Dolar (USD)
32.31
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2412.28
BIST 100
10279.98
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Ekim 2016

Dikkatimizi dağıtmaya çalışıyorlar!

Tayyip Erdoğan, uçurumdan aşağı doğru yuvarlanırken tutunduğumuz sağlam bir daldır. İşte bu dalı kırmak, kesmek istiyorlar. Rene Guenon'dan ödünç alarak ifade edeyim. Bu ölümcül inişle uçurumun ta dibine mi ineceğiz yoksa uçurumun dibine varmadan önce bu defa da yine yeniden bir diriliş mi olacak? Bir önceki yazımda da ifade ettim. Öyle görünüyor ki yarı yolda duruş artık hiç mümkün değildir. Tutunduğumuz bu sağlam dalı kesmek için hemen her gün yeni tezgahlar tertipleniyor. Hem de Uhud Savaşı'nda 300 adamını geri çekerek peygamberimizi yüz üstü bırakmaya çalışan hain, münafık Abdullah bin Übey'in yöntemleriyleu2026 Birileri durmadan Anadolu'yu uçurumun dibine çekmeye çalışıyor! Dolayısıyla bugünün Abdullah bin Übeylerine karşı da tedbirli olmak durumundayız. Son zamanlarda sömürgeci küresel sistemin önemli projelerinden biri olan FETÖ'yü gözden düşürerek dikkatleri başka yöne çekmeye çalışan, Erdoğan'ı ve onu destekleyen insanların direncini kırmak için entrikalar çeviren bu kesimin emellerini iyi okumak mecburiyetindeyiz.

Büyük plana rağmen Fırat Kalkan'ı operasyonuyla Türkiye'nin bölgede rol almaya başladığı şöyle bir zamanda içeriden ve dışarıdan gelebilecek hemen her tehdide/algıya karşı dirençli olmak durumundayız. İngiliz iktisatçı Angus Maddison'un önümüzdeki 30 yıl içinde dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin hangi bölgeye kayacağına dair ciddi bir çalışması vardır. Bu çalışma küresel baronları hala tedirgin eden bir çalışmadır. "Contours of the Word Economy: 2030 AD" adlı çalışmasında Maddison, 2030 yılına kadar batıda nüfus artış hızının daha da yavaşlayacağını ve dünya ortalama büyümesinin de %3 civarında olacağını iddia ediyor. Madison özetle yeni ekonomik ağırlık merkezinin Berlin-Londra-Washington sacayağından çıkıp Türkiye üzerinden güneye ve doğuya kayması ve doğunun tüm dünya ekonomisine yeniden ortak olmasını öngörüyor.

Geçenlerde The National Interest Dergisi'nde Robert D. Kaplan, Maddison'un iddialarını doğrular nitelikte bir yazı kaleme aldı. Kaplan, Washington, ABD, AB ve Rusya gibi ülkelerin ekonomik olarak çıkmazda olduğunu ifade ediyor. ABD'nin devasa ve pahalı bir orduya sahip olması refah içindeki orta sınıfın bunu kabullenmesi sayesindeydi. İşte bu orta sınıf son yıllarda küçülmekte hatta parçalanıyor. ABD'nin en büyük korkusu işte bu orta sınıfın her geçen gün erimesiu2026 AB ise derin krizdeu2026 Tam da bu noktada beliren sorun; bu ülkelerin bundan böyle daha da fazla meydan okuyacak olmalarıdır. Bakınız başından beri yazılarımda ifade etmeye çalıştığım bir şey var. 1700'lü yıllardan beri teoloji, siyaset ve para üçgeninde işleyen sömürgeci bir sistem/düzenek inşa edildi. Bugün bölgedeki gelişmeler bu düzeneğin işleyip işlemeyeceğini belirleyecek. Türkiye ise burada kilit noktadau2026

Bakınız Liberallerin bize 17.yüzyılın önemli düşünürlerinden, aydınlanma çağının mimarlarından biri diye yutturmaya kalktığı John Locke İngiltere'den ABD'ye taşınan ilk sömürgecilerden biriydi. Aynı zamanda İngilizlerin kurduğu Caroline Eyalet Valiliği sekreterliği de yaptı." Siz toprağa bir şey katıyorsanız o toprak sizin olabilir ama eğer toprağa kattığınız bir değer yoksa o toprakta hakkınız yoktur" şeklinde ileri sürdüğü fikirleri yüzünden toprağa değer katmayan örneğin yerliler başta olmak üzere dünyada birçok insan katledildi. Britanya'nın bu liberal fikirler üzerinden geliştirdiği despot politikalar yüzünden dünyada neredeyse sömürülmedik ülke kalmadı.

Selman Kayabaş'ın "Operasyon" adlı kitabında okumuştumu20261999' yılında Accra'da toplanan Afrika Hakikat Komisyonu İngiliz, Fransız İspanyolların(küresel finans baronları olarak da okuyun lütfen) Afrika'dan kaçırdıkları altın, gümüş madenleriyle bu madenlerin gasp edilmesi için öldürülen, sakat bırakılan köleleştirilen Afrikaların uğradığı zararın maddi kısmı hesaplandı. Hani bir gün birileri bu toprakların, heba edilen ömürlerin hesabını sormaya ve efendilerden almaya, sahibini iade etmeye kalkarsa diye! Peki, ne kadar fiyat biçtiler biliyor musunuz? Tam 777 Trilyon dolar! Yüzyıllar geçmesine rağmen bugün İngiltere'nin gayrisafi hasılası bu meblağın yanında sadece 2 trilyon dolar kadar. Bugünkü hesaplara göre bu 360 tane Fransa devleti yapıyor!

Türkiye kurulurken de bu hassasiyet gösterildi. Türkiye'nin ekonomik olarak doğuya açılmasının önüne geçildi. İstanbul'un Londra'ya rağmen finans başkenti olmasını istemediler. Ve başkent Ankarau2026(Cemil Ertem) Şunu demek istiyorum. Halep, Musul, Kerkük, Bağdat enerji bölgesi ve bölgedeki ekonomik sistemle bağlantısı kesilen Türkiye bugünlerde yeniden bir yol bulmaya çalışıyor. FETÖ gibi alçak bir yapıyı bu yüzden başımıza bela etmediler mi? Burada iyi izleme yapmak durumundayız dostlar. Çünkü ortamı sisli hale getirmeye çalışan simsarlar yeni bir vazife üstelendi.

Birileri köşesinden millete ayar vermeye kalkıyor, darbe komisyonlarında FETÖ ile görüşme teklifleri masaya yatırılıyor, marjinal gruplar tarafından bir kardeşimizin suratına soda şişesi fırlatanlar ile müezzini darp edenler beraat ediyor. Bir taraftan panik havası estirilirken diğer taraftan sinir uçlarımıza dokunan çok enteresan hadiseler yaşanıyor vs. Dikkatleri başka yöne çekmek ve tutunduğumuz dalı kesmek için birileri yoğun mesai harcıyor. Hamdolsun çapları Anadolu insanının çok gerisinde olduğu için artık hiçbir plan tutmuyor. Her şeye rağmen yeniden ayaklarımız üzerine dikileceğimiz günlerin pek de uzak olmadığını düşünüyorumu2026

@ufukcoskunn