Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.61
Gram Altın
2385.40
BIST 100
10179.37
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

22 Eylül 2018

CHP’yi neler bekliyor?

Koşar adım yerel seçimlere gidiyoruz. Çalışmalar başladı. Her parti, neyi nasıl yapacağını, hangi strateji ile seçime gideceğini veya kimi aday göstereceğini planlamaya başladı. Muhtemelen AK Parti’nin MHP ile yapacağı ittifak yerel seçimlerin sonucunu belirleyecek. Ana muhalefet partisi CHP’de ise durumlar oldukça karışık. Parti içi iktidar çatışması, CHP’nin kepenk indirmesine neden olacak gibi. CHP’nin 24 Haziran’daki Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin hazırlatmış olduğu rapor da bu yargıyı teyit eder nitelikte. Raporun en çarpıcı kısmı, CHP’nin kazanmış olduğu birkaç büyükşehri kaybedeceğine dair olanı. Peki, İnce’nin hazırlatmış olduğu raporun sonuçları, CHP’de deprem etkisi yaratır mı? CHP, üzerine serpilmiş ölü toprağını silkeleyebilir mi?

Maalesef, bu sorulara anlamlı cevaplar üretmek çok zor. Çünkü CHP, parti içi çatışmalara kendini hapsetmiş durumda. Oysa Türkiye’nin güçlü, iktidarı zorlayacak bir muhalafete ihtiyacı var. Buna rağmen CHP’nin yapıp ettiklerine akıl sır erdirmek mümkün gözükmüyor. Toplumun karşısında kendi şarkısı söyleyemeyen, hikayesini anlatamayan tutuk bir CHP var. Hayal kırıklığının dışavurumu sanki...

Bu durumda yerel seçimlerde CHP’li belediyeleri ne bekliyor olabilir. Sonucu, üç aşağı beş yukarı hepimiz tahmin ediyoruz. CHP, kaybetmeye mahkum. Birkaç belediye daha kaybedilecek. CHP, biraz daha toplumun ve siyasetin dışında kalacak. AK Parti ve MHP blokunun temsil ettiği Anadolu halkı merkeze yerleşecek. Merkez, biraz daha Anadolu ruhu ile buluşacak. Anadolu mayası ile mayalanacak.

Peki, CHP’nin aklını başına ne getirir? Üç-beş belediyenin daha kaybedilmesi veya oyların biraz daha aşağıya düşmesi yeterli değil midir? Açıkçası, pek zannetmiyorum; ümitvar değilim.

Aslında bunun nedeni az da olsa kemikleşmiş CHP seçmeni ve ütopik CHP algısı... Bir kısım seçmen için CHP, Atatürk’ün mirası. CHP de bu mirası hoyratça kullanıyor. Gerçi, Atatürk’ün mirasi söylemi, derin bir yanılgı. Bunu, şundan dolayı söylüyorum; Eğer CHP, Atatürk’ün mirası olsaydı İsmet İnönü CHP’den istifa edip köşesine çekilir miydi? Hatırlayınız; İnönü, Bülent Ecevit ile olan liderlik yarışını kaybettikten sonra CHP milletvekilliği ve üyeliğinden istifa etmemiş miydi?

İşte, bunun için diyorum ki Atatürk’ün partisi söylemi, düpedüz bir kurgu... Oy devşirmeye yarayan “büyülü kurgu”. CHP’nin başarılı olabilmesi için önce bu büyülü kurgudan kendini kurtarması gerekiyor. Bu kurgudan kurtuluş, CHP’yi sahici bir partiye dönüştürebilir. CHP de diğer siyasal partiler gibi yarışa girebilir. Yoksa CHP, kendisi çalıp kendisi oynamaya devam edecek.

Yazık.