Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2390.36
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

30 Ağustos 2021

Bütün Övgüler Allah'a... Peki, Neden?

“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyleyken kâfirler hâlâ rablerine başkalarını denk tu­tuyorlar.”[1]

İki cümleden oluşan bu ayeti kerimede öyle hazineler var ki... Vallahi anlatmakla bitmez... Ayetimiz Hamd ile başlıyor... Yani bütün övgülerin, hayranlıların, ilgi ve alakanın, güzel sözlerin kime verilmesi gerektiğini hatırlatıyor...

Evet... Ortada övgüye layık olan şeyler var. Bu şeyleri ancak ve ancak tek yaratıcı olan Allah yapabilir. Nedir o şeyler?... Bakıyoruz:

gökleri ve yeri yaratan...”

Evet...

“Gökleri...”... Yıldızlarıyla, güneşi ve ayı ile gezegenleri ile yoktan var eden... Daha göremediğimiz nice gök katmanlarını var eden ve havada direksiz tutan Allah (ihtiyacı olmamasına rağmen) övülmeyi hak etmiyor mu?

“... Ve yeri yaratan...”

Şu an üzerinde bulunduğumuz yer daha önceden yoktu... Hiçbir malzemesi ile yoktu. Ama Allah’ın ilminde vardı... Gün geldi Allah, olmayan dünyaya ol dedi... Olmayan dünya her şeyi ile, dağları, ovaları, dereleri, ağaçları, madenleri ile oluverdi... Sadece yoktan var etmekle değil, harika yaratması ile de bütün övgüleri kendisinde topluyor...

Devam ediyoruz:

“... Karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur...”

Birden çok olan karanlık ve tek aydınlığı yaratan... Bu bir güç gösterisidir... Bu bir meydan okumadır... Bu bir dikkat çekmedir... Bu bir ilahlıktır... Bu bir rabliktir...

İlk cümlemiz bunları yaratan Allah’a hamd edilmesi gerektiğini bildiriyor...

Burada dikkatimizin çekilmesinin murad edildiğine inandığım şeylerden biri de ayetimizde “Hamd ile Allah” arasına hamd etmemize sebep olacak şeylerin konulması. Yani hamd Allah’a mahsustur da diyebilirdi...

Bu bilgiler bize niçin verildi? Bakıyoruz:

“... Böyleyken kâfirler hâlâ rablerine başkalarını denk tu­tuyorlar.”[2]

Normalde kâfirler Kur’ana iman etmezler... İslamı sevmezler... Peki, Allah’u Teâlâ neden bizlere kâfirlerin hallerinden bahseder?

Değerli okur...!

Allah’u Teâlâ bütün bunlara rağmen bu gerçeği göremeyeceklerini, kalplerinin kilitli olduğunu, Kendisi dilemezse asla ve asla gerçekleri göremeyeceğini söylüyor... Bakın kâfirlere Allah’a, başkalarını denk tuttuklarını görürsünüz... Eğer görebiliyorsak, bilelim ki:

1- Allah doğru söyler. Allaha güvenmeliyiz. Ne demişse doğru çıkıyor.

2- Kur’an gerçekleri yazan doğru bir kitaptır.

***

İmam Taberi bu ayetimizi şöyle yorumlar:

Bu âyet-i kerime, kâfirlerin, yaratıcıları olan Allah’ın dışındaki varlıklara tapmalarını kınamakta ve bunların hallerinin şaşılacak bir hal olduğunu bildir­mektedir.

Yüce Mevla insanların, düşünüp ibret almaları için veciz ve beliğ bir şekilde bu ayet-i kerimeyi göndermiştir. Evet, bütün kâinatı yokken var eden sa­dece O'dur.

Yarattığı bu kâinattaki göklerin ve yerin içine, insanların, hayattay­ken ihtiyaçlarını karşılayacak nimetleri koymuş, böylece yağmurları gökten in­dirmiş, kulların hizmetine amade olan güneş ve ay gibi gezegenleri orada yö­rüngelerine koymuş, yerden, yarattıklarının gıdalarını bitirmiş, sularını var et­miştir. Bütün bunları yapana, herhangi bir aciz yaratık denk tutulabilir mi?



[1] En’am,1

[2] En’am,1