Dolar (USD)
32.43
Euro (EUR)
34.76
Gram Altın
2433.25
BIST 100
10082.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Çok konuşulan ama az bilinen Sultan 2. Abdülhamid Han''ı anlama mecburiyetimiz

4-5 Eylül 2018’de, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) tarafından vefatının 100. yılı münasebetiyle düzenlenen “Sultan II. Abdülhamid’in Jeostratejisi ve Mirası Uluslararası Sempozyumu”na katıldım. Bundan iki yıl önce de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 22-24 Eylül 2016’da, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen “Doğumunun 174. Yılında Sultan II. Abdülhamid Han ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu”na katılmış ve sempozyumda, “Sultan II. Abdülhamid’in Şair ve Yazarlarla İmtihanı” başlıklı bir tebliğ sunmuştum.

Her iki sempozyumda da beklenilenin üstünde kalabalık ve aktif bir katılım olduğunu gördüm. Dolmabahçe’deki sempozyumun tanıtım toplantısında, bir süre birlikte çalışmaktan da onur duyduğum, 26. Dönem TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “sempozyumun tarihe katkı sağlayıp ışık tutması ve genç nesillere tarih şuuru vermede mütevazı bir girişim olması” temennisinde bulunmuştu.

ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca ise, 4-5 Eylül 2018’deki sempozyumu açış konuşmasında, “Uluslararası yeni politika ve stratejilerin belirlendiği bir dönemde devleti ayakta tutmak için yeni stratejiler geliştirmeye çalışan Sultan II. Abdülhamid’in, üzerinde çok konuşulan ama az bilinen bir şahsiyet olduğunu; onunla ilgili yapılan çalışmalardan önemli bir kısmının ideolojik yaklaşımlar ve bilgi eksikliği nedeniyle bilimsellikten uzak kaldığını, özellikle onun eğitim, sağlık, ulaşım, savunma, mimari ve tarım gibi politikalarının neredeyse hiç tartışılmadığını belirttikten sonra sadece tarihçilik bakımından değil bugünü anlama ve yarını planlama açısından da Sultan II. Abdülhamid’i anlamanın bir zorunluluk olduğuna” vurgu yaptı

Katılımcıların her birinin “Sultan II. Abdülhamid’in Jeostratejisi ve Mirası” konusunda sundukları tebliğlerin içeriğiyle ilgili bilgiler vermek bu yazının sınırlarını aşar. Ancak TBMM ve ASBÜ tarafından düzenlenen bu iki sempozyumdan sonra Sultan II. Abdülhamid ile ilgili daha pek çok sempozyum düzenlemenin; onun adına belgelere dayalı bilim üretecek araştırma merkezlerini kurmanın; politik yaklaşım ve duygusallıktan uzak makale ve kitap yayımlamanın ve üniversitelerde doktora düzeyinde tezler hazırlatmanın bir gereklilik olduğunu belirtmek gerekir.

Bilindiği üzere, Sultan II. Abdülhamid’in iktidara gelmesiyle birlikte Osmanlı devletinde ilk kez anayasal-parlamenter sisteme geçişle ilgili çalışmalar başlatılmış, ardından da 23 Aralık 1876 tarihinde I. Meşrutiyet ilan edilip 19 Mart 1877’de Meclis-i Mebusan’ın ilk toplantısı yapılmıştır. Osmanlı devletinin tarih sahnesinde kalmaya çalıştığı ve adeta bir istiklal mücadelesini verdiği bu dönem, pek çok alanda reformların uygulanmaya konduğu bir dönemdir.

Arada geçen yüz yılı aşkın bir zaman diliminden sonra yine ilk kez yeni ve farklı bir yönetim biçimine gidilerek Cumhurbaşkanlığı sistemi tercih edilmiştir. Bugün de ülke olarak özellikle siyasi ve ekonomik bakımdan yine adeta bir istiklal ve istikbal mücadelesi içindeyiz. Bu yüzden uluslararası ilişkilerde karşılaşılan problemlerin çözümü için yeni stratejiler geliştirilmekte; başta eğitim olmak üzere, savunma, sağlık, ulaşım, iletişim, kentleşme, tarım ve hayvancılık gibi alanlarda pek çok reformlar uygulanmaya konulmaktadır.

Günümüzde bilgiyi insanın faydasına değil bir emperyal güç olarak kullanan ülkelerle mücadele etmek ve bunda başarılı olmak için, Amerikalı bir tarihçinin tanımıyla, “bastonunu Karadeniz’e sokup Akdeniz’i karıştıran” Sultan II. Abdülhamid’i, onun yaşadığı dönemdeki olayları, içte ve dışta maruz kaldığı problemleri kritik ve analitik bir biçimde değerlendirmek ve iktidarda kaldığı 33 yıl buyunca karşılaştığı problemlere çözüm bulmak amacıyla geliştirdiği stratejileri iyi bilmek ve analiz etmek durumundayız.

Çünkü Sultan II. Abdülhamid, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında, yeni politikaların ve yeni siyasetlerin oluştuğu yeni bir dönemin adamıdır. Ona ve dönemindeki olaylara, Batılı muarızlarının bakış açısıyla değil kendi penceremizden bakarak analiz ettiğimizde elde edeceğimiz bilgiler, istikbale doğru yapacağımız uzun ve meşakkatli yürüyüşümüzde önümüzü aydınlatacak ve yönümüzü tayin etmede bir pusula vazifesini görecektir.

Böyle önemli bir sempozyumu düzenlediği için, “Türkiye’nin araştırma odaklı ilk ve tek tematik üniversitesi” olan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca’ya, sempozyum koordinatörü ASBÜ Doğu ve Afrika Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Enver Arpa’ya, sempozyumun başarılı bir şekilde yapılmasını sağlayan üniversite personeline ve katılımcı bilim insanlarına teşekkür etmek bir hakkın teslimidir.

Teşekkürü hak eden bir başka isim ise, yıllardır Sultan II. Abdülhamid ve dönemini inceleyen Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma’dır. Açılış oturumunda, “Abdülhamid’in İslam Birliği Siyaseti” başlıklı tebliğiyle bu konuda önemli bir vizyon çizdi.