Dolar (USD)
32.39
Euro (EUR)
34.74
Gram Altın
2405.66
BIST 100
10170.71
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Haziran 2018

Darbe girişimi devam ediyor

Haçlı- Siyonist ittifakının son umudu; 24 Haziran...

Yine Suruç yine katliam...

Türkiye, 3 yıl önce olduğu gibi seçim öncesi provokasyonlarla karşı karşıya.

Urfa- Suruç'ta, 14 Haziran'da (Ramazan Bayramı arefesinde) terör örgütü, seçim çalışmaları yürüten Ak Partili gruba saldırdı, 3 kişiyi katledip 9 kişiyi de yaraladı.

Bu olay, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra, 1 Kasım seçimlerinden önce yine Suruç'taki, 20 Temmuz'da 31 kişinin katledildiği saldırıyı hatırlattı.

24 Haziran öncesi birileri yine düğmeye bastı.

Gezi, 17-25 Aralık 2013 darbe girişimi şartları oluşturulmak isteniyor.

24 Haziran'da 'çatı aday' olarak düşünülen Gül, 28 Nisan'da " Çok geniş bir mutabakat söz konusu olursa üstümüze düşeni yapmaktan kaçınmayacağımı söylemişimdir. Temel Bey'in yaptığı görüşmeler sonucunda böyle bir mutabakatın olmadığı ortaya çıkmıştır. Adaylığım söz konusu değil." diyordu.

Gezi, 17-25 Aralık veya 15 Temmuz'da darbe gerçekleşseydi darbe sonrası sürecin başbakanı ya da cumhurbaşkanı kim/ kimlerdi?

Bu iddialardan en ilginci; Hanefi Avcı'nın 15 Temmuz darbe girişiminden 15 ay önce piyasaya çıkan, Gezi ve 17-25 Aralık darbe girişimini ele aldığı 'Cemaat'in İflası / Hoca'nın Ayağının Kaydığı Yer' kitabında geçen şu satırları:

"Yapılanların bir darbe olduğunu veya bir darbe hazırlığı olduğunun bilen herkes, acaba bu darbeyle birlikte AKP'nin yerine hükümeti kim kuracak, kim gelecek, Türkiye'yi kim yönetecek sorusunu birbirine soruyor, bu hesaplanmadan bu iş olmaz diye bugün konuşuluyor, düşünülüyor. Birçok kişi tahmin ve yorumlarına rağmen açıklık getirmiyordu. Daha sonraki gelişmelere bakarak herkesin mutabık kaldığı " Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül bu işi toparlayabilir, Türkiye'de inisiyatif koyup bu işi düzeltebilecek tek kişidir." görüşüydü. Acaba üzerinde tahminler yürütülen bu kişi veya kişiler olanlardan haberdar mıydı veya dolaylı olarak onlara ima edilmiş miydi? Böyle bir durum karşısında hazırlıklı ol denilmiş miydi? Veya Cemaat'le herhangi bir bağlantısı var mıydı? Hatta daha ilerisi de mümkün mü?

(...) Ama herkesin yorumu, kapalı mahfillerde konuştuğu da bunu ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yapabileceğiydi.

(...) İşte Türkiye'de bir darbe teşebbüsü olduğuna inanıyorsak, bu darbeden sonra kimlerin geleceğinin de planlandığını, birtakım çevrelerin bu işin içinde olduğunu, Cemaat'le en azından zımni manada işaretleştiğini veya bu darbe operasyonu başarılı olursa hükümeti kurma, kurulduktan sonra bir takım icraatları yapacak, Cemaat'in desteğiyle hareket edecek olanları gibi birçok şeyi aydınlatmak mecburiyetindeyiz.

(...) yıkınca yerine neyi koyacaklardı? Herhalde kendilerinden ve kendilerine yakın olanlardan başka birilerinin gelmesini istemeyeceklerdi. Peki, bu konuda ne yaptılar? Kimlerle görüştüler, kime ne taahhütte bulundular, kimden bir sinyal aldılar, veya neye güvenerek yola çıktılar? " ( Hanefi Avcı, Cemaat'in İflası / Hoca'nın Ayağının Kaydığı Yer, Tekin Yay. 1. Basım, s. 310,311,312, Nisan 2015, İstanbul)

Bu sorular güncelliğini koruyor.

15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı öldürmeyi planlayanlar, Atatürk Havaalanı'nda tankların arasından geçip bir eve giden, darbeyi televizyon ekranında izleyen şahsa neden selam durdular?

Darbecilerle bu evden irtibata geçildi mi?

15 Temmuz darbe girişiminin siyasi ayağı kim/ler?

Bilerek / bilmeyerek alet olanlar kimler?

24 Haziran demokrasi nöbetlerinin dönüm noktası...