Devrim niteliğinde iki kilometre taşı
İç politikada kaset komploları ortalığı toz duman ederken Türkiye, sessiz sedasız iki ihtilal gerçekleştirdi. Polonya’ya 24 adet Bayraktar TB2 SİHA yani insansız silahlı hava aracı sattı. Ayasofya’dan sonra devrim niteliğinde bir icraatla Taksim Camii’ni tamamlayıp ibadete açtı.
SİHA satışı sadece SİHA’larla sınırlı değil, bunların mühimmatları, personelin eğitimi, lojistik desteği, Türk uzmanların Polonya’da sistemi kontrol etmesi… Polonya Cumhurbaşkanı uçağa atlayıp gelmesi, iki cumhurbaşkanının huzurunda anlaşmanın imzalanması… İçerde muhalefetin, dışarıda Türkiye düşmanlarının yalan, iftira ve karalamalarına karşı Türkiye’nin gittiği yönü göstermesi açısından bu iki olay birer kilometre taşıdır. Üstelik SİHA alımında Macaristan ve diğer Avrupa ülkeleri de sırada…
Taksim Camii’nin açılışı bugün medyada çok geniş şekilde yer alacak. Osmanlı Devleti’nde azınlıklar Suriçi’nde değil daha çok Pera’da oturur, yabancı ülkeler de temsilciliklerini burada açardı. Taksim Camii’nin açılışı İstanbul’un eskiden Pera denilen Beyoğlu tarafının da Türkler tarafından fethedilerek gerçek anlamda fethin tamamlanması anlamına geliyor.
Bir NATO ülkesi olan Polonya’ya SİHA satışı, Türkiye – Avrupa ve ABD ilişkileri açısından adeta dönüm noktasıdır. Türkiye’nin ileri teknoloji ihracatı ile NATO içindeki pozisyonunu güçlendiren önemli bir olaydır. Çünkü bir ülkeye bu tür sistemler satmak demek, çeyrek asır o ülkenin silah sistemlerini kontrol etmek anlamına geliyor.
***
SİHA deyip geçmeyin. Bu sadece bir hava aracının ismi değil, aynı zamanda sizin gücünüzü gösteren bir sembol. Ermeni işgali altındaki Karabağ’ın kurtarılmasından sonra Ukrayna – Rusya savaşını da SİHA’lar kazandı. Ukrayna sınırına 130 bin kişilik inanılmaz bir askeri güç yığan Rusya, gözdağı verdi. Ukrayna, Türk İHA’ları ile karşı koydu ve oyunu bozdu. Şimdi sıra Polonya, ardından Macaristan’da…
Rusya’nın yayılmacılığına karşı Batı ülkelerini artık Türk askeri ve Türk teknolojisi koruyacak. Rusya’nın sınır komşuları ile iyi niyete dayalı bir ilişkisi yok. Putin, Sovyetler döneminde olduğu gibi yayılmacı bir politika izliyor. Önce Gürcistan’ın bir kısmını işgal etti. Ardından Ukrayna’ya bağlı Kırım’ı ilhak etti. Romanya’da Trans-Dinyester krizi çıkardı. Ukrayna’nın Dombas bölgesinde Rus azınlığı kullanarak ilhaka doğru gitmelerini ise Türk İHA ve SİHA’ları engelledi.
Bir ülkeye SİHA satmak demek, o ülkenin savunma sanayinin içine girmek anlamına geliyor. Katar, Libya, Azerbaycan ve Ukrayna’dan sonra Polonya’nın da Türk SİHA’ları alması bu açıdan önemli. Sadece SİHA’lar değil, zırhlı araçtan tank, top ve hafif silahlara kadar ihtiyaçlarını karşılar duruma geleceğiz. O da yetmez askerlerini de eğitmeye başlayacağız.
***
ABD ve Avrupa Birliği, NATO çerçevesinde Rusya’nın yayılmacılığı karşısında son yedi yılda müthiş bir savunma hattı kurdu. “Çok Yüksek Hazırlık Seviyeli Müşterek Görev Kuvveti’ni (VJTF) kuran NATO, her yıl Mart’ta başlayıp Temmuz’a kadar devam eden, 26 ülkeden 35 bin askerin katıldığı düzenli tatbikatlar yapıyor. Bu görev kuvvetinin komutanlığını yılbaşında Türkiye devraldı. 4.500 Türk askeri Polonya ve Baltık ülkelerinde görev yapıyor. Diğer ülkelerden de yaklaşık 1.700 asker var. Hepsi 2021 yılı boyunca bizim komutamızda. Polonya Cumhurbaşkanı’nın “Türk askeri geldi, bizi koruyor” demesi bu yüzden.
Avrupa ülkeleri pek öne çıkarmasa da AB’yi Rusya’ya karşı Türk askeri koruyacak. Devasa zırhlı birliklerin artık SİHA’lar karşısında hiçbir gücü kalmadı. Nokta atışlarıyla armut gibi avlanıyorlar. Rusya, Anka, Aksungur ve TB2 gibi Türk SİHA’larına karşı harıl harıl çözüm üretmeye çalışıyor. Ancak atı alan çoktaaan Üsküdar’ı geçti. Onlar bizim sistemimizin şifrelerini çözmeye çalışırken biz yapay zeka ile çalışan SİHA’lar üretmeye başladık bile. Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin dev ordusuna karşı Ebabil kuşlarının yaptığını şimdi Türk SİHA’ları yapacak.
