Dolar (USD)
32.36
Euro (EUR)
34.70
Gram Altın
2398.54
BIST 100
10208.65
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

31 Temmuz 2019

Dış kamuoyu Halabi’nin çığlığına neden sesiz?

Kamuoyu demek bir konu veya olay hakkında halkın kanaati demektir. Eskiler ‘’kamuoyu’’ yerine ‘’Efkâr-ı umumiye’’ deyimini kullanırlarmış. Buradaki ‘’efkâr’’ kelimesi ‘’fikir’’ kelimesinin çoğuludur. O zaman demek ki, ‘kamuoyu’ kelimesi herhangi bir olay karşısında çoğulun görüşlerini ifade eder.

Bilindiği gibi kamuoyu deyimini genelde iç kamuoyu ve dış kamuoyu diye ikiye ayırırız. Ülke sınırları içindeki olaylar hakkında halkın kanaatlerini ifade etmek için iç kamuoyu, uluslararası olaylarda ağırlığını hissettiren olaylara da dış kamuoyu deriz.

Uluslararası kamuoyu, tüm dünyayı ilgilendiren terör tehditleri, iklim değişikliğinin neden olduğu küresel ısınma, ekonomik krizler ve hak ihlalleri gibi daha pek çok sorunlar olduğunda oluşur.

Kanaatlerin oluşumunun iki bileşeni vardır. İlki insanın doğal yapısıdır. İnsan kavramının da üç manası vardır. Birincisi insan cennetteyken unuttu, ikincisi, yasak ağaca yaklaşarak isyan etti ve üçüncüsü, insan diğer insanların rengine, diline, ırkına, dinine, coğrafyasına bakmaksızın ünsiyet halindedir. Demek ki, insan doğası gereği diğer insanlarla ünsiyet halinde olduğu için haksızlığa uğrayan başka bir insan gördüğünde, duyduğunda tepki gösterme kanaati gelişir.

Kanaatlerin oluşumundaki ikinci bileşen de medyadır. Çünkü medya sahip olduğu ağlarla olaylar hakkında haber vererek halkın kanaatleri yani kamuoyunu oluşturur. Diyelim ki, bir devlet bir insanın hakkını ihlal ettiği zaman medya bu haksızlığı gündeme getirdiğinde toplumda rahatsızlık oluşur ve bu kanaat etrafında kitlesel protestolar başlar. Böylece ünsiyet halinde olduğu insana karşı yapılan haksızlığın giderilmesi için kendi yöneticileri üzerinde baskı kurarak çare arar. Ancak bunun olabilmesi için medyanın aklın ve vicdanın gereklerine uygun davranacak özgür bir ortamın olması gerekir.

Devamlı insan haklarını dilinde düşürmeyen Batılı devletler, İsrail’in ‘’World Vision’’ isimli bir yardım kuruluşunun çalışanı olan Mohammed Halabi’yi haksız yere 15 Haziran 2016 tarihinden beri tutuklamasına neden sesiz kalıyor?

Yardımları organize etmek maksadıyla Kudüs’te planlanan toplantıya beş yaşındaki oğluyla birlikte giden Halabi, hiçbir hukuki gerekçe olmadan tutuklandı. İsrail’in isnat ettiği hiçbir suç unsuruna rastlanmadığı halde 3 yıldır keyfi olarak İsrail zindanlarında işkenceye maruz kaldığı iddialarına rağmen, Batılı kuruluşlar neden kılını kıpırdatmıyor?

Batılı devletlerin ve kuruluşların istismar ettiği diğer bir konu da basın özgürlüğüdür. Mohammed Halabi davasında, Batı medyası çifte standart davranarak doğru düzgün haber bile yapmadı. Halabi davası bir kez daha göstermiştir ki, Batı medyasının kendisi piyasa ve Pazar güçlerinin hâkimiyeti altındadır dolaysıyla özgür değildir.

Başa dönecek olursak Mohammed Halabi’nin özgürlüğü konusunda ‘’dış kamuoyu neden sesiz kalıyor?’’ sorumuzun cevabını önce medyanın özgürleşmesinde aramak gerekiyor.

Yanılıyor muyum?