Dolar (USD)
32.18
Euro (EUR)
35.00
Gram Altın
2499.16
BIST 100
10643.58
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

24 Temmuz 2021

Coninin fonladığı gazeteciler

Rahmetli Nasrettin Hocamız, “Parayı veren düdüğü çalar” demişti asırlar önce. Türkiye’deki muhalif gazetecilerin düdüğünü de Amerikalıların çaldığı ortaya çıktı. Kendisini “bağımsız” olarak nitelendiren gazetecilerin Avrupa ve Amerikan vakıflarınca dolara boğulması özgür yayın yaptığını iddia edenlerin foyasını ortaya çıkardı.

Anlaşılan Joe Biden, 15 Temmuz darbe girişiminden aylar sonra geldiği Türkiye’de darbenin başarısız olmasına çok içerlemiş. New York Times editörlerine Recep Tayyip Erdoğan’ı darbe ile değil muhalifleri güçlendirerek devireceğini açıklayınca da sözlerinin havada kalmasını istememiş. Kendisine yakın vakıflar yoluyla Türkiye’de muhalefeti, milli değerlere muhalif medya kuruluşlarını ve gazetecileri fonlamaya başlamış.

Amerikalıların fonladığı gazetecilerden başı Ruşen Çakır çekiyor. Sahibi olduğu Medyascope kanalının slogan kısmında “Çünkü özgür” yazıyor. Kime göre? Aleyhinde yayın yaptığı milli değerlerimize göre değil tabii ki... Çakır, 2016’dan 2020’ye kadar 476 bin 720 dolar almış. Türk parası ile yaklaşık 4 milyon lira. Kimden? ABD’nin Chrest Foundation Vakfı’ndan. Vakıf, bu desteği sayfasında ilan etti, Çakır da doğruladı.

Hasan Cemal’in sahibi olduğu medya kuruluşunun adı “Bağımsız Gazeteciler Vakfı” kendisini kısaca P24 olarak adlandırıyor. P24 de ABD’nin Chrest Foundation Vakfı’ndan 124 bin dolar almış. Mehmet Altan da P24’te yazıyor. 140Journos ise 60 bin dolarla ödüllendirilmiş. Serbestiyet isimli site de ABD güdümüne girenlerden. Medya kuruluşları dışında Türkiye’de bu ABD vakfının fonladığı bir hayli vakıf ve dernek var. Merak edenler sitesine girip öğrenebilir.

***

ABD’nin cebini doldurduğu gazeteciler milli değerlerden taviz vermeyen medya kuruluşlarını “Yandaş” diye nitelendiriyor. Peki kendileri kimin yanında? Solculuğu ile ünlü Türkiye’nin 68 kuşağı, Amerikan 6. Filosunu denize dökmekle övünürdü. Bunlar ise ABD’den yüzbinlerce dolar hibe almakla övünüyorlar. Kendileri için de “özgür, serbest, bağımsız” sıfatlarını kullanıyorlar. Milli Mücadele dönemi olsaydı İzmir’den denize dökülecekler listesinde mutlaka bunlar da olurdu.

Ruşen Çakır, aldığı paranın da hakkını veriyor. CIA uzmanı Henri Barkey’i sık sık ekranına taşıyor, röportajlar yapıyor. Henri Barkey hakkında, 15 Temmuz darbesinin uluslararası ayağını oluşturduğu gerekçesi yakalama kararı var. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarına göre, Barkey’in FETÖ’nün Devlete ve Hükümete başkaldırdığı 2013 yılı başından 2017 yılı sonuna kadar darbe organizatörlerinden Osman Kavala ile 265 görüşmesi tespit edilmiş.

Ruşen Çakır’ın bir özelliği de ABD ve AB’nin iteklemesi sonucu AK Parti’den puan koparmak amacıyla parti kuran Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nu sık sık canlı yayına çıkarması. ABD Vakıflarından aldığı gibi canlı yayına çıkardığı bu isimlerden de para alıyor mu, açıklarsa öğreniriz.

***

Dünya siyasetinde “Ben de varım” demek hiç de kolay değil. Kurtların dans ettiği, paranın, silahın, gücün konuştuğu bu arenaya çıkmak için çok iddialı hazırlanmak şart. Sadece görünen düşmanlarla değil görünmeyen ikiyüzlü münafıklarla da uğraşmanız gerekir. Muhalif gazetecilerin her gün aleyhine yazıp çizdiği Türkiye’nin Cumhurbaşkanı, kara propagandaları dikkate almadan çalışıyor. Kendisine göre bir programı var. Sırayla bunların çözümü için projeler üretiyor.

Karabağ Zaferi’nden sonra bayram haftasında Kıbrıs konusuna el atan Recep Tayyip Erdoğan, devletin isminden “Kuzey” kelimesinin çıkarılarak “Kıbrıs Türk Cumhuriyeti” kurulması için start verdi. Maraş meselesinde de bir kapı araladı. Parayı ön planda tutan Rumların geri dönmesi ile Maraş çok kısa sürede tümüyle turizme açılacaktır.

Sırada çözülecek hangi problem var diye sorarsanız, tahminime göre öncelik Afganistan’da. Akın akın gelen göçmenlerin Türkiye’yi de olumsuz etkilediği Afganistan’da çözüm Taliban’a bırakılmayacak kadar önemli. Sovyet Rusya ve ABD yıkımından sonra Türkiye, Pakistan ve Macaristan’ı da yanına alarak Afganistan’da herkesin rahat edebileceği bir sistem kurmanın hazırlığında. Bir sonraki hedef ise Doğu Türkistan olur inşallah.