Dolar (USD)
32.52
Euro (EUR)
34.82
Gram Altın
2437.35
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Mart 2024

Çanakkale'nin Gazze'si

Gazze’nin de başkenti İstanbul idi.

Çanakkale’de Gazzeli de fedâ-yı can etti.

İstanbul’un işgaliyle, dünya zebun oldu.

Asırlık yangınların külleri dolaşıp durmakta bu coğrafyada…

İhanet ve şenaat baronları, kadehlerini çocuk kanlarıyla doldurmakta…

“Çanakkale Savaşları” devam ediyor.

Osmanlı’yı çökerten tayfa, bugün de terörle millete musallat olmuş vaziyette.

“Ne işimiz var” ile başlayan beyanlar, ihanetin belgesidir.

Bugün Gazze’de soykırım yapanlar, Türkiye’de de terörle, siyasi ve ekonomik krizlerle saldırıyorlar.

15 Temmuz’da yapmak istedikleri, bugün Gazze’de yaptıklarıdır.

Adalet, özgürlük, naralarını bir asır öncesinde de atıyorlardı. Bölücülerle sarmaş dolaştılar.

Yıl; 1908…

İttihat- Terakki, Ermeni çetelerle devleti elegeçirdi.

Meşrutiyet ikinci kez ilan edildi.

Adına “Hürriyet Abidesi” dikildi, marşlar yazıldı.

Bayram ilan edildi.

1935’e kadar kutlandı.

1960 cuntası, 3 Nisan 1963’te yeniledi; Hürriyet ve Anayasa Bayramı adıyla…

12 Eylül 1980’e kadar kutlandı.

27 Mayıs 2013’te Gezi’yi de böyle planladılar. Tahrir provokatörü aynı kişi…

Selamlama yarışında olanların, Gazze duyarsızlıkları ibretliktir.

Terör ittifakı, soykırım ittifakı…

Libya’daki Türk gücünü işgalcilikle yaftalayanlar, tarihi tahrif edenlerdir.

1911’de Libya’yı kaybetti, Osmanlı…

Aynı günlerde Balkanlar’da saldırı başlattı, Haçlılar..

1914’te Dünya Savaşının içinde idik.

Libya kaybedildiği için Çanakkale’ye kadar çekildik.

4 yıl sonra da Payitaht düştü. (Mart 1919)

Sonrası felaket:

Gazze düştü. Suriye düştü, Irak düştü. Kudüs, Mekke, Medine, Antep, Urfa, Maraş, Adana, Hatay, İzmir, Bursa…

Polatlı’da, Sakarya’da ancak tutunabildik.

Mehmet Akif Ersoy, dönemin hengamesini şöyle anlatıyor:

Bir de İstanbul’a geldim ki: Bütün çarşı, pazar

Na’radan çalkanıyor! Öyle ya... Hürriyyet var!

Galeyan geldi mi, mantık savuşurmuş...

Doğru:Vardı aklından o gün her kimi gördümse zoru.

Kimse farkında değil, anlaşılan, yaptığının;

Kafalar tütsülü hülyâ ile, gözler kızgın.

Sanki zincirdekiler hep boşanıp zincirden,

Yıkıvermiş de tımarhâneyi çıkmış birden!

Zurnalar şehrin ahâlîsini takmış peşine;

Yedisinden tutarak tâ dayanın yetmişine!

Eli bayraklı alaylar yürüyor dört geçeli;

En ağır başlısının bir zili eksik, belli!

Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük.”

Dinliyor kaplamış etrâfını yüzlerce hödük!”

Değişen ne?

İdraki felç edilmiş yığınlar, alçaltıcı suskunluk içinde.

Neden uzaklaşması gerekiyorsa ona yaklaşma çabasında.

***

Lahey Adalet Divanı…

İsrail, nanik yapıyor…

La hey!..