Dolar (USD)
32.37
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2395.82
BIST 100
10158.31
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Kasım 2019

Çözemezseniz çözülürsünüz…

CHP 1950’lere kadar bir devrim, bir rejim, bir düzen kurucu! Parti kimliği ile konumlandırılmıştı. Süreçte tam tersi oldu. Bugünkü CHP halkla ve değerleriyle hesaplaşan görüntü veriyor. İçindeki hizip ve akımlarla kaynıyor. Yapıcı siyaset üretemeyen bir partinin geleceği nokta buydu. Ancak içindeki sorunların ülke sorunları ve siyasetinin önüne geçmesi normal karşılanmamalıdır.

Bu gidişle…

CHP içinden ayak oyunları, siyasi rant kapma yarışı bitmeyeceğe benziyor. Kongrelerde, milletvekilliği ve belediye başkanlığı hatta il ve ilçe başkanlıkları seçimindeki kavga döğüş nerdeyse CHP’ye has bir durum haline geldi. Kısaca CHP kendi krizini üreten bir parti konumundadır. Bu özelliği ile ülke siyasetinde de kriz üretenlerin baş aktörlerindendir.

Bugün ‘Külliye’de görüşme’ iddiasıyla başlayan gerilim yeni değil. Hatırlayın, bir başka düzlemde bu tür bir gerilimi 2015’te yaşanmıştı. O tarihte CHP’li bir milletvekilinin Atatürk posterini asıldığı yerden indirmesi iddiası CHP’deki hizip ve grup kavgalarının bitmeyeceği izlenimini vermişti.

Evet, CHP bugüne kadar ya kendi içinde bir gerilim yaşadı ya da toplumsal gerilimin ana aktörlerinden oldu. Geçmişte bu tür siyaset tarzından nemalanmıştı. Ancak bugün bundan sonuç alamadığı gibi kendisine zarar verir hale gelmiştir. Ancak CHP’de bir siyasal ve ideolojik ayrışmamanın olması neye bağlanmalıdır?

CHP katı ideolojisine bağlanmalıdır. Bu ideoloji her türlü kavga ve çatışmaya erteleyip CHP’yi konsolide ediyor.

Bu günkü ‘Külliye’de görüşme’ oyunu neye benziyor?

Geçmişte Baykal’ın kasetle götürülmesindeki kurguyla aynıdır. Baykal kasetini kim yapmışsa bugünkü oyunu da o tezgâhlamıştır izlenimi veriyor. Bu oyunla da yine biri ve birileri siyaset ve gözden düşerken, birileri de yükseltilecektir. Bu biri zaten yerel seçimlerde parlatılmıştı. Şimdiden bunun siyasal asfaltı dökülüyor.

Geçen günlerde Almanya’nın etkili gazetelerinden biri DieWelt, İmamoğlu’nun Almanya ve diğer ülkelere ziyaretini hatırlatarak Erdoğan’ın karşısına Cumhurbaşkanlığı için muhtemel aday olduğunu yazdı. Oynanan oyunun parçaları birleştikçe büyük fotoğraf daha net görülecektir.

CHP içindeki ateşi yerel seçimlerde bir süreliğine ertelemişti…

CHP yerel seçimlerde muhafazakâr ve millet barış diyerek İslamcı, muhafazakâr ve milliyetçi kimliklerle ve demokrasi adına terör yanlısı şoven Kürtlerle ittifak yaparak içindeki ateşi bir süre soğutur ancak uzun süre götüremez. Çünkü…

Halkçı (!) ve Atatürk’ün partisi CHP marjinal grupların partisine dönüşmüştür. Aşırı sol ve terör yanlılarının, kimlik siyaseti yapanların kavgasının büyümesiyle bu CHP iyice marjinalleşecektir. Ben şahsen ülkemiz adına CHP’nin aşırı marjinal kimliğe kaymasını faydalı görmüyorum. Ülke sorumları karşısında yapıcı muhalefetten yana olmasını önemsiyorum.

En başta Erdoğan düşmanlığı söylemini bırakmalıdır. Öfke ve kinin önce sahibine zarar verdiğini bilmelidir. Her tür düşmanlık söylemi ile bir süre daha zevahir kurtarılabilir ancak geleceğini kurtaramaz. Biline ki düşmanlık siyaseti CHP içindeki bazı grupları bir süre daha konsolide edilebilir ancak sürekli türbülans halinden kurtulamaz...

Son söz. Suçu başkasına atarak içindeki kavgayı ertelemek çözüm olmuyor. Görünen o ki, CHP’deki siyaset kazanı hep kaynamaya devam edecektir. Yanan kazanın altına odun atanları içinden arındırırsa ateş düşer.

Aksi halde çözemezseniz, çözülürsünüz…