Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 Kasım 2015

Can Dündar'ın Kin ve Nefreti

Erdoğan saldırıdan üç gün önce "bu ateş sizi de yakar" demişti.

Can Dündar, Paris saldırılarının sorumluluğunu Erdoğan'a yıkmaya kalktı.

Erdoğan'ın bu sözleri ile Paris saldırısı arasında bağlantı kurdu.

Cümle alem de, Can Dündar'da biliyor ki Erdoğan, o sözleri, mazlumlara içi yandığı için, sarf etti, asla terörle, teröristle işi olmaz.

Erdoğan'a kin ve nefretleri o derece şiddetli, o kadar dizginlenemezki bu denli saçmalayabiliyorlar.

Erdoğan'dan, neden nefret ediyorlar?

Nefretleri ve kinleri, esasında Erdoğan'ın şahsına değil, Erdoğan'ın temsil ettiği "misyon" a.

Özal'dan, Menderes'ten ve Abdülhamit' ten de aynı nedenle, nefret etmiş, sonsuz kin duymuşlardı.

Erdoğan' ın temsil ettiği "misyon" un taraftarları bu kinin, bu nefretin bu öfkenin, bu düşmanlığın derecesini kavramakta, anlamakta, açıklamakta zorluk çekiyorlar.

Bu ölçüsüz kin ve nefretinizin nedenini açıklar mısınız?

Halbuki, O"misyonun" mensupları size bir düşmanlık da, ilgi de duymuyorlar.

Bu nedenle oluştuğu yaygarası yapılan "kutuplaşma", "tek kutuplu" bir "kutuplaşma" dır.

AK Parti taraftarı olan bir arkadaşım 1 Kasım seçimlerinin hemen ertesinde seçim sonuçlarını mükemmel bulduğunu ifade ederken sesini kısarak, fısıldayarak konuşma ihtiyacı duydu.

Kısık sesle konuşmasının nedenini sorduğumda etrafımızdaki müfrit Erdoğan karşıtlarını kızdırmaktan, onların tepkilerine maruz kalmaktan, çekindiğini ifade etti.

Bu diyalog AK Partinin %75, CHP nin % 9 oy aldığı bir şehirde yaşandı.

Şirretliğin derecesini anlayabiliyor musunuz?

%49,5 a rağmen, ekonomik ve bürokratik egemenlik, hala %10-15 lik şirretlerdedir.

Bu şirretlik nedeniyle, içimizden bazıları onlara "şirin" görünmeye çabalıyor, tavizkar tutumlar takınıyorlar.

Gerilimi azaltacaklarını zannediyorlar.

Ancak bu beyhude bir çabadır, onlar asla insafa gelmeyeceklerdir.

Daha fazla eziklenerek bu nefret, bu kin sonlandırılamaz.

Bu durum O "Misyon" için "öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya" durumudur.

Cumhurbaşkanı da olsanız bağışık olamazsınız, Can Dündar gibileri size saldırırlar.

Erdoğan'ın sesinin gür çıkması, sindirmeye, ezmeye alışmış olan "Can Dündar" ları çıldırtmaktadır.

Birkaç yıl önce görmeye gittiğim Mardin'deki DeyrulzafaranManastırı'nın girişinde, giriş sıramı beklerken, etrafımdaki Süryani vatandaşların ne kadar pervasız olduklarını gözlemledim. Daha önce bu manastıra ve Suriye'deki Deyrizor kiliselerine gittiklerini, tafsilatlarıyla, etraftakilere aldırmadan, yüksek sesle birbirlerine anlatıyorlardı.

Sözlerim yanlış anlaşılmasın pervasız olmalarını yadırgamıyorum, yanlış da bulmuyorum.

Beni irkilten şuydu:

Bu ülkede, birçok ortamda pek çok dindar Müslüman, eşinin başörtülü olduğunu, namaz kıldığını, hacca gittiğini, oruçlu olduğunu v.s. o Süryani kadar pervasızca ifade edemezler. Çoğu kere bu konular fısıltı ile konuşulur, sansürleme gereği duyulur. "Can Dündar" ların tacizinden çekinilir.

Halbuki, Süryaniler O"Misyon" un iktidar olduğu bin yıl boyunca o bölgede huzur içinde yaşadılar, varlıklarını sürdürdüler.

Süryanilere, bilinen o sıkıntıları "Can Dündar" iktidarları yaşattılar.

"Can Dündar" lar, ülkeyi sıtmada tutuyorlar.

Ülkenin ve kendilerinin sağlığı için "Can Dündar" lara "sedasyon" öneriyorum!

O "Misyon" un on üç yıllık iktidarında hiç bir Obsesif-Kompulsif takıntınız gerçekleşmedi, sakin ve hazımlı olmalısınız!

İyi gelir!