Dini hayatı bilgili olarak yaşamak

Ebu Hüreyre'den:

u2013 Şeytana karşı bir tek alim, kendisini ilim öğrenmeden sadece ibadet yapmaya vermiş bin kişiden daha güçlüdür.

(Camiussagu00eer, 2418)

* * *

Tek başına ibadet, ilim öğrenmenin yerini tutamaz. İlim öğrenmeye üstün gelemez. Çünkü ilim, insana doğruyu ve yanlışı öğretir, hayatına ölçü getirir. Denge kazandırır. Şeytan gerçek ilim sahipleri ile başedemez. Ama ilimsiz olarak kendini ibadete vermiş kişiyi kolayca aldatabilir. Bu sebeple şuurlu mü'minler, ilim öğrenmeye büyük önem verirler. İbadeti, ilimle yapmanın çok daha sevaplı bir davranış olduğunu bilirler.

* * *

Hz. Enes'den:

u2013 Şüphesiz yeryüzünde alimlerin konumu; karanlık gecelerde karada ve denizde kendisine bakılarak yol bulunan gökteki yıldızlara benzer. Yıldızlar (kaybolup) kararınca, yolunu bulmuş kimselerin, yollarını kaybetmeleri an meselesidir.

(Camiussagu00eer, 2441)

* * *

Rehbersiz turist, nasıl güzel bir gezi yapamazsa, alimlerden ve eserlerinden faydalanmayan kimseler de, maneviyat yolunda emniyetle yürüyemezler. Çünkü, hayatın anlamı, yaşamın gayesi, eşyanın gerçek mahiyeti, ancak alimlerin irşad ve eğitimleriyle anlaşılır.

* * *

Bu hadisler, İslamda bilgiye ve akla verilen yüksek değeri gösterdiği gibi; alime yüklenen yüce misyonu, itibar ve hürmet makamını da açıkça ortaya koymaktadır.

İbadetlerin, İslamu00ee hizmetlerin, hayırlı amellerin bilgiyle yapılanı makbuldür. İlmi ölçüler içinde doğru niyetle, uygun şekilde yerine getirilmesi tercih sebebidir. Yeterli bilgi olmadan yapılan ibadet ve amellere şeytan kolayca müdahale edebilir. İbadet eden mü'mine, bilgisizliğinden faydalanarak, olmadık vesveseler verebilir, yanlış yönlendirmelerde bulunabilir.

Bu sebepledir ki Peygamberimiz: "Erkek ve kadın tüm müslümanlara ilim öğrenmek farzdır." buyurmuştur.

Dindarlık ve Allah'a kulluk; şuurla, ihlasla yapılacak amellerdir. Bu amellerin istenen vasıf ve kalitede olması ise, ancak bilgiyle mümkündür. Bu bilgi, kişinin yaptığının ne anlama geldiğini anlaması, en güzel şekilde nasıl yapacağını kavraması demektir. Taklitle, görenekle, yapacaklarını anlamadan, ezberlemekle Allah'a şuurlu bir kulluk yapmak, bilinçli bir dini hayat yaşamak mümkün değildir. Yapılan her işte, kaliteyi esas alan ve yüksek standartta olmayı emreden İslamiyet, ibadet ve dindarlıkta da kalite ve standart şartı getirmiştir. Bu kalite ve yüksek standarta ise, ancak ilimle ulaşılır.