CHP Olasılığı ve Cinsel Tercih
Her türlü koalisyonun Türkiye menfaatine olacağını şiddetle ve ısrarla savunmaya devam edeceğim. Bu olasılıkların hepsi ama hepsi Türk Demokrasisinin geldiği noktada hem olumlu hem de 'faydalı' olacaktır.
Zaten partiler de ilk güne 'peşrevlere' nazaran açıklamalarında bu düşünceyi destekler noktaya geldi.
Olasılıklar içinde AKP-HDP 'barışa katkı' sağlarken, AKP-MHP 'tabanın arzusu' ve nihayet AKP-CHP 'patronların dayatması!' Son seçenek ise Kasım'ı gösteriyor.
Ama bu koalisyonların hepsinde de 'Türkiye önceliklerinin' öne çıkacağı iyimserliği muhafaza edilecektir, eminim. Bu zaviyeden AKP-CHP koalisyonuna menfi ve müsbet 'kısa özet' bakarsak.
'Kurultaylar Parisi' şöhretiyle 4 Eylül 1919'da başlayan CHP kurultayları 2014'te yapılanla beraber, olağan, olağanüstü toplam 50'nin üzerinde olmuş ve bunların hepsinde de içerdeki çekişmeler olarak görünse de 'dış etkenleri', 'üst aklı' yok sayamayız.
Şimdi anladınız mı neden 'ısrarla CHP koalisyonu, hükümeti' kurulsun isteniyor! Çünkü gelmiş geçmiş en kırılgan partilerin başında gelir CHP. Her türlü parti içi hiziplere müsait olunca, 'dışardan' kontrole de açık hale geliyor. Böylece en güçlü görünen sayı olarak en büyük ittifak olabilecek 258 artı 130, 388 milletvekilli hükümet aslında en zayıf koalisyon olacaktır!
Gel geriye doğru ve çözülmenin en yakın tarihi 2002'de, diğer ortaklar sağlam dururken 4 parçaya bölünen DSP'yi hatırla. Üstelik o DSP'nin koalisyonunda Bülent Ecevit başbakan olduğu halde ve de Türkiye 'olağan üstü' koşullarda olduğunu da umutmadan değerlendir.
Müsbet tarafını ele alınca, şüphesiz 'Akif Hamzaçebi' CHP'deki birçok düzgün adam ve siyasetçiden biri olarak dün düşüncelerini açıkladı.
Gayet makul ve olumlu mesajlar veriyor. Geçen haftaki Mehmet Bekaroğlu 'iyimser ve yapıcı' açıklamalarını destekliyor. Önümüzdeki süreçde işte bu anlayış acaba hakim olabilir mi, ve CHP'yi karıştırmak isteyenlere direnebilir mi orası asıl AKP-CHP koalisyonu olurunu ve sürdürülebilirliğini belirleyecektir!
***
Bu değerler hep size mi çalışıyor yav!
'Bacağını kimin omuzuna atarsan at' bacı! Yahut kimin 'ıslak bacak arasına' girersen gir. Bizim yatak odamıza girme hakkını nerden aldın peki?
Eşcinseli, bilmemnesi 'özgürlük' talebiyle gösteri yapıyor, tabii din düşmanlarına da 'küfür etmek' için bahane çıkıyor!
Farklı cinsel eylim tercihlerinde serbestlik isteyince 'özgürlükçü, modern, çağdaş' vesaire, akla gelebilecek en güzel övgülere mazhar olup muteber oluyorsun, buna karşı en ufak söylemde, değerlendirmede bulununca 'faşist, gerici, yobaz' vesaire, akla gelebilecek en aşağılık tahkire maruz kalıyorsun!
'Fıtrat' mı dedi birisi(malum Erdoğan kastediliyor) cümle 'aydın' hücum ederken her türlü 'sapkın ilişkiye' aynı zevat 'fıtrat' diye ilmi izahat getiriyor!
E 'imam nikahı, çok eşlilik, sadece 'önden' ilişki' bunlar fıtrata, özgürlüğe, insan haklarına falan niye girmiyor acaba!
Aslında insanımız aynı insan! Görüşü, cinsi, cibilliyeti ne olursa olsun aynı tepkiler, aynı çıkışlar, aynı hep aynı! Bir ateistle bir koyu sofu arasında birbirlerine yönelttikleri, hafif ifadeyle 'eleştirilere bir bakın, ne demek istediğim anlaşılır sanırım!
@yusufserce twitter.com/yusufserce
