Dolar (USD)
32.27
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2466.62
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Mart 2017

Cumhurbaşkanlığı Sistemi Gerekli; Çünkü\u2026

Türkiye, 16 Nisan'a kadar cumhurbaşkanlığı sistemini tartışmaya devam edecek. Bu sistemin artıları ve eksileri gündemlerimizin ana parametresini oluşturacak. Başkanlık sistemi ile yatacağız, başkanlık sistemi ile kalkacağız. İktidar da muhalefet de kararımızı etkilemeye çalışacak, çalışıyorlar dau2026 Sonuçta demokratik bir yarış var ortada. Ancak yapmış olduğumuz bu sistem tartışmasında temel bir eksikliğimiz var.

Öncelikle, Türkiye'nin sistem arayışı yeni değildir, oldukça eskilere kadar gider. Türkiye'nin parlamentarizm ile tanışması, 18. Yüzyıldır. Türkiye'de anayasacılık, Osmanlı devletinin Batı karşısında gerilemesinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bu değişim motivasyonunun arkasında Batı'da eğitim almış, aydın ve bürokratlar bulunmaktaydı. İçimizdeki Batılılaru2026 Bu çerçevede parlamentarizm, padişahın karşısında yeni bir gücün var olma mücadelesidir. Bu ülkede anayasacılık hareketinin sonucunda ortaya çıkan parlamentarizm, güçlü merkezi otoriteyi kuşatma hareketiydi. 1876 anayasası ile ilk kez bu ülkeye adım atan parlamenter sistem, günümüze kadar kendini revize ederek gelebilmiştir.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sistemini Kendisi İçin mi istiyor?

Türkiye, Batı tecrübesinden istifade ederek kendi sistemini kurmaya ve bu küresel köyde var olmaya çalışmıştır, çalışmaktadır. İnsanlığın bilgi birikiminden, kültürel havzasından beslenmek kaçınılmazdır. Doğrusu da budur. Ancak son dönemde cumhurbaşkanlığı ile ilgili yapmış olduğumuz tartışmalarda şirazeyi kaçırmaya başladık. Evrensel değer ve tecrübelere o kadar çok atıf yapmaya başladık ki, kendi yerelliğimizi ve sorunlarımızı ötelemeye başladık. Yerelliğimizi unutuyoruz, maalesef.

Şu soruyu herkes kendine sormalı; Türkiye ne oldu da sistemini değiştirmeye karar verdi? Bu ülke neden cumhurbaşkanlığı sistemine geçmeli? Hatta daha da ileri gideyim; Erdoğan, bu sistemi kendisi için mi istiyor? Bu sorulara anlamlı ve tutarlı cevaplar vermek zorundayız.

Maalesef, sistem tartışmasında kendi yerelliğimizi ve yerel sorunlarımızı ıskalamaya başladık. Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesinin en önemli gerekçesi, kendi siyasal hayatıdır. Siyasal tarihimizdeki koalisyonlar, yargının siyaseti ipotek altına alma teşebbüsleri, askeri darbeler, çok başlılık, kuvvetler arasındaki çatışma gibi olumsuzluklar parlamentarizmi işlemez hale getirmiştir.

Parlamentarizm Çift Başlılıktır

Türkiye gibi bir ülke koalisyonlar ile yönetilemez; bu ülkenin güçlü bir yürütme sistemine ihtiyacı bulunmaktadır. Bir de parlamenter sistem doğası itibariyle çift başlıdır. Yürütme yetkisi devlet başkanı ve bakanlar kurulu arasında paylaştırıldığından yürütme organı ikili bir yapıya sahiptir. Ekonomik ve siyasi istikrar için bu çift başlılıktan uzak durulmalı...

Başkanlık sistemini eleştirirken veya desteklerken bu ülkenin kendi geçmişi ve tecrübeleri aklımızın bir köşesinde bulunmalı. Latin Amerika ülkeleri veya Ortadoğu'nun diktatör liderleri üzerinden bir eleştiri yapmak sadece anlamsızlık üretir, fayda vermez. Hülasa, bir teori kendi içinde ne kadar tutarlı olursa olsun pratikte bir karşılığı yoksa anlamsızdır. Başkanlık sistemi eleştirisi de öyleu2026