Dolar (USD)
32.34
Euro (EUR)
34.81
Gram Altın
2390.20
BIST 100
10276.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

26 Aralık 2023

Dilimiz kimliğimizdir

Dil bilincinin toplumda yerleşmesi ve gelişmesini sağlayacak faaliyetlerde bulunmak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek şiarıyla kurulan Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği olarak 23 şubemizle birlikte her yıl geçmişi değerlendirmek ve geleceği planlamak düşüncesiyle “İstişare ve Değerlendirme” adı altında farklı şehirlerde bir araya geliyoruz.

Bu yıl sekizincisini yaptığımız toplantı Türkiye’nin güzide şehirlerinden biri olan Düzce’de, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü’nün ev sahipliğinde gerçekleşti. Prof. Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi'nde gerçekleştirdiğimiz açılış programına Düzce Valisi Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Merkez Yöneticileri ve eşleri ile şube başkanları ve eşleri katıldı. Türkçenin karşı karşıya kaldığı sorunlar ve onlara karşı derneğimizin getirdiği çözümler üzerinde duruldu.

Genel Başkanımız Ekrem Erdem özetle “Türkçe, yaklaşık 10 milyon kilometrekareye sahip coğrafyada 200 milyona yakın konuşanı ile dünyanın en büyük dilleri arasındadır. Bugün dilimiz; bilim ve teknolojideki hızlı gelişme, basın yayın kuruluşlarının özensiz dil kullanımı, ticari hayatın getirdiği yabancı kelimeler, yabancı dil hayranlığı gibi nedenlerle tehdit altında. Günümüzde anlamsız kısaltmalar ve cümle aralarına serpiştirilen yabancı kelimelerin Türkçe'nin bozulmasına neden olmaktadır. Günümüzde gençlerimiz “kuş diline” benzer sosyal medya diliyle iletişim kuruyor ve bu alan her geçen gün genişleyerek büyüyor. “Türkçe söylendiği gibi yazılır, yazıldığı gibi okunur” kuralı, İngilizce kelimeler söz konusu olduğunda yok sayılıyor. Bir dil için en büyük tehlike ve onu yok edecek şey; alfabenin yapancı dille seslendirilmesidir. İhtiyaç halinde mutlaka dışarıdan kelime alırız. Yeni kelimeler türetiriz ve buna kimsenin itirazı olmaz. Dili zenginleştirmenin başka yolu yok. Tüm büyük diller dışarıdan kelime almışlardır. Türkçe, kelime türetmeye müsaittir.” Diyerek Türkçenin hem önemini hem de maruz kaldığı tehlikeleri dile getirdi.

Düzce Valisi Selçuk Aslan da “Hukuk metinleri ve sosyoloji, milleti tasada ve kıvançta bir arada bulunan insanlar topluluğu olarak tanımlar. Tasayı ve kıvancı aynı yürekten hissedebilmek için anlamak gerekli. Bu da ortak dille mümkündür.” Diyerek duygularını dile getirdi.

Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü ise dilin önemine değinerek, “Bir milletin aydını mutlaka 3 şeyi bilmelidir. Bunlar dini, dili ve tarihidir. Düşünebilmemiz için dile ihtiyaç vardır ve düşüncenin kaynağı dildir. Kelime haznesi dar olanın ufku da dardır. Başarılı olmanın önemli şartı, dilinde başarılı olmaktır. Dünyada en başarılı siyasi liderler birkaç dil bilenler değil, kendi dilini çok iyi konuşan ve çok iyi kullanan liderlerdir.” Sözleriyle dilin önemine vurgu yaptı.

Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, “Yabancı dil eğitimi alınırken yabancı hayranlığı oluştu” diyerek dilimizin ve neslimizin içinde olduğu sıkıntılı süreci özetledi.

“Yazım Kılavuzları ile İlgili Tespit ve Öneriler” kitabının yazarı Dr. Kadir Yılmaz, Güçlü bir medeniyet inşası gibi bir hedefimiz var ve bunun temeli dildir. Bir medeniyet dili olan Türkçemiz uzun süredir zor durumda. Çalışmamızın özü, tespit ve tekliflerde bulunmaktır. Kelimelerin değiştirilerek yerine “Resmi İkameli Türkçe”nin getirilmesiyle imlanın kasıtlı olarak bozulmuştur. Yayımlanan çok sayıda imla kılavuzuyla orta yolu tutturmak amaçlandığını, bu “orta yol” meselesinin dilimizin imlasını bir çıkmaza sürüklediğini belirtti.

Genel Başkanıımız Ekrem Erdem, “Medeniyet Okumaları, gençlerimize kökenimizi ve aidiyetlerimizi hatırlatmayı amaçlıyor. Bundan sonraki adım, projeyi her yaştan okura açık hâle getirmektir.” Diyerek bütün ayrıntılarıyla “Medeniyet Okumaları” projesini anlattı.

Programa katılan Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü, program sonunda konuşma yaparak medeniyet sembollerinin hayatın her alanına ve toplum kimliğimize dair önemli bir birikime işaret ettiğini vurguladı.

“Dilimiz Kimliğimizdir” diyerek yola çıkan ve her geçen gün daha da genişleyerek yoluna devam eden Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği ailesi dil konusunda farkındalık oluşturmaya ve bozulan dilimizi yeniden kadim medeniyetin izine çekmeye devam edecek.

“İnsanın en güzel süsü yüzüdür. Yüzünde en güzel sözü gözüdür. Ehl-i dil olanın özü sözüdür. Dili namusudur, sözü özüdür.”