Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Eylül 2015

DEĞERLER EĞİTİMİNİN DEĞERİNİ BİLELİM

Eğitim-öğretim alanında yapılan değişiklikleri halkın anlamasını bırakın; eğitimin içinde yer alanların bile tam olarak anlayıp takip ettiğini sanmıyorum. O kadar hızlı bir değişim yaşıyoruz ki hangisine uyalım, hangisine göre hareket edelim bazen kestirmekte zorlanıyoruz. "Nasıl olsa değişir." mantığıyla da çoğu şey göz ardı ediliyor, hak ettiği ilgiyi görmüyor.

Eğitim- öğretim, hayatın içinde doğal süreçte de kazanılabiliyor, kişinin çabasıyla öğrenmesi gereken ne varsa zamanla öğreniliyor. Bizim asıl derdimizin, eğitim olması gerek. Zaten olması gereken bir şeyi şimdi biz zorla, yönetmelikle, projeyle hayatımıza uygulatmaya çalışıyoruz.

Kim karşı çıkabilir ki ahlak, terbiye, dürüstlük, saygı, emek gibi değerlere. Bunlar hayatımızın olmazsa olmazları. Fakat kötü giden bir şeyler oldu ve şimdi biz bu değerleri bilen ama uygulamayan bir nesille karşı karşıyayız. Olması gerekenler olmuyor ve bizler şimdi zorla inşa etmeye çalışıyoruz bir nesli. Biliyoruz ki nesil bozulursa geleceğimiz olmaz. Şimdi bu tehlikeyle karşı karşıyayız.

Bazen öyle oluyor ki "Biz neden varız, neye hizmet etmemiz gerekiyor?" çelişkisini yaşıyoruz. Bir insan hayatta onuru için yaşar. Şerefli bir hayat sürmek için ne gerekliyse bunları kuşanarak hayat denen yolda emin adımlarla yürümeye çalışır. Okulda aldığı dersler onun akademik geleceği için gereklidir. Bu ayrı. Bir de erdemli olmak vardır. İnsana bütün diplomalardan daha gereklidir erdemli bir kişilik sahibi olmak.

Ne yazık ki gün geçtikçe toplum olarak bize en çok lazım olan değerlerimizi yitirmeye başladık. Okul sıralarında verilmesi gereken değerleri verecek öğretmenlerin elleri kolları adeta bağlandı. Sadece bilgiyi veren, bunun dışında etliye sütlüye karışmayan öğretmenler ordusuyla karşı karşıyayız. Çünkü son gelişmeler öyle hale geldi ki öğrenciye dersin dışında bir şeyler vermek, onun toplum nazarındaki konumunu düzeltmeye çalışmak yok sayılmaya başlandı.

Çocuğuna ders dışında ahlaktan, şereften, dürüstlükten bahsedilen veli, okula gelip pervasızca "Hoca, sen dersini ver çık, gerisine karışma." deme cüretini kendinde bulur oldu. Çünkü onlardan bahsedilince çocuğunun psikolojisi bozuluyormuş, çocuğu rencide oluyormuş. Ruhların rencide olmasıyla ise kimsenin ilgilendiği yok.

Tv'deki okul dizilerinin sadece bir bölümüne bakmanız yeterli. Perişan, sefil, ahmak, hovarda gösterilen öğretmenler ve onları parmağına dolayan öğrenciler. Okula yeni atanan genç bayan öğretmeni paylaşamayan öğrencilerin rol aldığı diziler oynuyor televizyonlarda. Ne olacak bu gençliğin hali diyen anne-babalar da kanallar arasında dizi yarışına devam ediyor.

Değerler eğitimi en baş eğitimimiz olmalı diyoruz. Neyle, nasıl? Ayda bir panolara asılan birkaç özlü söz, birkaç afilli fotoğraf ve geçip giden bir değer. Değerler eğitimi bu kadar önemliyse ders olarak okullara konsun. Okulun baş dersi olsun, baraj dersi olsun. Değere layık hale gelen öğrenciler geçmeyi hak etsin. Fakat nerdeee!!

Sınav puanlarının hesaplanmasında davranış notları etkili olacaktı. Belki sevgiyle bazı şeyleri vermek mümkün değilse bile notla bazı değerler kazandırılabilecekti. Olmadı. Bir veli, çocuğunun derslerinin çok iyi olduğundan ve ahlaki davranışlarının bununla ilgisi olmaması gerektiğinden dem vurarak mahkeme kararıyla bu uygulamayı iptal ettirdi. Yani dediği şuydu; Benim çocuğumun matematiği, feni, sosyali iyi olsun ama ahlakı çok önemli değil.

Tek boyutlu ele alınmayacak kadar derin bir konu bu. Öğretmenler, anne- baba, toplumun önünde olan kişiler ve etkisi olan herkes bir ucundan tutmalı değerlerimizin. Sadece olması gerektiği gibi yaşamalarını öğretmeliyiz herkese. Büyüklerine karşı saygılı olması gerektiğinin zaten farkında olan birine bu davranışı hayatında uygulatmak için ne yapabiliriz diyerek yola çıkmak gerek.

İnsanın aklına giren o kadar çok yanlış algı var ki. Her şeyden çok çabuk etkilenen gençlerin çevrelerinden alacakları rol modeller onların davranışlarını etkiliyor ve nasıl davranmaları gerektiğini bilenler bile bunun sonucunda olumsuz örnekler olarak hayata yerleşiyor.

Durum böyle olunca saygıdan, sevgiden yoksun bir toplum haline geliyoruz. Akademik başarıların yanında değerinden bu00eehaber yetişen bir nesil aramızdan geçip gidiyor. Eğitim adına ne kadar karar alınıyorsa sanki biraz daha bizi bizden uzaklaştırıyor. Keşke, daha ahlaklı nesillerin yetişmesi için bütün müfredatlar baştan sona ahlak merkezli düzenlense. Bizi ayakta tutacak, millet ve ümmet yapacak yeğane hedef, ahlaktan geçiyor. Gerisi kitapların sayfalarında zaten var.