Cumhurbaşkanlığı/Yeni Müfredat
Türkiye tarihi dönemece girdi.
Cumhurbaşkanlığı sistemi ve yeni müfredat, kurucu iradenin halk olduğunu vurguluyor.
Çoklukta birlik.... Ötekileştirmemek... Yeni müfredatla yeni kazanımlar elde edilecek.
Taslak müfredatla Cumhurbaşkanlığı Sistemi arasında çok yakın bir ilişki var.
Cumhurbaşkanlığı; birliği, istikrarı,gücü ikame edecek, çoğunluğun azınlığa mahkum edilmeyeceği yönetim biçimi.
Yeni müfredatla da birleştirici, empatiye, saygıya, sorgulamaya, yapıcı eleştiriye, sosyo kültürel gerçekliğe dayalı adımlar atılacağı anlaşılıyor.
Müfredat taslağının lise Türk Dili ve Edebiyatı dersi 8,9,10,ve 11. sayfasında: " Programın Öğrenciye Kazandırmayı Hedeflediği Yeterlilik Beceri ve Değerler" başlığı altında:
Bilgi Okuryazarlığı, Görsel Okuryazarlık, İletişim ve İşbirliği, Eleştirel Düşünme, Yaratıcı Düşünme, Medya Okurtazarlığı, Sosyo Kültürel Farkındalık becerilerinin; Adalet, Aile, Yardımseverlik, İnanç ve İbadet, Sabır, Sevgi vb. değerlerin verilmesi; aynı zamanda, eğitimde zihniyet değişimini de yansıtmakta. Bu açıdan; Türkiye, yönetimde, düşüncede ihya dönemine giriyor. Toplumsal sancılar ise bu doğumun habercisi. İhanet odakları, bu süreci baltalayarak milleti tarihin dışına atmak isteseler de millet, varlık mücadelesinden asla taviz vermeyecek.
Yeni müfredat, yeni anayasa ile uyumluluğu; burun kırmaların, bacak ısırmaların yaşanmayacağı anlayışı tesis etmeyi hedefliyor.
Önceki dönemlerde ders kitaplarının içeriğine yerleştirilmiş ötekileştirici, takkümcü, tasnifçi, gayriahlaku00ee, gayrimillu00ee unsurları, Milli Eğitim Bakanlığı, Ders Kitaplarını İnceleme Çalıştayları düzenleyerek temizledi. Gözden kaçanlar olabilir. Bu çalışmalar Yeni Türkiye gerçeğine uyum açısından önemliydi. Yıllardır ders kitaplarına yerleştirilmiş Toplum Mühendisliği zihniyeti, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Tarih, T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, Dil ve Anlatım ve Türk Edebiyatı ders kitaplarına, daha çok da okuma metinlerine serpiştirilmişti. Elbette ders kitaplarının temizlenmesi yetmezdi; müfredatın da yeniden ele alınması gerekiyordu.
"Atatürk laikliği, dini hurafelerden arındırarak kişinin sade dindar olmasını sağlar." ifadesinin ders kitabında yer alması dikkate şayandı. " Deveye sormuşlar: Neren eğri? O da :"Nerem doğru ki?" demiş." Toplum Mühendisliğinin en açık ve çarpıcı örneklerinden birisi de işte bu ifadedir. Laikliğin, dini arındırması, sadeleştirmesi; dindarlığın sınırlarını belirlemesi, Toplum Mühendisliğinin adeta kodlarını veriyordu.
Atatürkçülüğü darbeyi meşrulaştıcı unsur olarak kullananlar, müfredatı da ders kitaplarını da buna göre dizayn etmişlerdi. Her darbe bildirisinde Atatürk'e Atatürkçülüğe atıf yapılması bundandı. FETÖ'nün darbe bildirsinde de Atatürk'e Atatürkçülüğe atıf yapılmıştır. Cuntanın adı bile Atatürk'ün sözünden alınmıştır: "Yurtta Sulh ..."
Yurtta Sulh Konseyinin bildirsindeki:
"Gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içerisinde olan Cumhurbaşkanı ve Hükümet yetkilileri tarafından...
Bu ahval ve şerait altında, yüce Atatürk'ün önderliğinde milletimizin olağanüstü fedakarlıklarla kurduğu ve bugünlere getirdiği cumhuriyetimizin koruyucusu olan ...
Meşruiyetini kaybetmiş siyasi iktidara görevden el çektirilmiştir. Vatana ihanet içerisinde bulunan tüm kişi ve kuruluşların..." (Bu bildiride "ihanet" kelimesi de çok ilginç. Anayasa değişimini şu günlerde "ihanet" olarak çarpıtmaya çalışan cuntanın siyasi uzantılarının bağlantısını göstermesi açısından da önemli.)
Müfredat, ideolojilerden arındırılmalı. FETÖ, dini; militan laikçiler de Atatürk'ü istismar ettiler.
T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Müfredatına, Kut'ül Amare ve Medine Müdafaası'nın , yakın tarihin (1950-2016) eklenmesi de isabetli olmuş. 15 Temmuz Destanı ile yetişecek nesiller, özgüven içinde olacaklar.
Müfredata iki öneri:
1- T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Müfredatının 8. ünite 1-C'ye Gezi Darbe Girişimi de eklenmeli.
2- Ortaöğretimde haftalık ders saati 40'tan 30'a indirilmeli. Böylece öğrenci, sanatsal- kültürel, sportif faaliyetlere daha rahat katılabilecektir.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi ve yeni müfredat, istiklal ve istikbal mücadelesinde önemli bir aşamadır.
