Damat Ferit
Asıl adı Mehmet Ferit olan Damat Ferit, bir zihniyetin kod adıdır. Damat Ferit, temel eğitimini İstanbul'da tamamladıktan sonra dışişlerinde memur olur. Buradaki görevi sırasında Paris, Berlin, Londra ve Petersburg gibi dünyanın pek çok şehirde bulunma fırsatını yakalar. Ancak yıldızının asıl parladığı an, VI. Mehmet Vahdettin'e damat olmasıyladır. Padişah II. Abdülhamit ve VI. Mehmet Vahdettin'in kız kardeşi Mediha Sultan ile evlenmesiyle yıldızı bir anda parlar. Böylece Mehmet Ferid, Damat Ferit oluverir.
Damat olmakla beraber kariyer basamaklarında hızla yükselir. Önce Şura'yı Devlet üyeliğine getirilir, ardından da vezir olur. Yükseldikçe yükselir.
Padişah VI. Mehmet Vahdettin, Damat Ferit'e oldukça güvenir ve onu Mondros'a gidecek heyete başkan yapmak ister. Ahmed İzzet Paşa böyle bir şeyi asla beklemiyordu, padişaha bunun kabul edilemez olduğunu söyler. Ona göre Damat Ferit'in böyle önemli bir ateşkes görüşmesine başkan olarak gitmesi kabul edilemezdi. Ahmet İzzet Paşa, sonunda restini çeker ve "Eğer Damat Ferit Mondros'a başmurahhas olarak gönderilirse istifa ederiz" der. Bunun üzerine padişahı ısrarından vazgeçirir.
Devletin içine düştüğü durum, siyasal tablo Damat Ferit'in iştahını kabartmaktadır.
Damat Ferit, VI. Mehmet Vahdettin tarafından sadrazamlık makamına getirilir sonunda. Artık bir damat olarak ulaşabileceği son noktaya ulaşmıştır. Oluşan damatlar hukuku, Damat Ferit'i zirvelere taşır. Bugün de öyle olmuyor mu?
Bir İngiliz anahtarı gibidir damatlık, her kapıyı açan. Siyaset ve hukuk üstüdür.
Ancak işler Damat Ferit'in istediği gibi gitmez. Önce İzmir işgal edilir. Tam bir kabustur. Müslümanlar, darp edilir, hakarete uğrar, yerlerde sürüklenir. Kan gövdeyi götürmektedir. Ar, namus ayaklar altındadır. Müslümanların fesleri başlarından alınıp yerlere atılır, tüfeklerin dipçikleriyle kafalar parçalanır. İşgal ile vahşet at başı gider. Öyle ki, Miralay Süleyman Fethi Bey dahi 'Zito (Yaşa) Venizelos' diye bağırmaya zorlanır. Direndi, yapmadı Miralay. Yunanlılar tarafından süngülerle delik deşik edilerek katledilmek oldu kaderi.
Damat Ferit ise İstanbul'daki İngiliz komiserleriyle görüşüyordu sık sık. Hatta İngiliz mandasının kabul edileceğini dillendirmekten de çekinmiyordu.
İşte tam bu sıralarda Anadolu'da Milli Mücadele başlamıştı. Kuvva-yı Milliye birlikleri kurulmaya başlamıştı. Artık kurtuluşun tek yolu, vatanın her karış toprağını savunmaktı. Kayıtsız şartsız, Anadolu'yu savunmaku2026 Varlık-yokluk mücadelesiydi. Ya var olacaklar ya da tarihten ve Anadolu'dan silinip gideceklerdi. Viyana önlerinden başlayan geri çekilme, artık durdurulmalıydı Anadolu'da.
Damat Ferit ve onun zihniyetine sahip olanlar, adeta işgal güçleri komutanı gibi hareket ediyorlardı. Ülkeyi büyük güçlere peşkeş çekmek derdindeydi onlar kendi saltanatları için. Kendi küçük menfaatleri uğruna, ülkenin yok edilmesine göz yummaktaydılar. Hatta Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında yakalama kararı çıkartmaktan çekinmezler.
İlk defa esaretle tanışır İstanbulu2026 55 gemilik İngiliz güçleri İstanbul'a 3500 asker çıkarır. Dört yüz altmış beş yıllık bir aradan sonra ilk defa düşman süngüsü İstanbul'dadır. Damat Ferit dönemindeu2026 Bu makam-mevki hırsı, bu damatlar hukuku, bu sömürge valisi gibi hareket etmeler, damatları hain yaptı, yapar. Ancak damatlar, ne Fransızları ne de İngilizleri memnun edebildiler.
Onlar bir zihniyettir. Onlar, ihanetin portresidir. Onlar, hukuku ve adaleti hiç saymanın adıdır. Ancak unutulmasın ki Damat Ferit'i, damatlığı kurtaramadı.
