Değersiz değerler
Tüm algıların dumura uğradığı bir dönemden geçiyoruz. Değeri olan değerlerle, değersiz değerler yer değiştirmiş durumda. Doğrular yanlışlar birbirine karışmış. Kafalar her zamankinden daha fazla karışık. Köpekler serbest, taşlar bağlı.
Dünyamızda daha büyük çalkantılar elbette olmuştur. Kaoslar, hastalıklar, savaşlar, ihanetler, hıyanetler, fitne, fücur el ele, kol kola da olmuştur. Bugünkü kadar açık olmadığından dolayı tesiri günümüzde yaşadıklarımızdan daha az hissedilmiştir diye tahmin ediyorum.
Değerlerin bu kadar değersiz hale geldiği başka bir dönem yok sanırım. Düşmanlığında bir şerefi olmalı dedirtecek cinsten günler yaşıyoruz.
İçerden başka, dışardan başka ama aynı kaynaktan beslenen çiyanların cirit attığı, kalleşlerin egemen olduğu günümüzde, yaşadıklarımızı tarih nasıl yazacak diye merak ediyorum.
İslam öncesi pers, Babil, Asur, Yahudi ve Sasani kavimlerinde kabul gören değerler, İslamiyetle birlikte bir kalite kazanıyor ve saadet asrı olarak tarihe geçen bir dönem yaşanıyor. Bu dönemde değer algısındaki değişimle birlikte insan eşrefi mahlu00fbk olarak şereflendiriliyor.
Şeytan ve nefis ile savaşı kaybettikçe, insan esfele safilin çukurunda kendini buluyor. Eşrefi mahlu00fbk ile esfele safilin arasında mekik dokuyan insanlığın yaşadığı tarih sahnesinde de değerlerimiz sık sık yer değiştiriyor.
Hiç bu kadar dumura uğramamıştı değer yargılarımız. Yargılanacak kalitede kalmadı değerlerde. Mana ve maneviyat, maddenin cazibesi altında yok olup gitti. Omurgasız yaratıklar olarak yaşamaya başladık.
Başımıza gelenler bile, silkelenip kendimize gelmemize yetmiyor. Dünün Lawrenslerine ateş püskürenler, günümüzün Lawrensi olduklarının bile farkında değiller.
Yüzlere kurşun gibi yağan tükürükler yağmur olarak kabul görüyor.
Ölüm uykusundan uyanmamız ve gaflet uykusundan kalkmamız için ülkemizin daha beter günlere savrulmasını beklemeyelim.
Yeteri kadar sallandık. Gemimiz daha fazla su almadan silkinelim artık.
Kurt körpe kuzularımızı yemeye kesin niyetli. Bulandırdığı suyu bahane ederek ha bire üzerimize geliyor.
Ne yapsak ne etsek boş. Rabbimizin göklerden verdiği kararlara layık olmak için içimizi dışımızı doğrultmak ve dosdoğru olmak zorundayız.
Muhabbet ve samimiyetle birbirimizi kucakladığımızda içimize kadar girmiş şeytanları aramızda sıkıştırarak boğabiliriz.
Hakkı ve sabrı tavsiye ederek ebabil kuşlarının yok edici gücünü kafirlerin ve münafıkların üzerine gönderebiliriz.
Göklerde verilen kararlara layık olmanın ve cenneti kazanmanın başka yolunun olmadığı kanaatindeyim.
İnsanı insan yapan değerlerin alt üst olmasına daha fazla seyirci kalmak ya da bana ne gibi nemelazımcılıkla vakit geçirmeyi tercih edersek kurunun yanında yanan yaşlar olarak dökeceğimiz göz yaşları iki dünyamızın da berbat olmasını engelleyemez.
Geçtiğimiz gün güzel İstanbulumuzda Yenibosna da meydana gelen menfur olayda yaralanan kardeşlerime acil şifalar diliyorum. Ne yapsanız ne etseniz boş. Bizi parçalayamayacaksınız. Bölemeyeceksiniz. Yenilir yutulur lokma haline getiremeyeceksiniz. Bu sefer işiniz çok zor. Dünün Türkiye'sinde olmadığımızı artık anlayın.
Fırsat varken ve yol yakınken sırat-ı müstakimde olanlardan olmak temennisi ile.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.
DUYURU: Geçtiğimiz yıllarda Feshane de şehirlerimizin yöreselleri ile ilgili düzenlenen fuarların mekanı bu sene Yeni kapı miting alanı olarak değiştirilmiş. Hafta boyu devam eden Hatay günlerini dün kendisi de Hataylı olan Sefa Saygılı Hocamla ziyaret ettik. Bazı tenkitlerim olmakla birlikte Pazar günü sona erecek fuarı, bölgenin yöresellerini tanıma adına ziyaret etmenizi tavsiye ediyorum
