Dolar (USD)
32.26
Euro (EUR)
35.01
Gram Altın
2468.84
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Dijital çağı yakalamalıyız!

Sosyal medya ve dijital dünyanın yeni bir yaşam alanı oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı; “Bizim Türkiye olarak dijital çağı yakalamamız ve dijital eğitimi ön plana çıkarmamız gerekiyor” dedi.

Eğitim ve teknoloji ilişkisi çağımız adına büyük önem arz ediyor. Çünkü dijital teknolojilerin gelişim göstermesiyle birlikte birçok alanda dönüşüm meydana gelmeye başladı. Sosyal medya, yeni iletişim teknolojileri ve dijital dünya eğitimin geleceğini de etkileyecek düzeye ulaştı. Tüm bu konuları Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı ile konuştuk.

Dijital kasabanın parçası durumundayız

Anadolu Üniversitesi olarak sosyal medya alanında neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Aslında sosyal medya dijital kasabanın bir uzantısı, yeni bir yaşam alanı… Dijital kasabanın içerisinde iş yerleri var, yaşam alanları var. O yaşam alanıyla da günümüzün sosyal hayatı oluşuyor. Aslında sosyal medya o dijital kasabanın yaşam tarzı. Dijital dünya bir bakıma reel dünyaya da benziyor. Sanal ortamda karşılıklı selamlaşmalar, mesajlaşmalar, alışverişler ve ürünlerin kullanıcılara ulaşımı farklı. Kısacası her şey farklı. Anadolu Üniversitesi olarak bu alanda bir takım araştırmalar yapmak istiyoruz. Amacımız bu dijital kasabadaki yaşantıyı insanlarımıza anlatmak ve bu kasabaya indiklerinde neler yapabilecekleri ve başlarına neler geleceğini göstermek.

Kontrolsüz bir dijital dünyada yaşıyoruz

Dijitalleşmeyi eğitim adına niçin ön plana koydunuz?

Çünkü şu an bir post-truth (gerçek ötesi) çağını yaşıyoruz. Dijital dünya bize bu çağı sundu. Bu alana özellikle eğilmemizin nedenlerinden bir tanesi 10 yıl önce fakülte sekreterliği yapan bir arkadaşımın odasında otururken kurduğu “Şükürler olsun en sonunda şu tableti verdim de bizim çocuk yakamızdan düştü” cümlesi oldu. Ben de dedim ki ona öyle bir arkadaş vermişsin ki şu telefon, tablet şarjı olduğu müddetçe hiçbir şeye “hayır” demeyen, her şeye “evet” diyen bir arkadaş. Dini bilgi istiyorsan dini bilgi veriyor, cinsel bilgi istiyorsan cinsel bilgi veriyor, yemek istiyorsan evine istediğin yemeği getirtebiliyor… Konuşmamızdan 1-2 yıl gibi süre geçti. O görüşmemizde dedi ki “Çocuğu artık kontrol edemiyorum!, Benim artık sözüm geçerli değil. Çünkü bizden başka bir dünyada yaşıyor.” Öyle deyince ben de dijitalleşme işine bayağı bir kafa yordum. Bunun üzerine Anadolu Üniversitesi'ne rektör olunca ilk çalışmam, ekibimle birlikte “Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi” (SODİGEM)'i hayata nasıl geçirebileceğimiz oldu.

SODİGEM çok büyük bir proje

SODİGEM’in kuruluş amaçları ve kapsamından kısaca bahseder misiniz?

SODİGEM’in kuruluş amaçları arasında sosyal medya ve türevleri ile ilgili dijital güvenlik konularında bilimsel araştırmalar, incelemeler ve değerlendirmeler yapmak, dijital güvenlik uygulamaları geliştirmek ve bu uygulamaları kamuoyunun kullanımına sunmak, dijital dünyada yer alan tehlikeli oyun ve uygulamalara karşı bilinçlendirici eğitimler vermek, bunlara ilişkin yazılı ve görsel materyaller hazırlamak, blockchain ve uygulamaları ile ilgili araştırmalar yapmak yer alıyor.

Türkiye’de dijital eğitimi Anadolu Üniversitesi gerçekleştirir

Dijital teknolojilerin eğitime nasıl entegre edeceksiniz?

Türkiye olarak bizim dijital çağı mutlaka yakalamamız gerekiyor. Bunu kim yapabilir Türkiye'de? Eğitim anlamında bir tek Anadolu Üniversitesi yapabilir. Biz uzaktan eğitim gibi yavan bir kelime kullanmıyoruz. Çünkü artık uzaktan eğitim çok yavan bir kavram, altı boş kaldı. Dijital eğitim gerekiyor. Dijital eğitimi de; açık öğretim sistemi bulunan onlarca stüdyosu, yayın ekipmanı olan ve akredite olmuş bir Anadolu Üniversitesi gerçekleştirebilir. Çünkü dijitalleşme çok kolay değil. PDF göndermek dijital eğitim değil. O sahaya indiğiniz zaman şartlara uygun bir eğitim vermeniz gerekiyor. Dört duvar arasına girmiş bir eğitim değil, onun şartları, tahtası, sunucusu, anlatıcısı, materyali hiçbirisi bize uymuyor. Artık uzaktan eğitim devri bitti, dijital eğitim devri başlıyor.

Blockchain (Blok Zinciri) konusuna yönelik görüşleriniz nelerdir?

Devlet olmanın gücü nereden gelir? Vergi toplamaktan gelir. Para basmaktan gelir. Bayrağınız vardır. Ordunuz vardır. Şimdi para basma gücünüz varsa devlet olursunuz. Fakat şimdi öyle bir şey var ki bu dijitalleşme sürecinde parayı basmadan paraya eş değer sanal para birimler üretildi. Kripto para birimleri yani... Bizim bu değişime ivedi bir şekilde uyum sağlamamız gerekiyor. Buna göre de alt yapımızı oluşturmamız mecburi.

Dijital Dönüşüm Projesi’nin yürütücüsüyüz

YÖK, “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi” kapsamındaki “Dijital Çağda Öğrenme ve Öğretme” dersinin yürütücülüğü Anadolu Üniversitesi’ne verdi. Bunu biraz açabilir misiniz?

Evet. Ağrı İbrahim Çeçen, Bayburt, Bingöl, Iğdır, Munzur, Muş Alparslan, Siirt ve Şırnak Üniversitelerinin “Dijital Çağda Öğrenme ve Öğretme” dersinin yürütücülüğünü biz yapıyoruz. Adı geçen sekiz üniversitenin öğretim üyelerine ve öğrencilerine eğitim veriyoruz. Bir sekiz üniversite daha gelecek. Bizde ders vermeye dönük materyal üretebilen, dijitalleşme için onlarca stüdyo, belli süreçlerden geçirilmiş 40 yıllık bir tecrübe, 200'e yakın bir personel var. Sadece 40 tane yazılımcımız bu işlerle uğraşıyor. O yüzden diyorum Anadolu Üniversitesi bu misyonu üstlendi, geri adım atmaması gerekiyor. Bizden iyisi yok demiyorum. Yapabilecek biziz, o yüzden de yapmak istiyoruz.

e-devlet uygulamaları Türkiye’ye çağ atlattı

Türkiye'nin dijitalleşme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye devlet olarak dijitalleşme adına çok önemli adımlar attı. Bunu göremiyorlar. Örnek vermek gerekirse; bugün e-devlet üzerinden tapu kaydını alabiliyoruz. Bu önemli bir hamle... Dijitalleşmede devletimiz kontrolü eline almak için e-devlet sistemini kullanıyor. e-devlet üzerinden askerlik, öğrenci belgeleri...vs. alınabiliyor. Devlet bunu yapmamış olsaydı sanal alemde bunu yapabilecek bir sürü birim vardı. Fakat o zaman devlet gücünü kaybedecekti, ancak tam tersi e-devlet hizmetiyle Türkiye güç kazandı. Güçlü olduğunu gösterebilecek hamleler yaptı. İnşallah bu hizmetler artacak; çünkü hizmetler eklendikçe devletimiz hakimiyet alanını dijital sahada sürdürmüş olacak. Dijital alanda verilerin dolaşımını kontrolde tutmak zor, sunumunu yapmak önemli… Çünkü gücünüzü gösteriyorsunuz. Dijital ortamda yoksanız günümüzde güçsüzsünüz. Biz de bu noktada devletimiz için elimizden geleni yapacağız.

Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı kimdir?

5 Kasım 1975 tarihinde Erzurum'da doğan Şafak Ertan Çomaklı, ilk ve orta öğrenimini Erzurum’da tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden 1997 yılında mezun oldu. 2004 yılında Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. Aynı yıl Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nde araştırma görevlisi oldu. 2005 yılında Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ne yardımcı doçent olarak atandı. 2009 yılında doçentliğini aldı. 2015 yılında Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü’nde profesör olarak göreve başlayan Çomaklı, 2018 yılından itibaren Anadolu Üniversitesi Rektörü olarak görev yapmaktadır.