Dolar (USD)
32.28
Euro (EUR)
34.68
Gram Altın
2414.35
BIST 100
10267.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

05 Kasım 2014

ÇÖZMEYELİM!

Ak Parti Grup Toplantısındayız,

Toplantı öncesi bazı yetkililerle görüştük,

Afyon Kampını anlattılar, kampta Kürt Milletvekillerinin alışılmışın dışında konuşmalar yaptıklarını, "çöm süreci hatına her suça müsamaha gösterildiğini" dile getirmişler.

Milletvekilleri, "her şeyden önce bölge insanın canı, malıve diğer haklarıkorumak devletin en öncelikli görevidir, bu görevin -ne uğruna olursa olsun- ihmali kabul edilemez" demişler.

Bütün bu tartışmalar 6-8 Ekim olaylarıyla başladı. Daha önceleri "böyle giderse PKK baskınden bölge insanı PKK'nin esiri olur" diyenler şimdi Ak Partili siyasilere dönüp "maalesef haklı çıktık" diyorlar.

Evet, 6-8 Ekim olayları her yönüyle bir kırılmadır. Çözüm süreci için kırılma, dindar kesimin sürece bakışında kırılma, Batıda yaşayanlar için, Doğuda yaşayanlar için, Türklerle Kürtlerin sürece bakışında kırılmadır. Bu kırılmayı onaracak olanlar da bizleriz, hepimiz. Siyasetçi, bürokrat, yazar, köylü, şehirli... Hepimiz beraberce bu süreci onarmamız lazım.

Bakınız,

İngiltere Başbakanı Tony Blair, ABD Başkanı Clinton'ı da araya koyarak İRA ile anlaşma sağladı.

Anlaşmaya varılmasına varıldı, ama tarihe "Kanlı Pazar" olarak geçen 15 Ağustos 1998 tarihinde görüşmelere karşı çıkan İRA'lıbir grubun bombalı saldırısı sonucu 29 kişi yaşamını yitirdi.

Blair, o saldırı için: "Bir tercih yapmak durumundaydık; ya ellerimizi dehşet içinde kaldıp, 'bu adamlar asla barış yapmazlar' diyecek, ya da dehşeti neden olarak gösterip, 'bu adamlar barış recini durdurmak istiyor, ama biz cevap olarak onu daha hızlı ve daha ileriye görmeliyiz' diyecektik" demişti.

Nitekim İngiltere süreci daha ileri götürüp barışını sağladı, yıllarca akan kan durduruldu ve iç sorunlara harcanan enerjiyi Birleşik Krallığın güçlenmesine ayırdı.

Tabi, bu süreçte IRA ile görüşmelere karşı çıkan İngilizler olduğu gibi 'İngiltere adına casusluk yapan' İRA yöneticileri de deşifre edildi. Bu ağır atmosferi dağıtmak için kararlılık gerekliydi. Blair ve IRA'nın sürece destek açıklamaları kararlılıkla ilgili şüpheleri dağıttı ve İngiltere barışına kavuştu.

Bizde ise Aysel Tuğluk Türk solculuğunun 1960-70 jargonuyla bocalıyor. Hala zinde güçlere çağrılarda bulunuyor. Bu Kürt halkına yapılan en büyük haksızlıkların başında gelir.

Ne demek Seküler Güçleri göreve davet? Sayın Tuğluk bu güçlerin kimler olduğunu, geçmişte millete hangi zulümleri reva gördüklerini çok iyi biliyor. Bunu bilen Tuğluk'un yeniden 'zinde güçler'le flört istemesi Türk Soluna olan aşkının ifadesidir ki bu aşkın Kürtlere acı ve ızdıraptan gayrı bir yararı olmadı, bundan sonra da olmayacaktır.

Çözüm sürecinin sağlıklı yürümesi için öncelikle Aysel Tuğluk gibi darbeci Türk Solculuğuna aşık 2-3 siyasetçinin ya sürecin ruhuna uygun konuşmaları ya da lütfen! Susmaları lazım.

Aysel Tuğluk da çok iyi biliyor ki eğer bu son MGK toplantısı CHP iktidarı döneminde yapılsaydı, alınacak birinci karar Dersim ve Kürtler için yeni bir katliam, tenkil, tehcir olacaktı. Aysel Tuğluk'un bu çağrısı için Başbakan Davutoğlu, "eğer katilleriyle beraber olmak istiyorlar ise hayırlı olsun" diyerek tepkisini ortay koydu.

Başbakan Davutoğlu konuşmasında 'çöm ile ilgili ne zaman bir adım atılmışsa bir oyunla karşılaşk' dedi. 'En son 30 Eylül Demokratikleşme Paketi ve Sayın Barzani'nin Diyarbakır'a davet edilmesi sonrası 17-25 Aralık paralel darbe girişimi oldu'ğunu anlatan Davutoğlu,

"Biz güvenoyu alır almaz ilk toplantız çöm süreci kararlılığı ile ilgiliydi, 1 Ekim'de de sürece resmiyet kazandırdık ve 5 gün sonra Kobani bahanesiyle 42 vatandaşızı öldürdüler." Konuşmasında, "bunu kabul etmemiz mümkün değil" diyen Davutoğlu, çözüm süreci ve kamu düzen ve güvenliğini bozacak eylemlerle ilgili; "Bizim çöm süreci ile ilgili irademiz, kararlılığız tam ve kesindir, ama kamu güvenliği ile ilgili de irademiz, kararlılığız tam ve kesindir" dedi.

Şimdi geç olsa da sürece bölgenin diğer dinamiklerini de dahil etme zamanı. Komisyonlar kurularak ihmal edilen dindar camia da sürece dahil edilmelidir. Akil İnsanların değerli hizmetleri oldu, ama bundan sonra süreci onlarla götürmenin zorluğu da ortada.

Öcalan ile görüşme, yapılacakları takip, anlaşmazlıklarda uzlaşma ve hakemlik gibi grup ve komisyonları hızlı bir şekilde oluşturmak gerek.

Aslında bir ŞOK gerek, ani bir ŞOK...