğrencileri. Herkesin evinde baş edemediği çocuklarından yüzlercesini hizaya sokmaya çalışan bu eğitim-öğretim ordusunun bireylerini senenin bir günü hatırlamak sadece olması gerekeni yapmaktan öte bir şey değildir. Gönüller hoşnut oluyor mu diye sorarsanız, aylardan kasım ve çokça kışı hatırlatıyor her şey diyebilirim.