Çifte Bayram
Önümüzde iki bayram var: Ayasofya ve Kurban. İki bayramımız da şimdiden mübarek olsun. Aziz milletimiz sabırla imtihanını verdiği pandemiden sonra bu iki bayramı hak etmişti. Gerçi bizim için bayram olan başkaları için hüsran görünüyor ama neylersiniz. Siz doğup büyüdüğünüz toprakların değerlerine saygı duymazsanız böyle yapayalnız kalırsınız. Bazı aşırı sol gazetelere bakıyor ve köşe yazarlarına acıyorum. Çırpınıyorlar, debeleniyorlar. Garip ruh hâli içindeler, mağlup olduklarını düşünüyorlar. Şaşırmamak lâzım. Zira bunlar yıllardır halkın inancıyla uğraştılar, yasakları savundular. Sadece başörtüsü zulmünü 35 sene sürdürdüler. Utanmadan da ‘demokrat’ geçindiler.
Bir de ‘benzemez sağcı gazetelerin köşe yazarları var. Bunlar da bir âlem! Hâllerine bakıp gülüyorum. Çünkü Ayasofya’dan bahsederken hükümetten ve Cumhurbaşkanı’ndan söz etmemeye itina gösteriyorlar. Ayasofya’nın ‘Yeni Fatihi’ni eleştirme cüretini gösterenler bile var. Keyifleri bilir ama gülünç oluyorlar, tarihe de bu ‘ayıplı ve utançlıhâlleri’yle geçecekler. Takip ettiğim 50-60 yazardan sadece birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür etme nezaketini ve olgunluğunu gösterdi. Dindar geçinen bir gazete var ki neredeyse “Ayasofya’yı aslında Süleyman Demirel açmıştı.” diyecek. Gülünç. Berikilerbaşka teranede. Kibir ve kıskançlık duygusu, bütün çirkinliğiyle bu gazetelerin haberlerine ve yazarlarının satırlarına yansıyor. Hakkaniyet mi, Hak getire, yazık!Neyse biz keyfimizi kaçırmayalım, bayram neşemize geri dönelim.
Geçmişte bir “Ayasofya Edebiyatı” vardı. Bundan sonra da olacak. Daha şimdiden yüzlerce yazı ve şiir yayımlandı. Dergiler de Ayasofya coşkusunu kapaklarına taşıdı, özel sayılar, hususi bölümler düzenledi. Tarihî karar, temmuz sayılarına yetişmedi ama inanıyorum ki ağustos sayılarında Ayasofya merkezli pek çok metin okuyacağız. Bunları büyük bir merak ve heyecanla bekliyoruz.
Kültür ve sanat dünyamızın seçkin dergilerinden Şehir ve Kültür, temmuz sayısının kapağını muhteşem bir Ayasofya fotoğrafına ayırdı. Tepeden çekilen fotoğrafta Ayasofya’nın dört minaresi ve kubbesi, bütün zarafetleri ve haşmetleriyle arz-ı endam ediyor. Derginin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Kâmil Berse “Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi” başlıklı makalesinde, “Pek tabiidir Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’inde namaz kılınacak ve mekân, aslına çevrilecektir. Ekmek gibi su gibi aziz hakkımıza kim ne diyebilir ki…” diyor. Berse daha sonra 70’li yıllarda MTTB’de üstat Necip Fazıl’ın Ayasofya şiirini dinlerken gençliğin nasıl büyük bir coşkuya kapıldığını anlattıktan sonra Aytunç Altındal ile Ayasofya hakkında yapılmış mühim bir mülâkata yer veriyor. “Şair ve Yazarlarımızın Ayasofya Hasreti” başlıklı yazımda, Ayasofya Camii’nin geçmişten günümüze edebiyatımıza yansımalarını etraflıca anlatıyorum.
Diksiyon ve Edebiyat dergisi de kapağını ve muhtevasını Ayasofya’ya ayırdı. “Ayasofya Bir Peygamber Müjdesidir!” başlığıyla çıkan derginin baş sayfalarında Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı’nın “Milletimiz Ayasofya’da İbadet Kararı Bekliyor” manifestosu, dikkat çekici. Merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin “Ayasofya” şiirinin ardından derginin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Aydın’ın “Ayasofya Camii ve Hızır A.S.” yazısını okuyoruz. Her iki dergide, Ayasofya dışındaki konulara dair pek çok makale, röportaj ve şiir var.
Sadece aydınlar değil, gazeteler ve dergiler de içinde bulundukları çağın tanığıdır. Edebiyat adına çıkan dergiler, dün neredeyse bütün millî ve İslamîmecmua ve gazetelerde işlenen Ayasofya meselesine bigâne kalamaz. Dün çekilen asırlık hasretti, bugün ise yaşanan saadet ve vuslat. Milletimizin yaşadığı bu neşveyi göremeyenler, kusura bakmasın ama yarına edebiyat adına da bir şey bırakamazlar, bizden hatırlatması! Gönül coğrafyamızın mutlu insanları, çifte bayramı yaşıyor. Kırım, Doğu Türkistan, Kudüs, Kerkük, Filistin, Arakan, Bosna, Gazze, Bakü, Kıbrıs ve diğer İslam-Türk diyarlarındaki mümin gönüller, Kurban Bayramı’nı Ayasofya Bayramı’yla birlikte idrak ediyor. Kurbanlar Ayasofya şükür duasıyla kesiliyor. İstanbultatlı bir telâş içinde, Anadolu’dan ve dünyanın dört bir yerinden ağırlayacağı misafirlerine hazırlanıyor. Dersaadet’te yaşayanlar, cuma namazı için seccadenizi hazırladınız mı? Meydandaki yerimiz ve gönlümüz genişlesin inşallah. Rabb’imize hamdolsun. Her günümüz bayram tadında olsun! Bu mübarek bayramları bize yaşatanlar da sağ olsun, var olsun!
