Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

25 Ocak 2024

​"Cebirsel mektup"

* Yazıda koyu halde belirtilen kısımlar Kıymetli Dostum Mehmet Özger’in “Cebirsel Mektup” isimli şiirinden alıntıdır.

Allah’a inandıktan sonra geriye kalan her şey mukadderattır. Allah yoksa hayatında, tüm matematik işlemlerinde hangi formülü kullanırsan kullan sonuç hep sıfır çıkacaktır. İnanç olmadan kurulan bütün teknoloji içi oyulmuş put olur karşında. Bütün verileri hesaplatsan dahi kaderden kaçamazsın. Matematik yanılır, meteorolojik veriler çöker ve bir buz pisti olur dünya, en sevdiğini kaybettiğinde anlarsın bütün hesaplardan beridir Allah. Sonra tek formüle ulaşırsın; Allah var, gam yok!

Dünyayı çok bilinmeyenli bir matematik problemi olarak gördüğümüzden beri gittiğimiz her yerde sayılar karşılıyor bizi, formüller düşüyor payımıza. Az kelime, çokça rakam oluyor hayat. Birin hatırı kalır diye ikiye baksan sayılara mahcup oluyor insan bu çağda. Her yerde sayıların gizemli halleri üzerine uzun metrajlı filmler çekiliyor. Filmin 13. dakikasının 39. saniyesine gizleniyor ana konu ve ara bul şimdi filmin gizemini. 39 sayısı 13’ün 3 katı, 3 ile 3’ü topla 6 ediyor, 1+9=10, 10 ile 6’yı çarp 60. 13’e bakarken, 3’ten 1’i çıkar 2, 3 ile 1’i topla 4, getir şimdi ikisini yan yana: 24. Sen yeter ki, sayıların gizemine inan, her yerde bir formül buluyor insan. Ki dünya 5’ten büyük, 3’ten müteşekkil değil mi? Dün, bugün, yarın! Üçünün toplamı ediyor ömür.

Ancak 50 kuruş eksiğin çıkıyor markette, işte o zaman çöp oluyor bütün hesaplar. Ya da bozuğun çıkmıyor ekmek alırken ve sen eve aç dönüyorsun, Anadolu’nun irfan kokan bir şehrinin sokaklarından. Sofra hazır ve herkes senden ekmek beklerken bir sayının anlamsız ayinine kurban ediliyorsun. Sonra bunu dert ederken kendine; üniversite yıllarına gidiyor aklın ve dert dediğin bulaşık nöbetidir öğrenci evinde diyerek geçiştiriyorsun bütün acılarını.

Hep zamansız, hep size, hep erkendir planlanan bütün işler. Bu çağda soyut ile somutun savaşında kaybeden duygudur. Şehrin planlaması dahi üst üste, bitişik nizam kurulu haldedir ve bir şehir bir adamdan fazlası olmaz. Seçimi hangi partinin adayı kazanırsa kazansın işçiler ay sonunda hesaba yatacak rakamların hesabını yapmaktan yorgun düşmüştür ve caddeler kendi kirinde boğulur. Şehrin temizliği bir başka bahara kalmıştır.

Çağdaşlık dahi bugün iki rakamdan müteşekkildir. Ya 0 ya da 1’sin. Üçüncü şıkkın imkânsızlığında yaşadığın gelgit kimsenin umurunda değildir. Oran ve orantı kurulmaz normalde burada. Orantısız güçtür teknoloji, bugün karşında. Aklın, işlem önceliği ararken işlem inceliğinde kalır kalbin. İki kere ikiyi kaç kere çarparsan çarp dört dörtlük bir hayat çıkmaz karşına. Hep kaybeden sen olursun kareli defterlerin çizgileri arasında. Kaybedişler birikince hayatında eksiltili rüyalar çöplüğü olur uykuların. Birileri kâbus dese de eksiktir bütün hesapların aslında.

Sonra bütün hesapların dışında tuttuğun dostluklarda ararsın teselliyi. Dostluklarını süslü hale getirmek adına “Yemekteyiz” programı estetikliğinde hazırladığın sofralardan doy/a/madan kalkarsın. Dostluk işlemlerden ıraktır, samimiyet ister ve kalpten başka üssü olmaz dostun. Bulmuşsan dostunu, dert ortağın var demektir hayatında. Oturup çay içmesini bilmek gerekir onunla. Benimki kaçak olsun lütfen.

Hayat böyledir, sadeleştireyim derken sürekli ara sokaklara sürer seni. Sonuca hangi yoldan gidilir, bilmiyorsan, bir bilene danışmanın önemini çıkmaz sokaklara varmadan önce anlamak gerekir. Hala kayboluyorsan sayıların arasında neyi bulursan bul, eksik kalır hayatında. Nerede, ne aradığını bilemezsen bulduğun hiçbir şey yoktur. Evvela neyi kaybettiğini değil neyi kaybetmen gerektiğini bilmek gerekir. Ki gidiş yolunda kayboluyorsan bulacağın hiçbir şeyin önemi kalmaz sonunda.

Bazen boş küme sanırsın mezar çukurunu. Neyi koyarsan koy içine hepsini yutan mezardır dünya. Yutan, yok eden, etkisiz elemana çeviren… Tüm hesaplardan geriye bir boş küme kalır avuçlarında. Yanılgılarla, yanlışlarla örülü... Eksilirsin her gün bu hayatın duvarından ve boş küme mezarlığı olur kafan. Eksi sonsuzla artı sonsuz boyunca nerede duracağını bilemezse insan, sonrası pişmanlık!

Bir şeyleri hep yanlış yapıyoruz. Sağlaması yapılmayan hesaplar Bağdat’tan dönüyor. Yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışsak da nafile! İki yanlıştan bir doğru hiçbir zaman zuhur etmiyor. Eksiyle çarpıyoruz eksiyi sonuç yine eksi. Zamanı altına mı dövize mi yatırsak, hangisi daha kârlı? Gerçi bizim tarlalar hep karlı, onların bu dünyada yağmurdan torpille geçiyor tarlaları. Matematik biliyor adamlar Eyyüp, üç kardeşin her biri başka partiden aday. Biz ise her seçimde sandık görevlisi yahut oyunu kullanan sorumlu vatandaş. Sorunlu olmadığımızdan beridir bütün sorunlar gelip bizi buluyor. Ya yaptıkları hesap bir gün tutmazsa, acep o gün biz kazanır mıyız Mirim?

Temel mesele, Allah’ı aramakmış, bunu anlarsın filmin sonunda. Sonsuz sayıda tercih yaparsın da gelip O’nu bulursun. Cebirsel yazgı mıdır bu? Bilgisayarın arama motoru sandığımız bu hayatta, Allah’tan başka bulduklarımız bizi kurtarmaz elbet. Birden biri çıkarınca bir kırılır mı, sabaha dek dedikodu yapsak şiir sayılır mı Mehmet?