Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

09 Ağustos 2015

'Cihangir' gurur duysun!

PKK'yı "Cihangir" oluşturdu.

Gülse Birsel'in "Yedirtmem" dediği "Cihangir".

Türkiye İşçi Partisi'nin Dördüncü Büyük Kongresi'nde, 1970 yılının sonunda, "Türkiye'de Kürt halkı vardır" kararı çıkaran "Cihangir"di.

Türkiye İşçi Partisi'nin o kongresinde bir tek Kürt yoktu!

Kararı "Cihangir" almıştı.

Oysa, Türkiye'de "Kürt yoktur" diyenler de onlardı.

"Kart-kurt sesleri" saçmalıklarının mucidi de 27 Mayıs darbecisi "Cihangir"di.

"Cihangir" bu kararı neden almıştı?

Kürt'leri çok mu seviyorlardı? Bu nedenle mi "Türkiye'de Kürt Halkı vardır" kararı almışlardı?

Hayır!

Kürtleri tramplen olarak kullanıp, Türkiye'yi komünist yapacaklardı.

"Cihangir" fakirleri, yoksulları, işçileri çok sevdiği, acıdığı, hallerine üzüldüğü, bu kesimlere kendini çok yakın hissettiği için mi Türkiye'yi komünist yapacaktı?

Hayır!

Onlar; Çankaya, Etiler, Cihangir, Nişantaşı dışına çıkıp fakirle, yoksulla, işçiyle hiç yüz yüze gelmediler, yan yana olmadılar. Tanıdıkları tek işçi, bahçıvanlarıydı.

Türkiye'yi komünist yapmakla ütopyalarının "Nirvana"sına erişeceklerdi.

Onlar, halk için "Sol" değildiler!

Paris'te "moda" olduğu için "Sol" idiler.

Sorumsuz kararlar almak, ülkeyi savaşlara sokmak, ekonomik ve siyasi krizler yaratmak, darbelere, "Gezi"lere bulaşmak onların sıradan işleriydi.

"Kürdisite tartışmalarını biz çıkardık. Biz kimiz, "Türkiye İşçi Partisi" başta Aybar ve Behice Boran, biz çıkardık, diyordu, "Cihangir".

"Vay Şerefsiz" manşetini atan da "Cihangir"di.

Bahçeli'nin "İzmir'de Marmaris'te yazlıklarında yatıp AK Parti'nin olmasın diye oyunu MHP'ye vermeyen; ama HDP'yi Meclis'e taşıyan zavallılar, Boğaz'da yalılarda viskisini yudumlayıp oyunu HDP'ye veren şerefsizler" değerlendirmesine pişkin pişkin;

"Hem Boğaz'da evim var.

Hem viski içerim.

Hem de HDP'ye oy verdim.

N' olacak şimdi?..

Şerefsiz!

Vatan haini!

Satılmış!

Öyle mi?.." geyiğini yapan Hasan Cemal'dir "Cihangir" .

Dede Cemal'in başımıza açtığı "Ermeni" meselesi hala burnumuzdan gelirken; Torun Cemal, belamızı alevlendirmek için PKK'yla oynuyor.

Viskisini yudumladığı boğazdaki evinden, PKK'yı ayartan "Cihangir"in, böyle fantezilerinin bedeli 50 bin "can"dır.

50 bin "ana" ağlamıştır.

Demokratik açılım süreci başlatılırken ''Analar ağlamasın'' denildiğinde "Çanakkale'de analar ağlamadı mı" diyerek "Barış Süreci"ne karşı çıkan da "Cihangir"di.

Vaktiyle, I. Dünya Savaşının en acı günlerinde, millet kuşatma ve ambargo altında inlerken; fahişelere, binlik kaymelerle doldurulmuş yastıklar hediye eden, Avusturyalı Miloviç adındaki oyuncuya bir gecelik vuslat bedeli 25 bin kağıt lira ödeyen, Büyükada meclislerinde, gece yarıları metreslerinin talepleri üzerine motorla Beyoğlundaki Tokatlıyan'dan dondurma getirten, tiksindirici sefahat ve israfı yapan da "Cihangir" di.

Son gelişmelerden "Cihangir" çok mutlu, başarılarıyla (!) gururlu..

Tarih böyle cereyan ediyor...

İstanbul, "Çandarlı" lobisine rağmen fethedilmişti.

Yeni Türkiye, "Cihangir" lobisine rağmen ayağa kalkacak.