Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

08 May 2024

​Çin Devlet Başkanı Fransa'daydı

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Pazartesi günü Fransa’daydı. Elysee Saray’ında Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı ile üçlü bir toplantı gerçekleştirdi. Amerikan Dışişlerine düşünce üreten bazı yayın kuruluşlarına baktım yapılan analizlerde Xi Jinping Fransa’yı ziyaret etmesinden endişe duyduklarını gördüm.

Amerikan’ın Çin’den endişe duyduğu konuları, üç başlık altında toplayabiliriz. Bunlardan birincisi, Çin’in alternatif bir uluslararası sistem kurma söylemidir. İkincisi, yerel para ile dış ticaretini yapmaya çalışmasıdır. Üçüncüsü, askeri alan dâhil olmak üzere her konuda kritik öneme sahip hassas teknoloji üretmeye çalışmasıdır.

Deniliyor ki, eğer Çin bu üç konuda başarılı olursa ‘’artık dünya liderliği için savaşmak zorunda kalmayacaktır.’’ Ancak Çin bu konularda gelişmeye çalışırken, ABD bu konuları zaten başarmış durumdadır. O zaman ABD neden bu kadar endişeleniyor? Böyle bir soru karşısında insanın ilk aklına gelen cevap ’’ABD alternatif bir güç istemiyor’’ bu yanlış değil ama kanaatimce eksik bir cevaptır.

Çünkü İnsanlık tarihine baktığımızda adil bir sistem arayışı tarihin her döneminde olduğunu görürüz. Bu bağlamda dinlerin özünde adaleti sağlamak vardır. Tarihteki sınıf mücadelesinin temeli adalet arayışına dayanır.

Bugün ABD’nin liderliğindeki uluslararası sistemde adaletsizliğin en acımasız biçimleri yaşanmaktadır. Çünkü ABD, Apartheid devlet anlayışına sahip İsrail’in hamisi, Suriye’de PKK terör örgütünün koruyucusu, Ukrayna’da savaşın baş mimarı, Pasifik’te Tayvan üzerinden yeni bir savaşın planlayıcısıdır.

Bütün bunlar dünyada bir değişim talebine neden olmaktadır. Zira hiçbir ülke kendini güvende hissetmiyor. ABD bu durumun farkındadır. Bu nedenle ABD, Çin’in alternatif bir uluslararası sistem oluşturma söyleminden endişe duymaktadır.

Peki, Çin, gerçekten dünyanın değişim talebini karşılayacak daha adil alternatif bir uluslararası sistem kurabilir mi?

Çin’in bugün için ekonomik, askeri ve politik gücü bunu kurmaya yetmese de yarın için böyle bir potansiyeli vardır. Ancak Çin’in daha adil alternatif bir uluslararası sistem kurma söylemin dışında böyle bir niyeti var mı bundan emin değilim açıkçası. Çünkü ortada tuhaf bir durum var. ABD, Çin’in alternatif bir uluslararası sistem kurma söyleminden endişe duyarken, Çin ise, hiper-kapitalizmin bir parçası olmaya çalışıyor!

Dolayısıyla bugün insanlığın şikâyet ettiği ve değişmesini istediği kapitalist sistem iken, kapitalizmin parçası olmaya çalışan Çin, nasıl alternatif bir sistem kuracak? Xi Jinping Fransa ziyaretini uluslararası medyadan takip ettiğim kadarıyla öyle alternatif bir sistem kurma gibi bir çaba da görmedim.

Xi-Macron görüşmesinde konuşulanlara baktığımızda ‘’uluslararası çapta tüm taraflardan Olimpiyatlarda ateşkes talep etme isteği’’ gibi yuvarlak laflar edildiğini gördük. Mesela ‘’Dünya beşten büyüktür’’ gibi tüm insanlığın vicdanına ve aklına hitap eden bir açıklama şu ana kadar Çinli yetkililerden hiç duymadık.

Dolayısıyla tekrar vurgulamak gerekirse, ABD Çin’in alternatif bir sistem kurma söyleminden endişe duyarken, Çin ise, hiper-kapitalizmin bir parçası olmaya çalışmaktadır. ABD’li düşünce kuruluşları bunu görmüyor mu yoksa başka bir numara mı var? Gelişmeleri dikkatle takip etmeye devam edeceğiz.