Dolar (USD)
32.38
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2438.81
BIST 100
9999.05
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Temmuz 2023

Bütün Peygamberler bizimdir

İslamiyet , bir çok insan tarafından kabul edildikten sonra, gerek Hristiyanlar ve gerekse Museviler tarafından Müslümanlara karşı amansız bir mücadele ve saldırılar her zaman olmuştur. Bilhassa Haçlı orduları her zaman saldırılarını devam ettirmişlerdir.

Bu olayları tarihe havale edip günümüzde de bu saldırıların değişik şartlara göre daha şiddetli bir şekilde devam ettiğini görmekteyiz.

Gerek Hristiyan ve gerekse Musevilerle olan maddi ve manevi çatışmalar sebebiyle, bizim de bazı konularda böyle bir atmosferin havasına kapılarak, gerek Hz. İsa ( a.s.) ve gerekse Hz. Musa (a. s) ile ilgili bazı boşluklar bıraktığımızı görmemiz gerekir. Bu iki büyük peygamberle ilgili neleri ihmal ettiğimizin bence pek farkına varamadık.

Şüphesiz ki Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Musa (a.s.) da bizim peygamberlerimizdir. Allah peygamberler arasına iman etme konusunda herhangi bir fark koymamış ve bütün peygamberlere iman etmeyi bizlere emretmiştir.

Gerek geçmişte ve gerekse günümüzde camilerimize isimler verilirken başta Hz. Muhammed olmak üzere, Hz. Yunus, Hz. Zekeriya, Hz. İbrahim ve saire gibi isimler konulmuş, Bir çok Osmanlı padişahı camiyi inşa eden kişilerin de, isimleri bazı camilere verilmiştir. Hatta bazı bayanların da isimlerinin camilere verilmesinde hiçbir sakınca görülmemiştir.

Halbuki yeni yapılan en büyük ve görkemli camilere Hristiyan ve Musevi alemine muhteşem bir mesaj verebilirdik. Müslümanların farklı olduğunu ve onlar gibi olmadığını kalıcı ve son derece dikkat çeken eserlerle gösterebilirdik.

Mesela İstanbul Çamlıca camisine Hz. İsa (a.s.) camisi ismini verseydik başta Müslümanlar olmak üzere, Ülkemize gelen yabancı turistlere bu büyük Peygambere yapılan saygı ve hürmeti muhteşem bir şekilde gösterebilirdik. Hatta bu camide Hz. Meryem le ilgili ayetleri yazarak muhteşem bir hizmeti çok farklı bir mesaj olarak verebilirdik.

Konuşmadan vereceğimiz böyle bir mesajı birçok aklı başında olan Hristiyanlar’ ın dikkatini çeker ve onların İslam hakkındaki düşüncelerine de olumlu bir katkı sağlamış olurduk. Böyle bir durumda onlar şöyle de düşünebilirlerdi, “Peygamberimiz olan Hz. İsa’nın (a.s.) isminin verildiği bu camiyi görmek ve hem de bu camide Müslümanların nasıl ibadet ettiklerini bizzat müşahede etmek çok güzel.” Belki de kafileler halinde bu camilere akın ederlerdi.

Aynı husus Museviler için de geçerli. Hz. Musa(a.s.) ismini de yeni yapılacak bazı camilere vermek son derece anlamlı olurdu. Bilhassa turistik bölgelerde camilere, arz ettiğim isimlerin konulması çok anlamlı olacaktır.

Asrımızda medenilere galebe çalmak icbar ile değildir diyen Bediüzzaman Said-i Nursi’inin bu mesajını çok iyi anlamak gerek. Bizler İslam ahlakıyla ahlaklansak emin olun tebliğimiz çok güçlü olur.

Doğrusu bu konuda büyük bir boşluk bıraktığımızı düşünenlerdenim. İslam’ın, diğer dinilerden farklı anlayışını ortaya koymamız gerekmez mi? Ne Hristiyanlar, ne de Museviler Peygamberimizle ilgili hiçbir yere ismini vermezler. Çünkü onlar zaten dinimize inanmadıkları için böyle bir anlayışı onlardan beklemek de mümkün değildir.

Onlara şu mesajı daha güçlü bir şekilde verebiliriz. Ey Hristiyan ve Yahudiler! Sizin peygamberleriniz bizim de peygamberimizdir. Bizler bu Peygamberlere iman etmesek dinden çıkar ve kafir oluruz. Sizden bir isteğimiz var, bu farklılığımızı eğer görebiliyorsanız, lütfen Kur’an’ı okuyun, okumadan karar vermek ‘medeni’ insanlara hiç yakışır mı?